silvershadow
Emekli
- Katılım
- 6 May 2015
- Mesajlar
- 8,996
- Tepkime puanı
- 1,340
- İsim
- Murat İNCİ
Asla mecbur kalmadıkça ESC'yi kapatmayın.
Devreden çıkartırsanız en kısa zamanda ve en uygun yerde tekrar devreye alın.
Çünkü;
Önden çekiş ve arkadan itiş farkı....
Yazıklanacak bir şey yok aslında...
Gece ile gündüz kadar farklıdır yüksek hızlarda verdikleri tepkiler.
120 km/s hıza kadar önden çekişli araçlar son derece güvenli ve stabildirler.
Deyim yerindeyse acemiler için ve aracın sınırlarını bilmeyenler ya da bilmek için hiçbir gayreti olmayacaklar için idealdirler.
Arkadan itişli araçlar huysuz aygırlara benzer hele hele kullanıcısını yadırgar, korkusunu hissederse bir de üstüne orada fazla fazla beygir varsa sizi üstünden atmak için virajı bile beklemez, ilk gaza gereğinden bir kaç milimetre fazla bastığınız için dümdüz yolda düpedüz savururur ve "alllah allah bu düz yolda nasıl kaza yaparlar anlamam" diye bahsedilen talihsiz kişi olursunuz. Çünkü torque steer; en az arka tamponunuza hafifçe dokunulsa dahi yoldan çıkmanıza neden olacak fiziksel momentlerle aynı soydan gelen oversteer'in atası, babasıdır; anneleri kafadan kayma understeer ile izdivacı sonrası hem anaya hem babaya benzeyen en hain ve acımasız evladıdır.
Ne ESP ve XDS ne de diğerleri sizi kurtarmaya yetmeyebilir...
yaklaşık beygir güçlerinde ve hatta sizden 5 10 beygir zayıf da olsa motoru, sizin aracınızdan 5 yaş da büyük olsa sonuç değişmeyecektir....
Transmisyonu arkadan itişli araçlar özellikle virajlı yollarda ve pilotaj arasında ciddi farklar yoksa kesinlikle geride bırakır önden çekişli araçları...
Pilotajımız iyinin üstünde, hatta ileri sürüş tekniklerine vakıf olan bir üstünlükte olsa bile yine de fizik kurallarını alt edebileceğimiz anlamına gelmeyecektir.
arkadan itişli araç viraja gelirken hill and toe manevrasıyla önce motor devrini yükseltirken frenajla girilen viraj öncesinde ağırlık transferini doğru zamanda yaptığında aracın gücünü aktardığı arka lastikler virajın dışına doğru savrulmaya başlar.... İşte o an zamanlaması doğru yapılmış kontra ile önce lastiklerin tutunmasını sonra aracın ağırlığıyla lastiklerin tam tutunmasının gerçekleştiği doğrusal çizgiyi tam virajın iç orta noktasında tutturduğumuzda başlangıçta sizin aleyhinize olan fizik ve doğanın diğer güçleri bir anda sizin tarafınız geçerek sürüklenmeyi (drift) bir zevk, kontrollü olarak ağırlık transferi ile maksimum hızda virajı almamızı sağlayan bir hale getirecektir.
Bir diğer deyişle;
Arkadan itişli araçlar yüksek performans araçlarında özellikle tercih edilen aktarma sistemidir; ki, hızınızı azaltmadan virajı almanız mümkün olmayacak denli yüksekse ve araç sürüklenecek ya da kayacaksa işte bunu kontrollü olarak yapmanızı ve hızını azaltmadan araçla sağ salim virajdan çıkmanızı sağlayacak olan camiada “oversteer” dedikleri olay gerçekleşir ve sonucunda arka tekerlekler virajın dışına doğru kaymaya başladığında kontra yapılmamışsa virajın iç kısmına doğru spin atacağız demektir. Eğer bilgisiz ve çaresizce aracın kaydığı yana doğru direksiyon hareketi devam eder veya frene ya da debriyaja dokunursak, değişen ağırlık dengeleriyle aracın kontrolden çıkmasıyla sonlanacak bir hatanın ilk hamlesi olacak; yani bu hayatta yapacağımız mutlaka ilk hata değilse bile eğer yeterince hızlıysak son hata olacaktır.
Bir de bu durum ideal viraj çizgisini aracın ağırlık dağılımını kontrollü biçimde değiştirebileceğimiz ve insanların en büyük korkularından biri ile alay edercesine yeni zamanlarda drift denen çılgınlığa kucak açacaktır. Peki bu yöntemi önden çekişli bir araçla uygulamak mümkün müdür? Kısaca; hayır. Çünkü bu bizim kafadan kayma dediğimiz direksiyonel hareket yapan tekerleklerin bir de üstüne vazifeymiş gibi gücü aktarma ya da çekişi sağlama işgüzarlığının doğal bir sonucudur.
Ancaaak; 120 km/sve üstü hızların üstü, sadece aklı başında kişilerin ve arkadan itişli bir aracın direksiyonunda oturmaları halinde ve bu kişinin ileri sürüş tekniklerinin teorik ya da pratik deneyimine sahip olması halinde ve de aracını yalnızca uygun yol koşullarında sürdüğü durumlarda geçerlidir.... Burada bir kendi içinde çelişen oksimoronun nadide güzellikteki örneklerinden bu sözcüğü kullandım; ama sorun bir kez niye kullandım.... Çünkü hangi aklı başında kişi 120 km/s üstü hızlarda viraja girer sözünün yanıtının "hiçbiri" olduğunu bildiğimden...
Eee tevkkeli dememiş mi bin düşünüp bir söyleyen, dinleyene de zoru kolay eyleyen atalarımız ...
Göz ola dağların ardını göre.... Akıl olaaa başa gele....
Eren hocama söz verdiğim hız sevdamın katili de kendisidir ve size tanıştırmalıyım onu.... oversteer'i takdimimdir...
Size sözümü de yerine getirmiş olayım Eren Hocam....[mentioned]fcsrn[/mentioned]
İşte o bahsini ettiğim fırsat ya da vesile doğdu nihayet....
İzmir'den Antalya'ya yolculuğumda Denizli yolunda benim Ferrari sandığım ancak ruhsatında kamyonet yazan aracımla girdiğim her zaman 120 km/s ile virajda, kapışırken şeytana uyduğum beyaz bir sedan tarafından geçilmemi sindiremeyip ayağımın altındaki itidal olsun diye bıraktığım o gaz pedalının döşemeye yaslanmasıyla sona ermiştir gençliğim... O anda yalan yanlış bildiğim sürüş teknikleriyle, 30'umun başlarında ayağımı yere basamayacağımı anladım bu akılla.... İhtiyarlık, ihtiyari olarak davranmayı bilmenin kişileştirilmiş, cisimleştirilmiş halidir, anladım ki ben çoook gencim daha.... Her yaşlı ihtiyar değildir elbet ama her genç ölen pişman ölür desem ne fayda.... işte bu; o derin virajın sonunuda sellektör yaparak gelen kamyon da hayatımın bir film tadında ve ışık hızında aklımdan gelip geçmesinin eseri olarak kalan sözdür. Ayaklarımı yere sağ salim bastım belki ama antalyadan araca binen adamdan 30 yaş daha yaşlıydım artık tüm hayatım gözlerimin önünden geçerken o otuz yılı yeniden yaşadığım için ve ihtiyar bir adamdı artık gençliğinin ve hız sevdasının katili olan o viraja dönüp bakan...
İleri sürücülük teknikleri değil atom fiziği de biliyor olsanız fizikteki temel yasalara karşı gelmenin imkanı yoktur. Kontrol altına alınabilirlerse de tıpkı bir kurdun çiğ eti görene kan kokusunu alana kadar evcilleştirilmesine benzer biçimde geçici olarak kontrol altında tutulurlar.
Fakat durdurulamaz noktaya geldiklerinde ne merkezkaç ne atalet ne de benzeri hareketle ilgili temel ilkelerin cesaretle ve tecrübeyle tamamen ortadan kaldırılamayacağını, en usta drift ve oversteercilerin dahi kaza yaptıklarını unutmamalı.
Understeer'e ise ustalığın para etmediği, talihin çaresiz kalarak boyun eğdiği noktadır. ESP ve bağlı elektronik sistemler gücü ve frene de müdahale ederek en uygun biçimde dağıtırlar ve kazasız belasız virajdan çıkmanızı sağlar bu isimsiz kahramanlar... Ama ağırlık transferi dengesiz yapılmış bir araçta hiçbir elektronik sistem işe yaramaz.
Siz siz olun ESC, ESP ve benzerlerini kapatayım da biraz drifting yapayım yani yanlayayım demeyin dostlar... Aman
Devreden çıkartırsanız en kısa zamanda ve en uygun yerde tekrar devreye alın.
Çünkü;
Önden çekiş ve arkadan itiş farkı....
Yazıklanacak bir şey yok aslında...
Gece ile gündüz kadar farklıdır yüksek hızlarda verdikleri tepkiler.
120 km/s hıza kadar önden çekişli araçlar son derece güvenli ve stabildirler.
Deyim yerindeyse acemiler için ve aracın sınırlarını bilmeyenler ya da bilmek için hiçbir gayreti olmayacaklar için idealdirler.
Arkadan itişli araçlar huysuz aygırlara benzer hele hele kullanıcısını yadırgar, korkusunu hissederse bir de üstüne orada fazla fazla beygir varsa sizi üstünden atmak için virajı bile beklemez, ilk gaza gereğinden bir kaç milimetre fazla bastığınız için dümdüz yolda düpedüz savururur ve "alllah allah bu düz yolda nasıl kaza yaparlar anlamam" diye bahsedilen talihsiz kişi olursunuz. Çünkü torque steer; en az arka tamponunuza hafifçe dokunulsa dahi yoldan çıkmanıza neden olacak fiziksel momentlerle aynı soydan gelen oversteer'in atası, babasıdır; anneleri kafadan kayma understeer ile izdivacı sonrası hem anaya hem babaya benzeyen en hain ve acımasız evladıdır.
Ne ESP ve XDS ne de diğerleri sizi kurtarmaya yetmeyebilir...
yaklaşık beygir güçlerinde ve hatta sizden 5 10 beygir zayıf da olsa motoru, sizin aracınızdan 5 yaş da büyük olsa sonuç değişmeyecektir....
Transmisyonu arkadan itişli araçlar özellikle virajlı yollarda ve pilotaj arasında ciddi farklar yoksa kesinlikle geride bırakır önden çekişli araçları...
Pilotajımız iyinin üstünde, hatta ileri sürüş tekniklerine vakıf olan bir üstünlükte olsa bile yine de fizik kurallarını alt edebileceğimiz anlamına gelmeyecektir.
arkadan itişli araç viraja gelirken hill and toe manevrasıyla önce motor devrini yükseltirken frenajla girilen viraj öncesinde ağırlık transferini doğru zamanda yaptığında aracın gücünü aktardığı arka lastikler virajın dışına doğru savrulmaya başlar.... İşte o an zamanlaması doğru yapılmış kontra ile önce lastiklerin tutunmasını sonra aracın ağırlığıyla lastiklerin tam tutunmasının gerçekleştiği doğrusal çizgiyi tam virajın iç orta noktasında tutturduğumuzda başlangıçta sizin aleyhinize olan fizik ve doğanın diğer güçleri bir anda sizin tarafınız geçerek sürüklenmeyi (drift) bir zevk, kontrollü olarak ağırlık transferi ile maksimum hızda virajı almamızı sağlayan bir hale getirecektir.
Bir diğer deyişle;
Arkadan itişli araçlar yüksek performans araçlarında özellikle tercih edilen aktarma sistemidir; ki, hızınızı azaltmadan virajı almanız mümkün olmayacak denli yüksekse ve araç sürüklenecek ya da kayacaksa işte bunu kontrollü olarak yapmanızı ve hızını azaltmadan araçla sağ salim virajdan çıkmanızı sağlayacak olan camiada “oversteer” dedikleri olay gerçekleşir ve sonucunda arka tekerlekler virajın dışına doğru kaymaya başladığında kontra yapılmamışsa virajın iç kısmına doğru spin atacağız demektir. Eğer bilgisiz ve çaresizce aracın kaydığı yana doğru direksiyon hareketi devam eder veya frene ya da debriyaja dokunursak, değişen ağırlık dengeleriyle aracın kontrolden çıkmasıyla sonlanacak bir hatanın ilk hamlesi olacak; yani bu hayatta yapacağımız mutlaka ilk hata değilse bile eğer yeterince hızlıysak son hata olacaktır.
Bir de bu durum ideal viraj çizgisini aracın ağırlık dağılımını kontrollü biçimde değiştirebileceğimiz ve insanların en büyük korkularından biri ile alay edercesine yeni zamanlarda drift denen çılgınlığa kucak açacaktır. Peki bu yöntemi önden çekişli bir araçla uygulamak mümkün müdür? Kısaca; hayır. Çünkü bu bizim kafadan kayma dediğimiz direksiyonel hareket yapan tekerleklerin bir de üstüne vazifeymiş gibi gücü aktarma ya da çekişi sağlama işgüzarlığının doğal bir sonucudur.
Ancaaak; 120 km/sve üstü hızların üstü, sadece aklı başında kişilerin ve arkadan itişli bir aracın direksiyonunda oturmaları halinde ve bu kişinin ileri sürüş tekniklerinin teorik ya da pratik deneyimine sahip olması halinde ve de aracını yalnızca uygun yol koşullarında sürdüğü durumlarda geçerlidir.... Burada bir kendi içinde çelişen oksimoronun nadide güzellikteki örneklerinden bu sözcüğü kullandım; ama sorun bir kez niye kullandım.... Çünkü hangi aklı başında kişi 120 km/s üstü hızlarda viraja girer sözünün yanıtının "hiçbiri" olduğunu bildiğimden...
Eee tevkkeli dememiş mi bin düşünüp bir söyleyen, dinleyene de zoru kolay eyleyen atalarımız ...
Göz ola dağların ardını göre.... Akıl olaaa başa gele....
Eren hocama söz verdiğim hız sevdamın katili de kendisidir ve size tanıştırmalıyım onu.... oversteer'i takdimimdir...
Size sözümü de yerine getirmiş olayım Eren Hocam....[mentioned]fcsrn[/mentioned]
İşte o bahsini ettiğim fırsat ya da vesile doğdu nihayet....
İzmir'den Antalya'ya yolculuğumda Denizli yolunda benim Ferrari sandığım ancak ruhsatında kamyonet yazan aracımla girdiğim her zaman 120 km/s ile virajda, kapışırken şeytana uyduğum beyaz bir sedan tarafından geçilmemi sindiremeyip ayağımın altındaki itidal olsun diye bıraktığım o gaz pedalının döşemeye yaslanmasıyla sona ermiştir gençliğim... O anda yalan yanlış bildiğim sürüş teknikleriyle, 30'umun başlarında ayağımı yere basamayacağımı anladım bu akılla.... İhtiyarlık, ihtiyari olarak davranmayı bilmenin kişileştirilmiş, cisimleştirilmiş halidir, anladım ki ben çoook gencim daha.... Her yaşlı ihtiyar değildir elbet ama her genç ölen pişman ölür desem ne fayda.... işte bu; o derin virajın sonunuda sellektör yaparak gelen kamyon da hayatımın bir film tadında ve ışık hızında aklımdan gelip geçmesinin eseri olarak kalan sözdür. Ayaklarımı yere sağ salim bastım belki ama antalyadan araca binen adamdan 30 yaş daha yaşlıydım artık tüm hayatım gözlerimin önünden geçerken o otuz yılı yeniden yaşadığım için ve ihtiyar bir adamdı artık gençliğinin ve hız sevdasının katili olan o viraja dönüp bakan...
İleri sürücülük teknikleri değil atom fiziği de biliyor olsanız fizikteki temel yasalara karşı gelmenin imkanı yoktur. Kontrol altına alınabilirlerse de tıpkı bir kurdun çiğ eti görene kan kokusunu alana kadar evcilleştirilmesine benzer biçimde geçici olarak kontrol altında tutulurlar.
Fakat durdurulamaz noktaya geldiklerinde ne merkezkaç ne atalet ne de benzeri hareketle ilgili temel ilkelerin cesaretle ve tecrübeyle tamamen ortadan kaldırılamayacağını, en usta drift ve oversteercilerin dahi kaza yaptıklarını unutmamalı.
Understeer'e ise ustalığın para etmediği, talihin çaresiz kalarak boyun eğdiği noktadır. ESP ve bağlı elektronik sistemler gücü ve frene de müdahale ederek en uygun biçimde dağıtırlar ve kazasız belasız virajdan çıkmanızı sağlar bu isimsiz kahramanlar... Ama ağırlık transferi dengesiz yapılmış bir araçta hiçbir elektronik sistem işe yaramaz.
Siz siz olun ESC, ESP ve benzerlerini kapatayım da biraz drifting yapayım yani yanlayayım demeyin dostlar... Aman