Hayatımın dersi, hayat dersim..Hayatın sırrı..


silvershadow

Emekli
Katılım
6 May 2015
Mesajlar
8,996
Tepkime puanı
1,342
İsim
Murat İNCİ
Bundan Uzuuun yıllar önce..

Hayat daha hızlı kanımın hızında aktığı zamanlardı..

İşim var.. yetişmem lazım bir yerlere ve acayip acelem var..

Çok da alışık olduğum üzre gaz pedalını aracın tabanından çıkartma denemelerinin sayısızıncısındayım.

"Ah şunda azcık beygir olacaktı..." diye hayıfllanmalar o esnada sıkça içten geçiyor...

Boş yolda basmayanlar korkak,

kavşakta trafik polisi yokken trafik ışıklarında boş boş bekleyenler saf salak benim için o sıralar.

Malum ben her Türk Genci gibi acelem var.. Aksi gibi zamanım da kısıtlı...

Oysa aceleyle hayatımın dersini ve de hayat dersimi bir çöp kamyonu şoföründen almaya gidiyorum ama haberim yok..

Ansızın uzaktan sağdan bir çöp kamyonunun şoför mahalli belirdi.

Ben kornaya basmaya başladım.. Yoluma çıkmasın aman diye..

Nafile...

Kornaya bas, bas, bastımmmm ki baktım olacak değil frene abandım...

ABS'li ilk aracım ama yine de vites küçülterek kompresyonla desteklemek suretiyle etkisini güçlendirdim..

tamponum  elli santim kala durdum...

Eh tabi. Cesaret her cahilde olduğu gibi gani...

Kafayı dışarı çıkartıp sol kolumu da yukarıda hani bir metre biile olmayan mesafeden ağıııır ağııır geçen çöp kamyonunun sürücüsünün yakasına yapışacakmışçasına ileri doğru uzanmış halde ...

-"Naaapıyosun? Görmüyor musun?"

diye sıralarken küfürmüşçesine sözleri savururken..

Yakası göğsüne kadar açık, sanki eski İstanbul  külhanbeylerinden biri olan, sol elindeki tespihin baş parmağıyla sıkıştırıp ağzına sus işareti yaparken, yarı bele kadar camdan sarkmış o adam aracı durdurdu ve..olanca babacan sakinliğiyle gözlerini de kapatıp başını sağa eğip ağzının kenarındaki cigaraya doğru dört parmağını yaklaştırıp dedi ki:

"şşşşşş..... sakin... Korrrnaya basçanaa frene bas freneee. "

Öylece kala kaldım..

O adam geldi geçti gitti ve dünya döndü, evren döndü ve benim aklım başıma döndü geldi...

O havada asıl kalan elim sakince aşağıya indi yavaşça elimi kolumu içeri aldım, usul usul hareket ettim..

Adam sanki aşağıya inmiş, ben de inmiş olsam, beni bi temiz dövüp yerime koysa daha iyidi..

Adam düpedüz haklıydı yahu.. verecek cevap yoktu.

Çöp kamyonu şoförü diye hakir görmeye kalkacağın adam; üşenmemiş, beni hakir görmeyip hayatın sırrını vermiş, bana haddimin hakir gördüğüm kadar olduğunu göstermişti.

O gün bu gündür çöp kamyonu soförünün bildiği benim bilmediğim şeyi bilmenimn ağırlığını taşırım omuzlarımda.

Ehhh.. Hayat dersi; kimden, ne zaman, nasıl alınır belli değil..

ve ben,  o gün bu gündür haddimi bilmeye gayret ederim ..

 
silvershadow dedi:
Bundan Uzuuun yıllar önce..

Hayat daha hızlı kanımın hızında aktığı zamanlardı..

İşim var.. yetişmem lazım bir yerlere ve acayip acelem var..

Çok da alışık olduğum üzre gaz pedalını aracın tabanından çıkartma denemelerinin sayısızıncısındayım.

"Ah şunda azcık beygir olacaktı..." diye hayıfllanmalar o esnada sıkça içten geçiyor...

Boş yolda basmayanlar korkak,

kavşakta trafik polisi yokken trafik ışıklarında boş boş bekleyenler saf salak benim için o sıralar.

Malum ben her Türk Genci gibi acelem var.. Aksi gibi zamanım da kısıtlı...

Oysa aceleyle hayatımın dersini ve de hayat dersimi bir çöp kamyonu şoföründen almaya gidiyorum ama haberim yok..

Ansızın uzaktan sağdan bir çöp kamyonunun şoför mahalli belirdi.

Ben kornaya basmaya başladım.. Yoluma çıkmasın aman diye..

Nafile...

Kornaya bas, bas, bastımmmm ki baktım olacak değil frene abandım...

ABS'li ilk aracım ama yine de vites küçülterek kompresyonla desteklemek suretiyle etkisini güçlendirdim..

tamponum  elli santim kala durdum...

Eh tabi. Cesaret her cahilde olduğu gibi gani...

Kafayı dışarı çıkartıp sol kolumu da yukarıda hani bir metre biile olmayan mesafeden ağıııır ağııır geçen çöp kamyonunun sürücüsünün yakasına yapışacakmışçasına ileri doğru uzanmış halde ...

-"Naaapıyosun? Görmüyor musun?"

diye sıralarken küfürmüşçesine sözleri savururken..

Yakası göğsüne kadar açık, sanki eski İstanbul  külhanbeylerinden biri olan, sol elindeki tespihin baş parmağıyla sıkıştırıp ağzına sus işareti yaparken, yarı bele kadar camdan sarkmış o adam aracı durdurdu ve..olanca babacan sakinliğiyle gözlerini de kapatıp başını sağa eğip ağzının kenarındaki cigaraya doğru dört parmağını yaklaştırıp dedi ki:

"şşşşşş..... sakin... Korrrnaya basçanaa frene bas freneee. "

Öylece kala kaldım..

O adam geldi geçti gitti ve dünya döndü, evren döndü ve benim aklım başıma döndü geldi...

O havada asıl kalan elim sakince aşağıya indi yavaşça elimi kolumu içeri aldım, usul usul hareket ettim..

Adam sanki aşağıya inmiş, ben de inmiş olsam, beni bi temiz dövüp yerime koysa daha iyidi..

Adam düpedüz haklıydı yahu.. verecek cevap yoktu.

Çöp kamyonu şoförü diye hakir görmeye kalkacağın adam; üşenmemiş, beni hakir görmeyip hayatın sırrını vermiş, bana haddimin hakir gördüğüm kadar olduğunu göstermişti.

O gün bu gündür çöp kamyonu soförünün bildiği benim bilmediğim şeyi bilmenimn ağırlığını taşırım omuzlarımda.

Ehhh.. Hayat dersi; kimden, ne zaman, nasıl alınır belli değil..

ve ben,  o gün bu gündür haddimi bilmeye gayret ederim ..
Dersi ne zaman kimden alacağımız hiç belli olmuyor.

Bu da bize ders olsun. ;)

 
Aynen hocam eskiler boşa dememiş ;

Acele giden ecele gider diye .

 
Nolur nolmaz ben de cok hatta asiri dikkatli surerim aracimi, acele etmeye hic gerek yok hayat cok degerli.

 

Geri
Üst Alt