silvershadow
Emekli
- Katılım
- 6 May 2015
- Mesajlar
- 8,996
- Tepkime puanı
- 1,342
- İsim
- Murat İNCİ
Mercedes Yıldızının büyüsü...
Her şey bir bahar sabahı başladı...
Kenarlarında yeni kuzulamış koyunlar, keçiler ve yeni açmış çiçeklerin süslediği yollarda sakin sürüş modunda tüm o güzelliklerin keyfini çıkartarak araba sürme isteğinin önlemez dürtüsüyle...
Aslında aklımda her zaman olduğu gibi benzinli bir araç vardı. Ancak BMW bu yıl 2017 model F30 üretmeyince rota Mercedes'e kaymıştı. İlkem; nasılsa satın alamayacağım araçları kullanarak nefsimi köreltmekti.
Mercedes E180'i olan bir arkadaşım arabalara nasıl aşık olduğumu bilip bana gel bir test sürüşü yapalım diyerek küçük bir tanıtım yapmıştı. Ama asıl Mercedes kullanma isteğim bir dostumun 3 gün kiraladığında nasıl beğendiğini anlatması olmuştu.
Mercedes Yıldızının büyüsü diyerek başladım çünkü bu ismi duyup da içinden "idare eder" bir araç geçiren sanırım yoktur.
Bu marka; " gösteriş, zenginlik, güç, ihtişam, konfor" gibi sıfatlarla özdeşleşmiş ve premium marka segmentinde liderlerden birini simgeler. İşte bu üç kollu yıldız aynı zamanda pek çok kişinin çocukluğundan bildiği kül kedisi masallarındaki gibi bir perinin sihirli değneği değince ortaya çıkan büyülü bir arabayı temsil ediyor. Pek çoklarının büyülü değnek hayatlarına değerse ve zengin olduklarında zengin olma hayallerinin zirvesine bayiden giderek bir Mercedes almayı eklemesi işte hayallerimize sızmış bu marka imajı ve bilinç altı mesajları yüzünden.
Son zamanlarda Premium markalara bir haller oldu ve neredeyse sözleşmiş gibi hepsi orta üst sınıftaki pazara da göz dikerek tırnak içerisinde "ekonomik modellerle" daha düşük düzeyde gelire sahip kullanıcılara da göz kırpmaya daha ulaşılır olmaya karar verdiler. CLA 1.5 dci motor ve donanımıyla önceki 2.0 litre motor hacmi sınırının altında kalıp vergi diliminin dikenli tellerinin altından sürünerek bu orta sınıf savaş alanında bir anda premium segmentinde adaylardan biri oldu.
İtiraf edeyim bu büyüye kapılıp fotoğraf olarak pek fazla bir şey çekmedim. Bunun yerine sonuna kadar zevkini çıkartmaya gayret ettim. Bu nedenle fotoğraflar örnek modellerden seçilmiştir, affola..
Aracı kiralayacağım gün ve saat nihayet geldi çattı. Görüştüğüm ve anlaştığım C180 gecikince, az önce saydığım nedenlerden teklif edilen CLA'yı tereddütsüz kabul ettim. Kabul ederken AMG paketli olduğunu bilmiyordum.
Ofiste işlemleri tamamladıktan sonra aracı teslim almaya gittiğim park yerinde teslim eden görevli "minimum cümle ile anahtarı teslim etti ve 1500 TL'ye kadar olanları da kapsayan full kasko olduğundan çok da detaylı bir inceleme yapmaya gerek olmadığını da vurguladı.
"Stepne var mı?" soruma
"flat-run lastikler" olduğunu söyleyince
"tamir kiti var mı?" diyerek üstelediğimde
"lastik yarılana veya parçalanana kadar sürebileceğimi, bunlardan biri olursa yol yardımı aramam halinde gelip tamir edeceklerini" söyledi.
Anlaşılan hızlı bir bilgilendirme yapan görevli Mercedes kiralayanlara pek bulaşmamak gerektiğini öğrenmiş olmalı ki; yok " aracı biliyor musunuz ?" veya yok "Daha önce kullandınız mı tanıtmama gerek var mı?" tarzında standart Mercedes kullanıcılarına sorulması halinde, sonuçları bakımından "Lütfen işime son verin ne olur?" tarzında anlaşılacak cümleler kurmadı. Ancak son derece cool olarak teslim alan benim hayatında ikinci defa (ki bir yalnızca önceki 2 km idi ) Mercedes kullanan biri olduğunu profilime bakarak teşhis edemedi. Aynı kişi, yani ben park frenini ve vites kolunu biçâre halde ararken de bereket versin görmedi. Bana yıl gibi gelen bir kaç saniyeden sonra düğme, kol, navigasyon tekerleği tuşunda vites değiştirmeyi aramayı bırakıp ilk şoku atlatarak arkadaşımın aracındaki silecek kolu, sinyal kolu, hız sabitleme kolu kombinasyonunu hatırladım. Bereket versin hatırladım da "vites kolu nerde bunun?" diyerek karizmayı çizdirmeden ayrıldım. Eski kasa Mercedes'lerde sol ayak freni veya sol ayak park freni diye bir şey vardı, uzun yıllar önce bundan vazgeçtiler diye bildiğim için aramadım, ancak silecek kolunun bulunduğu yerde vites kolunu bulmak itiraf edeyim alışılmadık. Bunu Mercedes'te ortaklık kuran Amerikalı Daimler şirketinin Avrupalı kullanıcılara Amerikalılara özgü koldan veya direksiyondan veya bilekten vites diye adlandırılan bu kazığı attığını anlayarak küçük bir gülümsemeye engel olamadım.
CLA'ya binmeden dışarıdan ilk dikkat çeken şeyler:
Saldırgan coupe formundaki silüeti:
Önden ve arkadan görünüşün şıklığı ve farların ya da stopların araca kattığı ifadesinin modernliği.
kapıları açma tuşuna basınca yanan aydınlatmalar: (Bu yıldızın aydınlatması sonradan eklenmiştir)
ve AMG imzalı 18 inç, 5 çift kollu AMG tasarımı hafif alaşım jantlar:
CLA'ya binerken dikkatimi çekenler:
kesinlikle ilk olarak; adetâ yerde oturuyormuşçasına düşük profilli ve kırmızı dikişli, ARTICO Deri spor koltuklar, (iç kısımları nubuk)
Çerçevesiz cama sahip kapı koluna elinizi atınca "vızt" diye azıcık aşağıya inerek kapıyı açmanıza imkan veren, sonra kapatınca yine "vızt" diye yuvasına gömülen camlara sahip, "rap" diye kapanan, ağır olduğunu hisssettiren ama bir o kadar kolay hareket ettirilen kapılar.
Sizi karşılayan ve süresini sizin belirlediğiniz zaman sonunda daha başka bir ambiyans rengine bürünen iç aydınlatma ;
CLA'nın içindeyken dikkatinizi çeken :
ilk şey; adetâ sanat eseri kadar özenle her bir detayı işlendiği her halinden belli olan, altı düzleştirilmiş ve el temasının nispeten fazla olacağı tutma yerleri perfore deri kaplı kırmızı dikişli Nappa direksiyon...
kırmızı dikişli deri konsol,
evet...yanlış duymadınız konsol...
Aynı şekilde deri kaplı ve kırmızı iple dikişleri belirginleştirilmiş kapı içleri
AMG demişken bu kısaltmanın Mercedes'in performanslı kullanım amaçlı parçalarını ama özellikle motorlarını üreten ya da geliştiren tuning firması olduğunu ve Mercedes'in yan kuruluşu olduğunu sanırım bilmeyen yoktur.
Ancak bu kısaltmanın ne anlama geldiğini bilen azdır diye tahmin ederek kısa bir açıklamasını yapayım:
AMG : 1967 yılında "AMG Motor üretim ve geliştirme Şirketi" ismiyle kuruldu. İki (artık emekli) kurucu mekaniker/mühendislerinin ismini vererek onları onurlandırmak amaçlandı; Hans Werner Aufrecht (A) and Erhard Melcher (M) ve Hans Werner Aufrecht'in doğum yeri olan Grossaspach (G) şehrinin baş harflerinin bir araya gelmesiyle oluşturuldu. Üzerinde ilk çalıştıkları Mercedes 300 SEL 6.3.'ün yarışlarda kazandığı başarılar üzerine bu aracın üzerinde kullanılan bütün performans arttırıcı veya görsel amaçlı parçanın diğer Mercedes kullanıcıları tarafından talep edilmesiyle 1970'lerde genişleyerek tüm araçlarda kullanıma yönelik tasarım ve geliştirmelerle üretime başlandı.
(Kaynak : https://www.mercedes-amg.com/about_story2.php?lang=eng)
AMG'nin özel egzoz sisteminin kulaklara çektiği ziyafet ve ruhtaki derin boşlukları gidererek sportif karakterde bir araç kullandığınızı size hissettirmek suretiyle doyurması için sanki. Ancak yanından gelip geçenler sadece bir an duyabilecekler bu güzelliği ne yazık ki.
Ses dinlemek için buraya tıklayın ve scroll'u aşağıya kaydırın
AMG paketli olan kullandığım araç gerçek AMG modeli değil de yalnızca kurt postuna bürünmüş kuzu gibi yalnızca AMG görünüşlü olanı. Audi'den hatırlayacaksınız RS'in evcilleştirilmişi olan S donanım seviyesini sert bulanlar veya görünüşü kurtarmakla yetinenlerin tercihi S olmayıp S gibi görünen S-Line'lar misaldir bu durum. Çünkü bir canavar yüreği ve ciğerlerinin bulunması gereken kaputunun altında 1461 cm3 lük Renault'dan alınarak geliştirilmiş eco motorlu 109 beygirlik bir motoru barındırıyor. Pek çoğumuz bu beygirlerde araç kullandığı için kuzu diye tabirler kullanmak akıllıca olmaz diye düşündüm. Fakat genellikle 400-600 beygir aralığında güç üreten makinelerden biri olmadığını bilmek yeterli. Ayrıca bu kaputun altındaki bir bir Renault motoru da değil tork ve beygir gücünün farklı Mercedes imzalı olduğuna da dikkatinizi çekerim.
Araçta anahtarsız giriş ve çalıştırma vardı. Anahtar standart Mercedes anahtarıydı.
Kullanım özelliklerinden kullandığım 240 km boyunca alışamadığım direksiyonu, doksan derecelik bir sokakta neredeyse arka jantı sürtmeme veya lastiği yarmama neden oluyordu. Nedeni; Direct-Steer direksiyon sistemi bulunan direksiyon simidinin açısına göre değişken bir yönlendirme oranıyla, hıza duyarlı hidrolik direksiyonun konforunu amaçlayan bu sistem düşük hızda daha az turla daha fazla tekerleklerin daha fazla dönmesi anlamına geliyor. Hızlandıkça bu kolayca hareket ettirme ve tepkisi değişir ve buna alışmak zamanla mümkün olabilir.
AMG pakette Standart olarak bulunan DYNAMIC SELECT Sürüş Karakter Seçim Fonksiyonu spor ve diğer modlar arasında benim açımdan bariz bir fark görülmedi. Ancak görülmesini sağlayacak limitlerde kullanılmaması da buna etkilidir diye düşünüyorum.
Soldaki kol vites koludur ve sağdaki büyük kol sinyaldir. Sol alttaki kol Cruise control'ün Mercedes'çesi "Tempomat" kontrol kolu.
Son derece basit bir kullanımı var. Kolu yukarı çekince önce N'ye sonra R'ye yani geri vitese geçiyor. Kolu aşağı çekince D'ye geçiyor. Üstündeki düğme ise park vitesi. Kapıyı açınca ya da kontağı kapatınca da otomatik P ye alıyor.
Tempomat'ı kullanmayı öğrenmek zamanımı aldı ancak öğrendim. Kolun üstündeki düğme kapatma açma ve mod tuşu. Düğmeye bir kez basınca hız sınırlayıcıya (limitör) geçer kol üste hafifçe kaldırılınca birer birer hızlı kaldırılınca ve tık sesi gelince onar onar km/s artar aynı şekilde aşağıya doğru azaltılır. Kol çekilince devre dışı kalır.
Silecek sinyal kolu üzerindedir. Silecek kolu üzerindeki düğmeye basılı tutunca genellikle kolu çekili tutmaya benzer biçimde su püskürtür ve siler sonra son kere daha otomatik olarak akan suları siler.
Motor 1465 kg boş ve 4 kişi için 1750 kg'ın üzeride ağırlık için maalesef yetersiz kalıyor. kick down yapılınca normal hızlanıyor, normal hızlanma için gaza basılınca yavaş yavaş devirleniyor. Motor ve rüzgar sesi benim kullandığım şehir içi ve şehirler arası limitlerde yok. O kadar sessiz ki; motorun çalışmasını benzinlikte elini kaputa koyan görevli anlayamadı... Göstergelere bakınca çalıştığı anlaşıldı.
Süspansiyon 10 mm alçaltılmış AMG'ye özel spor süspansiyon, üzerine ekstra yanaklı lastiklerden de sert yanaklı flat-run lastikler ve 18 jantla bir araya gelince resmen kabus... Jantların üzerinde eskiden "tornet" derdik, rulmandan tekerlek yapıp tahtaya sabitlenip araba niyetine kullanılmasına benzettim.
Arkadaki eşim ve kızım yurdumuzda bolca bulunan her asfalt yaması, her köprü bağlantısı ve her çukuru maalesef hissettiler. Yeri gelmişken arka koltuklardaki emniyet kemer ve tokaları açıkta durdukları için kullanılmazsa oturanın böbreklerini deşmekle tehdit ediyorlar. Ben arka koltuklara oturdum üzerine deri kaplanmış tahta gibi geldiler bana. Kapıyı kapatınca uzun boylu olanlara tavan mesafesi dar, Türk standartlarında normal ve hatta camı doğrudan göremeyecek kadar alçak konumlanmış açıkçası, klostrofik. Eşim Golf'ün arka koltuklarında daha rahat ettiğini ve midesinin bulanmadığını söyledi. Bence haklı. Bu araç arka koltukları göstermelik ve iki kişilik çekirdek aile olarak kalmakta ısrarlı çiftlere idealdir. Arka koltuğa oturanlar uzun süre oturamayacakları için kendi yollarına gitmeyi tercih edeceklerinden misafirlik ve yol arkadaşlıkları da kaçınılmaz olarak kısa sürecektir.
8 inch TFT Medya ekranı şaşırtıcı derecede net ve animasyonlar etkileyici. Ekrandaki geri tuşuna aldanmayın dokunmatik değil. Sanırım maliyetle ilgili olmalı. Geri görüş kamerası çalışmasıyla performansı bir harika. Geri geri bir sokak boyu geldim çünkü ona güveniyorsunuz hemen ve ileriyi bile net biçimde gösteriyor. Çizgiler direksiyon hareketiyle kıvrılarak manevra noktasını gösteriyor.
7 İleri DCT şanzıman sessiz, hatasız ve sakin kullanım modunda ekonomik. Araçta gidişte 4.5 kişiyle ve dönüşte de ciddi bagaj ve aynı kişiyle 240 km kullanımda 58 TL yakıt tüketti.
Fren pedalından baıncı azalttığınızda ilk kademede start stop devreden çıkıyor ikincisinde araç hareket ediyor. Fren pedalı alışık olduğunuz üzere basma diye bir şey yok. Bildiğimiz taş gibi sert ve sanıtım bir iki santimlik aralıkta çalışıyor gibi..
Saklama alanları ve eşya gözleri:
Torpido oldukça küçük alanlı ancak halı kaplı
Kapı içindeki harita gözü dar ancak bir küçük şişe suyu sığacak kadar genişlikte.
Kol dayama ileri geri hareket ediyor ancak tıpkı BMW gibi yükseklik ayarı bulunmuyor.
Kol dayamanın içi oldukça derin, içerisinde USB girişi mevcut
önündeki kısım telefon için ideal ve onun önünde de bir küçük göz bulunuyor. her ikisi de yarı otomatik kapaklı
Kapı içlerinde koltukların 3 ayrı kullanıcı için hafızaya kaydetme imkanı var. Böylece valeye veya yıkamaya verince yarım saatte ayarladığını koltuğun ayarlarını bozup teslim etmesine de kızmayacaksınız.
Alümiyum spor pedallar oldukça şık. Ancak ıslanınca kayar mı diye endişe yarattı bende.
Tavanda bisiklet, port bagaj ve kayak taşıyıcıların ayakları için gizli yuvalar var. Burada maksimum 100 kg taşımaya izin var.
Bagaj kapasitesi 470 litre ve koltuklar ikili ve tekli olarak ve arkadaki koltukların ortasında olmak üzere üç noktadan erişim veya genişletme kapasitesi olduğu gibi; kayak ve sopaları için koltukları yatırmadan bagajdan uzatılabilecek bir penceresi de var.
Kapı marşpiyellerinde bulunan metal plakette AMG yazılı koruyucular gerçekten oldukça şık.
Cam tavan gerçekten cam tavandır ve müthiştir. Güneş perdesi dahil elektriklidir. Ön cam ve yan camla gibi cam tavan da UV filtrelidir. Dolayısıyla öyle güzel ayarlanmıştır ki Öğlen güneşinde dahil kullanırken güneş gözlüğüne ihtiyaç yoktur.
Elektrikli katlanır yan aynalardan sürücü tarafındaki ve orta dikiz ayna kromatiktir; yani ışığa duyarlıdır ve otomatik kararır.
Sürüş esnasında hızınız ve önünüzdeki araç arasında tutarsızlık varsa veya sola sinyal verdiğinizde solunuzda kör noktanızda bir araç varsa uyarı sistemi akustik olarak uyarıyor.
Aracın altında amortisör kulesi vb bir çıkıntı bulunmadığı için yurdumun yollarına uygundur.
Göstergeler . Neo klasik.. Analog ve dijital bir arada.
çk
Artılar: Müthiş düşük yakıt tüketimi, sessizlik, şık dizayn, kaliteli ve premium iç mekan
Eksiler: Güçsüz motor, tepkileri düşük şanzıman, Görüş açısı dar, özellikle arka koltuklar rahatsız.
Aklımda kalanlar:
Sanat eseri kadar özenli tutma yerleri perfore deri kaplı kırmızı dikişli direksiyon
Çerçevesiz camlar
ve adeta yere oturur gibi düşük profili
Sonuç:
Görünüşü karizmatik, Mercedes Markasının imajının şişirdiği yelkenlerle tam yol alan bir gemidir. Kullanışı da gazın verdiği tepki bakımından gemi benzetmesine uygundur. Hani gazı açarsınız kendisi ne zaman canı isterse hızlanır yol alır ya, işte böyle. Direksiyon tepkileri için ve yol tutuş için elbette haksızlık olur aynı benzetme. bunca özverinin karşılığı tam olarak alınmış denebilir.
Fiyat: 218 bin lira
Potansiyel Alıcı kitlesi:
Büyük şehirlerde yaşayan; tekerlekleri otoban dışında bozuk yol bile görmeyen; tatile giderken götürülmeye kıyılamayan, yalnızca bir çocuk imkanı veren genç muhafazakar burjuva sınıfının gönüllerinden geçen Coupe'nin görünüşüne sahip sedan ihtiyacı için icat edilmiş bir geçiş modelidir. Aile büyüklerine, büyük aileye imkan vermez, çünkü arkada oturulmaz yalnızca koltuklar isofix bağlantılarıyla bebek koltuğuna uygundur.
Kül kedisi hikayesinde perinin sihirli değneği değdiğinde olağanüstü bir arabaya dönüşen bu büyünün saat tam gece yarısında bozulması gibi ben aracı teslim etmeye giderken birden balkabağına dönüştü.
Ne BMW kullanırkenki gibi bir meydan okuma ve baştan çıkartma hissettim ne de uzaklaşırken bir dahaki sefere diye umutla bir bekleyişi başlattım. Hatırımda kalan yalnızca o ağırbaşlı yıldız.. Ama büyü bozuldu.. artık başka hayallere yelken açtım.
Her şey bir bahar sabahı başladı...
Kenarlarında yeni kuzulamış koyunlar, keçiler ve yeni açmış çiçeklerin süslediği yollarda sakin sürüş modunda tüm o güzelliklerin keyfini çıkartarak araba sürme isteğinin önlemez dürtüsüyle...
Aslında aklımda her zaman olduğu gibi benzinli bir araç vardı. Ancak BMW bu yıl 2017 model F30 üretmeyince rota Mercedes'e kaymıştı. İlkem; nasılsa satın alamayacağım araçları kullanarak nefsimi köreltmekti.
Mercedes E180'i olan bir arkadaşım arabalara nasıl aşık olduğumu bilip bana gel bir test sürüşü yapalım diyerek küçük bir tanıtım yapmıştı. Ama asıl Mercedes kullanma isteğim bir dostumun 3 gün kiraladığında nasıl beğendiğini anlatması olmuştu.
Mercedes Yıldızının büyüsü diyerek başladım çünkü bu ismi duyup da içinden "idare eder" bir araç geçiren sanırım yoktur.
Bu marka; " gösteriş, zenginlik, güç, ihtişam, konfor" gibi sıfatlarla özdeşleşmiş ve premium marka segmentinde liderlerden birini simgeler. İşte bu üç kollu yıldız aynı zamanda pek çok kişinin çocukluğundan bildiği kül kedisi masallarındaki gibi bir perinin sihirli değneği değince ortaya çıkan büyülü bir arabayı temsil ediyor. Pek çoklarının büyülü değnek hayatlarına değerse ve zengin olduklarında zengin olma hayallerinin zirvesine bayiden giderek bir Mercedes almayı eklemesi işte hayallerimize sızmış bu marka imajı ve bilinç altı mesajları yüzünden.
Son zamanlarda Premium markalara bir haller oldu ve neredeyse sözleşmiş gibi hepsi orta üst sınıftaki pazara da göz dikerek tırnak içerisinde "ekonomik modellerle" daha düşük düzeyde gelire sahip kullanıcılara da göz kırpmaya daha ulaşılır olmaya karar verdiler. CLA 1.5 dci motor ve donanımıyla önceki 2.0 litre motor hacmi sınırının altında kalıp vergi diliminin dikenli tellerinin altından sürünerek bu orta sınıf savaş alanında bir anda premium segmentinde adaylardan biri oldu.
İtiraf edeyim bu büyüye kapılıp fotoğraf olarak pek fazla bir şey çekmedim. Bunun yerine sonuna kadar zevkini çıkartmaya gayret ettim. Bu nedenle fotoğraflar örnek modellerden seçilmiştir, affola..
Aracı kiralayacağım gün ve saat nihayet geldi çattı. Görüştüğüm ve anlaştığım C180 gecikince, az önce saydığım nedenlerden teklif edilen CLA'yı tereddütsüz kabul ettim. Kabul ederken AMG paketli olduğunu bilmiyordum.
Ofiste işlemleri tamamladıktan sonra aracı teslim almaya gittiğim park yerinde teslim eden görevli "minimum cümle ile anahtarı teslim etti ve 1500 TL'ye kadar olanları da kapsayan full kasko olduğundan çok da detaylı bir inceleme yapmaya gerek olmadığını da vurguladı.
"Stepne var mı?" soruma
"flat-run lastikler" olduğunu söyleyince
"tamir kiti var mı?" diyerek üstelediğimde
"lastik yarılana veya parçalanana kadar sürebileceğimi, bunlardan biri olursa yol yardımı aramam halinde gelip tamir edeceklerini" söyledi.
Anlaşılan hızlı bir bilgilendirme yapan görevli Mercedes kiralayanlara pek bulaşmamak gerektiğini öğrenmiş olmalı ki; yok " aracı biliyor musunuz ?" veya yok "Daha önce kullandınız mı tanıtmama gerek var mı?" tarzında standart Mercedes kullanıcılarına sorulması halinde, sonuçları bakımından "Lütfen işime son verin ne olur?" tarzında anlaşılacak cümleler kurmadı. Ancak son derece cool olarak teslim alan benim hayatında ikinci defa (ki bir yalnızca önceki 2 km idi ) Mercedes kullanan biri olduğunu profilime bakarak teşhis edemedi. Aynı kişi, yani ben park frenini ve vites kolunu biçâre halde ararken de bereket versin görmedi. Bana yıl gibi gelen bir kaç saniyeden sonra düğme, kol, navigasyon tekerleği tuşunda vites değiştirmeyi aramayı bırakıp ilk şoku atlatarak arkadaşımın aracındaki silecek kolu, sinyal kolu, hız sabitleme kolu kombinasyonunu hatırladım. Bereket versin hatırladım da "vites kolu nerde bunun?" diyerek karizmayı çizdirmeden ayrıldım. Eski kasa Mercedes'lerde sol ayak freni veya sol ayak park freni diye bir şey vardı, uzun yıllar önce bundan vazgeçtiler diye bildiğim için aramadım, ancak silecek kolunun bulunduğu yerde vites kolunu bulmak itiraf edeyim alışılmadık. Bunu Mercedes'te ortaklık kuran Amerikalı Daimler şirketinin Avrupalı kullanıcılara Amerikalılara özgü koldan veya direksiyondan veya bilekten vites diye adlandırılan bu kazığı attığını anlayarak küçük bir gülümsemeye engel olamadım.
CLA'ya binmeden dışarıdan ilk dikkat çeken şeyler:
Saldırgan coupe formundaki silüeti:
Önden ve arkadan görünüşün şıklığı ve farların ya da stopların araca kattığı ifadesinin modernliği.
kapıları açma tuşuna basınca yanan aydınlatmalar: (Bu yıldızın aydınlatması sonradan eklenmiştir)
ve AMG imzalı 18 inç, 5 çift kollu AMG tasarımı hafif alaşım jantlar:
CLA'ya binerken dikkatimi çekenler:
kesinlikle ilk olarak; adetâ yerde oturuyormuşçasına düşük profilli ve kırmızı dikişli, ARTICO Deri spor koltuklar, (iç kısımları nubuk)
Çerçevesiz cama sahip kapı koluna elinizi atınca "vızt" diye azıcık aşağıya inerek kapıyı açmanıza imkan veren, sonra kapatınca yine "vızt" diye yuvasına gömülen camlara sahip, "rap" diye kapanan, ağır olduğunu hisssettiren ama bir o kadar kolay hareket ettirilen kapılar.
Sizi karşılayan ve süresini sizin belirlediğiniz zaman sonunda daha başka bir ambiyans rengine bürünen iç aydınlatma ;
CLA'nın içindeyken dikkatinizi çeken :
ilk şey; adetâ sanat eseri kadar özenle her bir detayı işlendiği her halinden belli olan, altı düzleştirilmiş ve el temasının nispeten fazla olacağı tutma yerleri perfore deri kaplı kırmızı dikişli Nappa direksiyon...
kırmızı dikişli deri konsol,
evet...yanlış duymadınız konsol...
Aynı şekilde deri kaplı ve kırmızı iple dikişleri belirginleştirilmiş kapı içleri
AMG demişken bu kısaltmanın Mercedes'in performanslı kullanım amaçlı parçalarını ama özellikle motorlarını üreten ya da geliştiren tuning firması olduğunu ve Mercedes'in yan kuruluşu olduğunu sanırım bilmeyen yoktur.
Ancak bu kısaltmanın ne anlama geldiğini bilen azdır diye tahmin ederek kısa bir açıklamasını yapayım:
AMG : 1967 yılında "AMG Motor üretim ve geliştirme Şirketi" ismiyle kuruldu. İki (artık emekli) kurucu mekaniker/mühendislerinin ismini vererek onları onurlandırmak amaçlandı; Hans Werner Aufrecht (A) and Erhard Melcher (M) ve Hans Werner Aufrecht'in doğum yeri olan Grossaspach (G) şehrinin baş harflerinin bir araya gelmesiyle oluşturuldu. Üzerinde ilk çalıştıkları Mercedes 300 SEL 6.3.'ün yarışlarda kazandığı başarılar üzerine bu aracın üzerinde kullanılan bütün performans arttırıcı veya görsel amaçlı parçanın diğer Mercedes kullanıcıları tarafından talep edilmesiyle 1970'lerde genişleyerek tüm araçlarda kullanıma yönelik tasarım ve geliştirmelerle üretime başlandı.
(Kaynak : https://www.mercedes-amg.com/about_story2.php?lang=eng)
AMG'nin özel egzoz sisteminin kulaklara çektiği ziyafet ve ruhtaki derin boşlukları gidererek sportif karakterde bir araç kullandığınızı size hissettirmek suretiyle doyurması için sanki. Ancak yanından gelip geçenler sadece bir an duyabilecekler bu güzelliği ne yazık ki.
Ses dinlemek için buraya tıklayın ve scroll'u aşağıya kaydırın
AMG paketli olan kullandığım araç gerçek AMG modeli değil de yalnızca kurt postuna bürünmüş kuzu gibi yalnızca AMG görünüşlü olanı. Audi'den hatırlayacaksınız RS'in evcilleştirilmişi olan S donanım seviyesini sert bulanlar veya görünüşü kurtarmakla yetinenlerin tercihi S olmayıp S gibi görünen S-Line'lar misaldir bu durum. Çünkü bir canavar yüreği ve ciğerlerinin bulunması gereken kaputunun altında 1461 cm3 lük Renault'dan alınarak geliştirilmiş eco motorlu 109 beygirlik bir motoru barındırıyor. Pek çoğumuz bu beygirlerde araç kullandığı için kuzu diye tabirler kullanmak akıllıca olmaz diye düşündüm. Fakat genellikle 400-600 beygir aralığında güç üreten makinelerden biri olmadığını bilmek yeterli. Ayrıca bu kaputun altındaki bir bir Renault motoru da değil tork ve beygir gücünün farklı Mercedes imzalı olduğuna da dikkatinizi çekerim.
Araçta anahtarsız giriş ve çalıştırma vardı. Anahtar standart Mercedes anahtarıydı.
Kullanım özelliklerinden kullandığım 240 km boyunca alışamadığım direksiyonu, doksan derecelik bir sokakta neredeyse arka jantı sürtmeme veya lastiği yarmama neden oluyordu. Nedeni; Direct-Steer direksiyon sistemi bulunan direksiyon simidinin açısına göre değişken bir yönlendirme oranıyla, hıza duyarlı hidrolik direksiyonun konforunu amaçlayan bu sistem düşük hızda daha az turla daha fazla tekerleklerin daha fazla dönmesi anlamına geliyor. Hızlandıkça bu kolayca hareket ettirme ve tepkisi değişir ve buna alışmak zamanla mümkün olabilir.
AMG pakette Standart olarak bulunan DYNAMIC SELECT Sürüş Karakter Seçim Fonksiyonu spor ve diğer modlar arasında benim açımdan bariz bir fark görülmedi. Ancak görülmesini sağlayacak limitlerde kullanılmaması da buna etkilidir diye düşünüyorum.
Soldaki kol vites koludur ve sağdaki büyük kol sinyaldir. Sol alttaki kol Cruise control'ün Mercedes'çesi "Tempomat" kontrol kolu.
Son derece basit bir kullanımı var. Kolu yukarı çekince önce N'ye sonra R'ye yani geri vitese geçiyor. Kolu aşağı çekince D'ye geçiyor. Üstündeki düğme ise park vitesi. Kapıyı açınca ya da kontağı kapatınca da otomatik P ye alıyor.
Tempomat'ı kullanmayı öğrenmek zamanımı aldı ancak öğrendim. Kolun üstündeki düğme kapatma açma ve mod tuşu. Düğmeye bir kez basınca hız sınırlayıcıya (limitör) geçer kol üste hafifçe kaldırılınca birer birer hızlı kaldırılınca ve tık sesi gelince onar onar km/s artar aynı şekilde aşağıya doğru azaltılır. Kol çekilince devre dışı kalır.
Silecek sinyal kolu üzerindedir. Silecek kolu üzerindeki düğmeye basılı tutunca genellikle kolu çekili tutmaya benzer biçimde su püskürtür ve siler sonra son kere daha otomatik olarak akan suları siler.
Motor 1465 kg boş ve 4 kişi için 1750 kg'ın üzeride ağırlık için maalesef yetersiz kalıyor. kick down yapılınca normal hızlanıyor, normal hızlanma için gaza basılınca yavaş yavaş devirleniyor. Motor ve rüzgar sesi benim kullandığım şehir içi ve şehirler arası limitlerde yok. O kadar sessiz ki; motorun çalışmasını benzinlikte elini kaputa koyan görevli anlayamadı... Göstergelere bakınca çalıştığı anlaşıldı.
Süspansiyon 10 mm alçaltılmış AMG'ye özel spor süspansiyon, üzerine ekstra yanaklı lastiklerden de sert yanaklı flat-run lastikler ve 18 jantla bir araya gelince resmen kabus... Jantların üzerinde eskiden "tornet" derdik, rulmandan tekerlek yapıp tahtaya sabitlenip araba niyetine kullanılmasına benzettim.
Arkadaki eşim ve kızım yurdumuzda bolca bulunan her asfalt yaması, her köprü bağlantısı ve her çukuru maalesef hissettiler. Yeri gelmişken arka koltuklardaki emniyet kemer ve tokaları açıkta durdukları için kullanılmazsa oturanın böbreklerini deşmekle tehdit ediyorlar. Ben arka koltuklara oturdum üzerine deri kaplanmış tahta gibi geldiler bana. Kapıyı kapatınca uzun boylu olanlara tavan mesafesi dar, Türk standartlarında normal ve hatta camı doğrudan göremeyecek kadar alçak konumlanmış açıkçası, klostrofik. Eşim Golf'ün arka koltuklarında daha rahat ettiğini ve midesinin bulanmadığını söyledi. Bence haklı. Bu araç arka koltukları göstermelik ve iki kişilik çekirdek aile olarak kalmakta ısrarlı çiftlere idealdir. Arka koltuğa oturanlar uzun süre oturamayacakları için kendi yollarına gitmeyi tercih edeceklerinden misafirlik ve yol arkadaşlıkları da kaçınılmaz olarak kısa sürecektir.
8 inch TFT Medya ekranı şaşırtıcı derecede net ve animasyonlar etkileyici. Ekrandaki geri tuşuna aldanmayın dokunmatik değil. Sanırım maliyetle ilgili olmalı. Geri görüş kamerası çalışmasıyla performansı bir harika. Geri geri bir sokak boyu geldim çünkü ona güveniyorsunuz hemen ve ileriyi bile net biçimde gösteriyor. Çizgiler direksiyon hareketiyle kıvrılarak manevra noktasını gösteriyor.
7 İleri DCT şanzıman sessiz, hatasız ve sakin kullanım modunda ekonomik. Araçta gidişte 4.5 kişiyle ve dönüşte de ciddi bagaj ve aynı kişiyle 240 km kullanımda 58 TL yakıt tüketti.
Fren pedalından baıncı azalttığınızda ilk kademede start stop devreden çıkıyor ikincisinde araç hareket ediyor. Fren pedalı alışık olduğunuz üzere basma diye bir şey yok. Bildiğimiz taş gibi sert ve sanıtım bir iki santimlik aralıkta çalışıyor gibi..
Saklama alanları ve eşya gözleri:
Torpido oldukça küçük alanlı ancak halı kaplı
Kapı içindeki harita gözü dar ancak bir küçük şişe suyu sığacak kadar genişlikte.
Kol dayama ileri geri hareket ediyor ancak tıpkı BMW gibi yükseklik ayarı bulunmuyor.
Kol dayamanın içi oldukça derin, içerisinde USB girişi mevcut
önündeki kısım telefon için ideal ve onun önünde de bir küçük göz bulunuyor. her ikisi de yarı otomatik kapaklı
Kapı içlerinde koltukların 3 ayrı kullanıcı için hafızaya kaydetme imkanı var. Böylece valeye veya yıkamaya verince yarım saatte ayarladığını koltuğun ayarlarını bozup teslim etmesine de kızmayacaksınız.
Alümiyum spor pedallar oldukça şık. Ancak ıslanınca kayar mı diye endişe yarattı bende.
Tavanda bisiklet, port bagaj ve kayak taşıyıcıların ayakları için gizli yuvalar var. Burada maksimum 100 kg taşımaya izin var.
Bagaj kapasitesi 470 litre ve koltuklar ikili ve tekli olarak ve arkadaki koltukların ortasında olmak üzere üç noktadan erişim veya genişletme kapasitesi olduğu gibi; kayak ve sopaları için koltukları yatırmadan bagajdan uzatılabilecek bir penceresi de var.
Kapı marşpiyellerinde bulunan metal plakette AMG yazılı koruyucular gerçekten oldukça şık.
Cam tavan gerçekten cam tavandır ve müthiştir. Güneş perdesi dahil elektriklidir. Ön cam ve yan camla gibi cam tavan da UV filtrelidir. Dolayısıyla öyle güzel ayarlanmıştır ki Öğlen güneşinde dahil kullanırken güneş gözlüğüne ihtiyaç yoktur.
Elektrikli katlanır yan aynalardan sürücü tarafındaki ve orta dikiz ayna kromatiktir; yani ışığa duyarlıdır ve otomatik kararır.
Sürüş esnasında hızınız ve önünüzdeki araç arasında tutarsızlık varsa veya sola sinyal verdiğinizde solunuzda kör noktanızda bir araç varsa uyarı sistemi akustik olarak uyarıyor.
Aracın altında amortisör kulesi vb bir çıkıntı bulunmadığı için yurdumun yollarına uygundur.
Göstergeler . Neo klasik.. Analog ve dijital bir arada.
çk
Artılar: Müthiş düşük yakıt tüketimi, sessizlik, şık dizayn, kaliteli ve premium iç mekan
Eksiler: Güçsüz motor, tepkileri düşük şanzıman, Görüş açısı dar, özellikle arka koltuklar rahatsız.
Aklımda kalanlar:
Sanat eseri kadar özenli tutma yerleri perfore deri kaplı kırmızı dikişli direksiyon
Çerçevesiz camlar
ve adeta yere oturur gibi düşük profili
Sonuç:
Görünüşü karizmatik, Mercedes Markasının imajının şişirdiği yelkenlerle tam yol alan bir gemidir. Kullanışı da gazın verdiği tepki bakımından gemi benzetmesine uygundur. Hani gazı açarsınız kendisi ne zaman canı isterse hızlanır yol alır ya, işte böyle. Direksiyon tepkileri için ve yol tutuş için elbette haksızlık olur aynı benzetme. bunca özverinin karşılığı tam olarak alınmış denebilir.
Fiyat: 218 bin lira
Potansiyel Alıcı kitlesi:
Büyük şehirlerde yaşayan; tekerlekleri otoban dışında bozuk yol bile görmeyen; tatile giderken götürülmeye kıyılamayan, yalnızca bir çocuk imkanı veren genç muhafazakar burjuva sınıfının gönüllerinden geçen Coupe'nin görünüşüne sahip sedan ihtiyacı için icat edilmiş bir geçiş modelidir. Aile büyüklerine, büyük aileye imkan vermez, çünkü arkada oturulmaz yalnızca koltuklar isofix bağlantılarıyla bebek koltuğuna uygundur.
Kül kedisi hikayesinde perinin sihirli değneği değdiğinde olağanüstü bir arabaya dönüşen bu büyünün saat tam gece yarısında bozulması gibi ben aracı teslim etmeye giderken birden balkabağına dönüştü.
Ne BMW kullanırkenki gibi bir meydan okuma ve baştan çıkartma hissettim ne de uzaklaşırken bir dahaki sefere diye umutla bir bekleyişi başlattım. Hatırımda kalan yalnızca o ağırbaşlı yıldız.. Ama büyü bozuldu.. artık başka hayallere yelken açtım.
Moderatör tarafında düzenlendi: