silvershadow
Emekli
- Katılım
- 6 May 2015
- Mesajlar
- 8,996
- Tepkime puanı
- 1,340
- İsim
- Murat İNCİ
Bir üstadımın dediği gibi "kum havuzunda kumdan kaleler değil de gökdelen inşa etmeye çalışan çocuğun dramını anlamak zordur" diye...
İşte öyle...
Neticede meraktan tutkuya veya fanatizme uzanan spektrumda herkesin yerini kendi aldığı, fikir, duygu ve tecrübelerin paylaşım forumu burası; daha fazlası değil ve daha fazlası da olmamalı....
Bunu hatırlatmak zorunda olmak: sağa sola "sevmek zorunda değil kimse birbirini, ancak saygı duymak zorunda" demekle aynı dramın parçası....
Çünkü şu meşhur paradokstaki gözden kaçan husus :"Tüm Giritliler yalancıdır "diyen kişi "Ben Giritliyim" derse; önceki söylediğinde mi yoksa sonrakine mi inanmamalıdır? Çünkü bu Giritli, ancak doğru söyleyen tek bir kişi için bile olsa, düpedüz bir iftiradır.... İftira kolaydır, öylece söyleyip, çekip gitmek ve "aslında hayatımda tek doğruyu söyledim o da yalandır" diyen birinden farksızdır.
Kısacası aforizmaların kısa, uzuuun denemelerin gereğinden uzun ve benimkisi gibi yerli yersiz duygularını, beğenilerini kusan benim gibiler için belki de bu hayatın sallantısındandır.
Kısa hayatta uzun cümleler anlaşılmazdır, daha anlaşılır kılmak için hakikati daha az sözle söylemekse sehl i mümteni olmalıdır.... Bununsa herkesçe asla anlaşılmayacak sözler etmek olduğunu hatırlatmaktan öteye gitmecek bir başka dilemmaya kucak açmaktadır.
Yerli yersiz ele geçirilemez olanı ele geçirmeyi, dile getirilemez olanı söylemeyi isteyen adamın iflah olmazlığı deniz kızı rüyalarına girmiş olandan farklı mıdır?
Golf dört lastik ve tenekeden bir arabadır, Golf aşkı başkadır... Aşık olanların meselle emsali, misalle meseleyi birbirine karıştırmaları aşkın verdiği esrikliktendir... En derin hakikatler dilsizse, dilsizler hakikatle hemhal olmuş kimseler midir? Yoksa hakiki olan konuşmayı gereksiz sözleri kifayetsiz mi kılmaktadır?
İşte öyle...
Neticede meraktan tutkuya veya fanatizme uzanan spektrumda herkesin yerini kendi aldığı, fikir, duygu ve tecrübelerin paylaşım forumu burası; daha fazlası değil ve daha fazlası da olmamalı....
Bunu hatırlatmak zorunda olmak: sağa sola "sevmek zorunda değil kimse birbirini, ancak saygı duymak zorunda" demekle aynı dramın parçası....
Çünkü şu meşhur paradokstaki gözden kaçan husus :"Tüm Giritliler yalancıdır "diyen kişi "Ben Giritliyim" derse; önceki söylediğinde mi yoksa sonrakine mi inanmamalıdır? Çünkü bu Giritli, ancak doğru söyleyen tek bir kişi için bile olsa, düpedüz bir iftiradır.... İftira kolaydır, öylece söyleyip, çekip gitmek ve "aslında hayatımda tek doğruyu söyledim o da yalandır" diyen birinden farksızdır.
Kısacası aforizmaların kısa, uzuuun denemelerin gereğinden uzun ve benimkisi gibi yerli yersiz duygularını, beğenilerini kusan benim gibiler için belki de bu hayatın sallantısındandır.
Kısa hayatta uzun cümleler anlaşılmazdır, daha anlaşılır kılmak için hakikati daha az sözle söylemekse sehl i mümteni olmalıdır.... Bununsa herkesçe asla anlaşılmayacak sözler etmek olduğunu hatırlatmaktan öteye gitmecek bir başka dilemmaya kucak açmaktadır.
Yerli yersiz ele geçirilemez olanı ele geçirmeyi, dile getirilemez olanı söylemeyi isteyen adamın iflah olmazlığı deniz kızı rüyalarına girmiş olandan farklı mıdır?
Golf dört lastik ve tenekeden bir arabadır, Golf aşkı başkadır... Aşık olanların meselle emsali, misalle meseleyi birbirine karıştırmaları aşkın verdiği esrikliktendir... En derin hakikatler dilsizse, dilsizler hakikatle hemhal olmuş kimseler midir? Yoksa hakiki olan konuşmayı gereksiz sözleri kifayetsiz mi kılmaktadır?