12 aralık 2015 uzun yıllardan sonra yine yetkili satıcıya gittik, heryer mahşer yeri gibi, st’lerin etrafında ikişer üçer müşteri, boş bulduğumuz araçlara kendimiz bakıyoruz…
jetta’ları almamışlar showroom’a, sebebini emisyon diye açıklıyor bir tanesi, “ tsi’leri de var…” diyecek oluyorum, ağzında bir şeyler geveleyip arkasını dönüyor,
bordomsu bir pasat var, cam tavanlı, biniyorum içine ne kadar ferah, ne kadar büyük!..,
tungsten golf yan camdan göz kırpıyor bana, “dur…” diyorum belli belirsiz, “geleceğim yanına”…
bir de tiguan var, binmemizle inmemiz bir oluyor, kokpiti sevmedik…
hanım “seninki burada işte..” diyor “evet..” diyorum… bir tdi comfortline, başka da yok ! oysa ki ben pasifiği görmeye gelmiştim, neyse geçiyoruz kokpite, hanım kurcalıyor ilk fark ettiği torpidodaki kadifemsi kaplama oluyor, golf kadınları etkilemeyi biliyor, kokpit etkileyici, ilk görüşüm değil ama yine de etkileniyor insan, arkaya oturunca ilk iş kol dayamayı indirip bagaj kapağını açıyorum, uzun yolculuklarda yiyecek ve içecekleri arabadan inmeden ve ayak altında tutmadan bagajda muhafaza etme fikri hanıma muhteşem geliyor…
test sürüşü istiyoruz, st bugün mümkün olmadığını söylüyor, 1 hafta sonraya randevu alıyoruz, bir tdi ile yapılacakmış test, torsiyonlu di mi diyorum, bağımsız süspansiyonun sadece act’de olduğunu söylüyor, siteden ve bildiklerimden bahsetmek için çok erken, susuyorum…
çıkıp yandaki audi showroom’una geçiyoruz, A3’e bakmak istiyorum, bulunduğu kata çıkıyoruz, sedan’a hiç bakmayıp direk sportback’in içine oturuyoruz, hiçbir şey söylemiyorum etkilememek için, hanım da aynı benim gibi yuvarlak hava kanallarını beğenmiyor, “ne bunlar böyle acayip olmuş…” diyor, “aynen bence de..” diyorum, çıkıyoruz,
audi’nin önündeki otoparka geldiğimizde camda fiş kesildiğini görüyorum, meğer belediye fırsatı kaçırmamış, araç bakmaya gelenlerden otopark parası alıyor… parayı ödeyip içeri dönüyor ve otoparkınızda niye buna müsaade ediyorsunuz diyorum, st çıkıp otoparkçıyla konuşuyor, ben zaten parasını ödediğim için basıp gidiyorum,
yolda hanım aynı fiyat bile olsa ben passat’a binemem utanırım diyor, Orhan kardeşimin geçen gün burada söyledikleri aklıma geliyor, ne garip burayı sevmemin bir sebebi de bu galiba aynı şeyi o da söylemişti, haklısın deyip @Orhan Hoca 'mın söylediklerinden bahsediyorum O'na, benim de içime bir türlü sindiremeyişimin sebebi buymuş demek diyorum…
devamı haftaya…
--------------------------------------------
1 hafta sonra golf test izlenimlerimle ve hikayenin devamıyla burada yazacağım yine… tabi bu bir golf edinme hikayesi mi değil mi bilmiyorum, çünkü sonuçta bir karar vermedim, dolayısıyla hikayenin sonu belli değil ve belki de bu yüzden “daha heyecanlı….”
jetta’ları almamışlar showroom’a, sebebini emisyon diye açıklıyor bir tanesi, “ tsi’leri de var…” diyecek oluyorum, ağzında bir şeyler geveleyip arkasını dönüyor,
bordomsu bir pasat var, cam tavanlı, biniyorum içine ne kadar ferah, ne kadar büyük!..,
tungsten golf yan camdan göz kırpıyor bana, “dur…” diyorum belli belirsiz, “geleceğim yanına”…
bir de tiguan var, binmemizle inmemiz bir oluyor, kokpiti sevmedik…
hanım “seninki burada işte..” diyor “evet..” diyorum… bir tdi comfortline, başka da yok ! oysa ki ben pasifiği görmeye gelmiştim, neyse geçiyoruz kokpite, hanım kurcalıyor ilk fark ettiği torpidodaki kadifemsi kaplama oluyor, golf kadınları etkilemeyi biliyor, kokpit etkileyici, ilk görüşüm değil ama yine de etkileniyor insan, arkaya oturunca ilk iş kol dayamayı indirip bagaj kapağını açıyorum, uzun yolculuklarda yiyecek ve içecekleri arabadan inmeden ve ayak altında tutmadan bagajda muhafaza etme fikri hanıma muhteşem geliyor…
test sürüşü istiyoruz, st bugün mümkün olmadığını söylüyor, 1 hafta sonraya randevu alıyoruz, bir tdi ile yapılacakmış test, torsiyonlu di mi diyorum, bağımsız süspansiyonun sadece act’de olduğunu söylüyor, siteden ve bildiklerimden bahsetmek için çok erken, susuyorum…
çıkıp yandaki audi showroom’una geçiyoruz, A3’e bakmak istiyorum, bulunduğu kata çıkıyoruz, sedan’a hiç bakmayıp direk sportback’in içine oturuyoruz, hiçbir şey söylemiyorum etkilememek için, hanım da aynı benim gibi yuvarlak hava kanallarını beğenmiyor, “ne bunlar böyle acayip olmuş…” diyor, “aynen bence de..” diyorum, çıkıyoruz,
audi’nin önündeki otoparka geldiğimizde camda fiş kesildiğini görüyorum, meğer belediye fırsatı kaçırmamış, araç bakmaya gelenlerden otopark parası alıyor… parayı ödeyip içeri dönüyor ve otoparkınızda niye buna müsaade ediyorsunuz diyorum, st çıkıp otoparkçıyla konuşuyor, ben zaten parasını ödediğim için basıp gidiyorum,
yolda hanım aynı fiyat bile olsa ben passat’a binemem utanırım diyor, Orhan kardeşimin geçen gün burada söyledikleri aklıma geliyor, ne garip burayı sevmemin bir sebebi de bu galiba aynı şeyi o da söylemişti, haklısın deyip @Orhan Hoca 'mın söylediklerinden bahsediyorum O'na, benim de içime bir türlü sindiremeyişimin sebebi buymuş demek diyorum…
devamı haftaya…
--------------------------------------------
1 hafta sonra golf test izlenimlerimle ve hikayenin devamıyla burada yazacağım yine… tabi bu bir golf edinme hikayesi mi değil mi bilmiyorum, çünkü sonuçta bir karar vermedim, dolayısıyla hikayenin sonu belli değil ve belki de bu yüzden “daha heyecanlı….”
Moderatör tarafında düzenlendi: