Çok kötü olaylar yaşadığımız bu günlerde maddi veya ayni yardım yapmanın, imkan varsa bölgedeki çalışmalara destek vermenin haricinde elimizden pek bir şey gelmiyor malesef. Biraz kafa dağıtmak için bir şeyler paylaşmak istedim. Son olarak bölgedeki arkadaşlarımdan aldığım bilgiye göre kıyafet ve gıda temini konusunda ciddi bir sıkıntı olmadığını fakat çadır konusunda eksik kalındığı bilgisini aldım (13/02/23) , eğer yardım yapmayı düşünen varsa bu hususu aklında tutmasında fayda olacaktır. Umarım bu yaşadığımız olaylardan gerekli dersler çıkarılır ve en azından gelecek nesiller için daha yaşanılabilir bir gelecek inşa edilir.
Geçtiğimiz günlerde 3 yıldır kullanmakta olduğum 2015 Golf 1.2 TSI Comfortline manuel aracımı satıp 2016 Golf 1.2 TSI Comfortline DSG satın aldım. Bir çok manuel Golf kullanıcısının aklının bir köşesinde böyle bir istek vardır diye düşündüğüm için deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Açıkçası yazının içeriğinde Golf 7’den pek bahsetmeyi düşünmüyorum çünkü büyük bir kısmımız aracı tanıyor, biliyor. Ben daha çok araç alış & satış sürecinden ve bu tercihi nasıl yaptığımdan bahsetmeyi düşünüyorum.
3 Yıllık Golf 7 Manuel Deneyimim ve Satış Süreci
2020 yılı haziran ayında satın almıştım aracımı. 74200 km’de beyaz renkli manuel Golf Comfortline 1.2 TSI 105 + Konfor pakete sahipti. İlk sahibinden, tamamen yetkili servis bakımlı ve konfor paketli olması satın almamdaki en büyük etkenlerdi. Konfor paketle gelen ön & arka park sensörü ve hız sabitleyici kesinlikle çok işime yaradı. Aldığım dönem covid yasaklarının kalkmaya başladığı döneme denk geliyor. Araç bedelinin bir kısmı için kredi kullanarak 122.500 TL’ye satın almıştım. Araç fiyatlarının artmaya başladığı dönemin başına denk geldiğim için piyasası haftalık değişiyordu, anlaştıktan satışa kadar olan 4 günlük sürede 127.500’e satın almak için bir kaç kişi daha hazırda bekliyordu yani aldığım günün şartlarına göre makul sayılabilecek bir rakama almıştım. O dönemin kuru ile aracın bana maliyeti 17910$, 15883€ veya 322,2 gram altın oluyordu. Yine aynı dönemde manuel yerine DSG golf almak istesem yaklaşık olarak 20.000 TL daha vermem gerekecekti. Aldığım aracın yakın zamanda yetkili serviste baskı balata ve volant değişimi yapılması dolayısı ile masrafsız olması, olası DSG arızasının bana ekstra maliyeti ve arabaya daha fazla para bağlamamak için DSG golf almadım. Aradaki fark şimdi komik gelse de o zaman için fena sayılmayacak bir tutardı.
3 yıl ve yaklaşık 16.000 km sürüş deneyiminin ardından 27 ocak’ta aracımı sattım. Kullandığım süre boyunca bütün bakımlarını aksatmadan yetkili serviste yaptırdım. Periyodik bakımın haricinde fren hidroliği, ön balata, far ampulü ve ön cam sileceği dışında bana herhangi bir masraf çıkarmadı. Araçtan oldukça memnundum, uzun yolda 4-4,5 lt sıkışık olmayan şehir içinde ise 5,4-5,8 arası yakıt tüketimine sahiptim. Çok çok nadir de olsa sıkışık trafiğe girdiğimde manuel araç kullanmanın verdiği rahatsızlıktan dolayı üzerine yaklaşık 100.000 TL koyarak 2016 Comfortline Golf alma düşüncesi bir süredir aklımdaydı. Yaklaşık 3 yıldır düzenli bir şekilde kendi aracımın piyasasını ve dsg golf’lerin piyasasını takip ederek tüketici davranışlarının ve dönem şartlarının araç piyasasına etkisini gözlemlerdim. Bu gözlemlerimin ardından 100.000 TL ek bütçe hedefi koyarak bir taraftan içime sinecek bir araç bulmaya çalışırken diğer taraftan da benim aracımın gerçek ederinin ne olacağını görmek için ilana koymuştum.
Ocak ayının başında aracı ilana koyarken benzer km ve benzer hasar durumundaki ilanlara göre en düşük rakama sahip olacak şekilde fiyatı belirledim. İlk fiyat 523.000 TL idi fakat piyasa çok hızlıydı ve neredeyse 2 günde bir değişiyordu araç fiyatları. Bende haftalık 10.000 TL fiyat artışı yapmak durumunda kaldım ve aracın ilandaki son rakamı 543.000 TL idi. Yaklaşık 3 hafta yayında kaldı ilan, 60+ favori 15 mesaj geldi. Bunlardan 4 tanesi çok ciddi alıcı idi 3 tanesi 510-520-525 verdiler, istediğim gibi bir araç bulamadığım için satmak istemedim.
Perşembe gecesi istediğim gibi bir araç buldum, Cuma sabahı görüştüm ve araç içime sindi. Acil olarak kendi aracımı satmam gerekirse ne fiyat veriyor diye belli periyotlarda bir kurumsal firmanın verdiği ön fiyatı kontrol ediyordum, tam da Perşembe akşamı verdiği teklifi 20.000 TL yükselttiklerini görünce Cuma sabahı randevu alarak expertize götürdüm. Verilen ilk teklif 551.000 TL idi, expertiz sonucunda ( 1 kapı değişen, 1 çamurluk boyalı idi, tramer 5700 TL) 525.000 teklif ettiler. Bunun ardından almayı düşündüğüm araç ile tekrar görüşüp kaparosunu gönderdikten sonra aracın satışına onay verdim. Expertiz ve noter işlemleri yaklaşık 1 saat sürdü, noterden 1 saat sonra para hesabıma yattı. Satış günü itibariyle muadil ilanlar 560 bandına çıkmıştı. İlanı yayından kaldırmayı unuttuğum için ertesi gün 540.000 TL teklif geldi araca. Açıkçası pişman değildim kurumsal firmaya sattığım için, yoğun çalıştığım için araca bakmaya gelecek kişi ile ilgilenmeye vs vaktim olmayacaktı olurda almaktan vazgeçerse anlaştığım aracı da kaçırmak durumunda kalacağım için tereddüt etmeden satışı yaptım.
Not 1: Sattığım araç yaklaşık 7 gün sonra ilana düştü ve 3 gün içerisinde 565.000 TL’ye satıldı. O gün şartlarında muadil araçlar 575.000-580.000 bandında idi.
Golf 7 DSG Alış Süreci
Kendi aracım ilandayken 3 hafta boyunca istediğim rakama istediğim özellikte pek fazla ilana denk gelmedim. 1 tane beklentilerimi karşılayan bir araç vardı fakat satıcısı 2 ay önce almış aracı ve geçmişi hakkında pek bilgi veremiyordu bende almak istemedim. Leon,megane,corolla vs beni mutlu etmeyeceğini düşündüğüm için Golf dışında pek de alternatifim yoktu. Almayı düşündüğüm araç ile benim aracın arasındaki farkında sürekli arttığını görünce değiştirme fikrinden vazgeçmeye başlamışken şans eseri istediğim gibi bir araç denk geldi.
Beyaz renkli, içi bej 2016 Golf 1.2 TSI DSG Comfortline 110 Konfor + Işık + Connectivity Paket 55.000 km’de hatasız bir araç aldım. Sattığım aracın üzerine yaklaşık 115.000 TL gibi bir rakam eklemem gerekti. Aldığım döneme göre bir miktar uygun gözükse de aldığım rakam, sattığım aracı da bir miktar uygun sattığım için pek bir şey değişmedi benim için sadece istediğim gibi bir araç alıp bu süreci bitirdiğim için rahat hissediyordum kendimi.
Her ne kadar insanlar para kazandığını düşünse de ben otomobili bir yatırım aracı olarak görmüyorum. Otomobillerin şuan aşırı değerli olduğunu düşünüyorum, enflasyonist ortamda belki değer kaybetmez ama enflasyona karşı fiyat artışı düşük kalır. Uzunca süreden beri, hobi olarak ilgimi çeken araçların 2.el araç piyasasını takip eder istatistik toplarım. Piyasanın durgun olduğu dönemlerde arabayı elden çıkarmak ,rakam uygun olsa bile istediğiniz an arabanın kolay kolay nakit paraya çevrilemediğini çok defa gördüm. En yakın örnek 2022 şubat’ta piyasasının 550.000 olduğu dönemde 480.000’e highline tiguan, piyasasının 550.000 TL olduğu dönemde 470.000’e 1.5 Highline golf satılamadığına vs şahit olduğum için bol para döneminden sonra yaşanacak durgunlukta çok fazla borç içerisinde olmamak adına arabaya fazla para bağlamak istemeyerek aynı aracın otomatiğine geçtim. Bakalım zaman ne gösterecek.
Manuelden DSG’ye geçişteki en büyük fark benim için yakıt tüketiminde oldu. Çok fazla kullanmadım aracı ama 400 km uzun yol deneyimimden sonra ortalama 110 km hızla yakıt tüketimi 5,7 lt oldu, manuelde bu değeri hiç görmezdim. Benim için aradaki fark çok problem değil ama yakıt tüketimi takıntısı olan arkadaşlar için ilerleyen günlerde ayrıca bir güncelleme yapacağım.
Retrofitçi üstadlara bir sorum olacak, araç 2016 sonu çıkışlı olduğu için makyajlı kasadaki çerçevesiz aynaya sahip. Aracın elektronik alt yapısında 2016 başındaki araçlara göre bir farklılık var mıdır ? Aklımın bir köşesinde ACC retrofit düşüncesi var 2016 sonu üretiminin bir avantajı var mıdır ?
Son söz; bu değerlendirmeler tamamen kişisel düşüncelerimdir. Hatalı veya eksik kaldığım yerler olabilir. Düşüncelerime katılmıyor olabilirsiniz, saygı duyarım
Geçtiğimiz günlerde 3 yıldır kullanmakta olduğum 2015 Golf 1.2 TSI Comfortline manuel aracımı satıp 2016 Golf 1.2 TSI Comfortline DSG satın aldım. Bir çok manuel Golf kullanıcısının aklının bir köşesinde böyle bir istek vardır diye düşündüğüm için deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Açıkçası yazının içeriğinde Golf 7’den pek bahsetmeyi düşünmüyorum çünkü büyük bir kısmımız aracı tanıyor, biliyor. Ben daha çok araç alış & satış sürecinden ve bu tercihi nasıl yaptığımdan bahsetmeyi düşünüyorum.
3 Yıllık Golf 7 Manuel Deneyimim ve Satış Süreci
2020 yılı haziran ayında satın almıştım aracımı. 74200 km’de beyaz renkli manuel Golf Comfortline 1.2 TSI 105 + Konfor pakete sahipti. İlk sahibinden, tamamen yetkili servis bakımlı ve konfor paketli olması satın almamdaki en büyük etkenlerdi. Konfor paketle gelen ön & arka park sensörü ve hız sabitleyici kesinlikle çok işime yaradı. Aldığım dönem covid yasaklarının kalkmaya başladığı döneme denk geliyor. Araç bedelinin bir kısmı için kredi kullanarak 122.500 TL’ye satın almıştım. Araç fiyatlarının artmaya başladığı dönemin başına denk geldiğim için piyasası haftalık değişiyordu, anlaştıktan satışa kadar olan 4 günlük sürede 127.500’e satın almak için bir kaç kişi daha hazırda bekliyordu yani aldığım günün şartlarına göre makul sayılabilecek bir rakama almıştım. O dönemin kuru ile aracın bana maliyeti 17910$, 15883€ veya 322,2 gram altın oluyordu. Yine aynı dönemde manuel yerine DSG golf almak istesem yaklaşık olarak 20.000 TL daha vermem gerekecekti. Aldığım aracın yakın zamanda yetkili serviste baskı balata ve volant değişimi yapılması dolayısı ile masrafsız olması, olası DSG arızasının bana ekstra maliyeti ve arabaya daha fazla para bağlamamak için DSG golf almadım. Aradaki fark şimdi komik gelse de o zaman için fena sayılmayacak bir tutardı.
3 yıl ve yaklaşık 16.000 km sürüş deneyiminin ardından 27 ocak’ta aracımı sattım. Kullandığım süre boyunca bütün bakımlarını aksatmadan yetkili serviste yaptırdım. Periyodik bakımın haricinde fren hidroliği, ön balata, far ampulü ve ön cam sileceği dışında bana herhangi bir masraf çıkarmadı. Araçtan oldukça memnundum, uzun yolda 4-4,5 lt sıkışık olmayan şehir içinde ise 5,4-5,8 arası yakıt tüketimine sahiptim. Çok çok nadir de olsa sıkışık trafiğe girdiğimde manuel araç kullanmanın verdiği rahatsızlıktan dolayı üzerine yaklaşık 100.000 TL koyarak 2016 Comfortline Golf alma düşüncesi bir süredir aklımdaydı. Yaklaşık 3 yıldır düzenli bir şekilde kendi aracımın piyasasını ve dsg golf’lerin piyasasını takip ederek tüketici davranışlarının ve dönem şartlarının araç piyasasına etkisini gözlemlerdim. Bu gözlemlerimin ardından 100.000 TL ek bütçe hedefi koyarak bir taraftan içime sinecek bir araç bulmaya çalışırken diğer taraftan da benim aracımın gerçek ederinin ne olacağını görmek için ilana koymuştum.
Ocak ayının başında aracı ilana koyarken benzer km ve benzer hasar durumundaki ilanlara göre en düşük rakama sahip olacak şekilde fiyatı belirledim. İlk fiyat 523.000 TL idi fakat piyasa çok hızlıydı ve neredeyse 2 günde bir değişiyordu araç fiyatları. Bende haftalık 10.000 TL fiyat artışı yapmak durumunda kaldım ve aracın ilandaki son rakamı 543.000 TL idi. Yaklaşık 3 hafta yayında kaldı ilan, 60+ favori 15 mesaj geldi. Bunlardan 4 tanesi çok ciddi alıcı idi 3 tanesi 510-520-525 verdiler, istediğim gibi bir araç bulamadığım için satmak istemedim.
Perşembe gecesi istediğim gibi bir araç buldum, Cuma sabahı görüştüm ve araç içime sindi. Acil olarak kendi aracımı satmam gerekirse ne fiyat veriyor diye belli periyotlarda bir kurumsal firmanın verdiği ön fiyatı kontrol ediyordum, tam da Perşembe akşamı verdiği teklifi 20.000 TL yükselttiklerini görünce Cuma sabahı randevu alarak expertize götürdüm. Verilen ilk teklif 551.000 TL idi, expertiz sonucunda ( 1 kapı değişen, 1 çamurluk boyalı idi, tramer 5700 TL) 525.000 teklif ettiler. Bunun ardından almayı düşündüğüm araç ile tekrar görüşüp kaparosunu gönderdikten sonra aracın satışına onay verdim. Expertiz ve noter işlemleri yaklaşık 1 saat sürdü, noterden 1 saat sonra para hesabıma yattı. Satış günü itibariyle muadil ilanlar 560 bandına çıkmıştı. İlanı yayından kaldırmayı unuttuğum için ertesi gün 540.000 TL teklif geldi araca. Açıkçası pişman değildim kurumsal firmaya sattığım için, yoğun çalıştığım için araca bakmaya gelecek kişi ile ilgilenmeye vs vaktim olmayacaktı olurda almaktan vazgeçerse anlaştığım aracı da kaçırmak durumunda kalacağım için tereddüt etmeden satışı yaptım.
Not 1: Sattığım araç yaklaşık 7 gün sonra ilana düştü ve 3 gün içerisinde 565.000 TL’ye satıldı. O gün şartlarında muadil araçlar 575.000-580.000 bandında idi.
Golf 7 DSG Alış Süreci
Kendi aracım ilandayken 3 hafta boyunca istediğim rakama istediğim özellikte pek fazla ilana denk gelmedim. 1 tane beklentilerimi karşılayan bir araç vardı fakat satıcısı 2 ay önce almış aracı ve geçmişi hakkında pek bilgi veremiyordu bende almak istemedim. Leon,megane,corolla vs beni mutlu etmeyeceğini düşündüğüm için Golf dışında pek de alternatifim yoktu. Almayı düşündüğüm araç ile benim aracın arasındaki farkında sürekli arttığını görünce değiştirme fikrinden vazgeçmeye başlamışken şans eseri istediğim gibi bir araç denk geldi.
Beyaz renkli, içi bej 2016 Golf 1.2 TSI DSG Comfortline 110 Konfor + Işık + Connectivity Paket 55.000 km’de hatasız bir araç aldım. Sattığım aracın üzerine yaklaşık 115.000 TL gibi bir rakam eklemem gerekti. Aldığım döneme göre bir miktar uygun gözükse de aldığım rakam, sattığım aracı da bir miktar uygun sattığım için pek bir şey değişmedi benim için sadece istediğim gibi bir araç alıp bu süreci bitirdiğim için rahat hissediyordum kendimi.
Her ne kadar insanlar para kazandığını düşünse de ben otomobili bir yatırım aracı olarak görmüyorum. Otomobillerin şuan aşırı değerli olduğunu düşünüyorum, enflasyonist ortamda belki değer kaybetmez ama enflasyona karşı fiyat artışı düşük kalır. Uzunca süreden beri, hobi olarak ilgimi çeken araçların 2.el araç piyasasını takip eder istatistik toplarım. Piyasanın durgun olduğu dönemlerde arabayı elden çıkarmak ,rakam uygun olsa bile istediğiniz an arabanın kolay kolay nakit paraya çevrilemediğini çok defa gördüm. En yakın örnek 2022 şubat’ta piyasasının 550.000 olduğu dönemde 480.000’e highline tiguan, piyasasının 550.000 TL olduğu dönemde 470.000’e 1.5 Highline golf satılamadığına vs şahit olduğum için bol para döneminden sonra yaşanacak durgunlukta çok fazla borç içerisinde olmamak adına arabaya fazla para bağlamak istemeyerek aynı aracın otomatiğine geçtim. Bakalım zaman ne gösterecek.
Manuelden DSG’ye geçişteki en büyük fark benim için yakıt tüketiminde oldu. Çok fazla kullanmadım aracı ama 400 km uzun yol deneyimimden sonra ortalama 110 km hızla yakıt tüketimi 5,7 lt oldu, manuelde bu değeri hiç görmezdim. Benim için aradaki fark çok problem değil ama yakıt tüketimi takıntısı olan arkadaşlar için ilerleyen günlerde ayrıca bir güncelleme yapacağım.
Retrofitçi üstadlara bir sorum olacak, araç 2016 sonu çıkışlı olduğu için makyajlı kasadaki çerçevesiz aynaya sahip. Aracın elektronik alt yapısında 2016 başındaki araçlara göre bir farklılık var mıdır ? Aklımın bir köşesinde ACC retrofit düşüncesi var 2016 sonu üretiminin bir avantajı var mıdır ?
Son söz; bu değerlendirmeler tamamen kişisel düşüncelerimdir. Hatalı veya eksik kaldığım yerler olabilir. Düşüncelerime katılmıyor olabilirsiniz, saygı duyarım