Golf kullanmaya başladığımda yaşayacağım en büyük zorluğun bu kadar teknolojiyi bir arada kullanmak, en zor alışacaklarımın başında da 6 ileri olan vitesinin olduğunu sanıyordum...
Sanıyordum diyorum çünkü fena halde yanılmışım...
Eğitimcilikte ve psikolojinin terimleri arasında "öğrenmede negatif transfer " diye bir şey vardır.
En kolay örnekle açıklamak gerekirse iki parmakla kalvye kullanmaya alışan birinin on parmak klavye kullanmaya alışması, intibakı ile hiç bilmeyen bir kişinin on parmak klavye kullanmaya alışması, intibakı arasında müthiş bir dengesizlik bulunur. İlginç bir şekilde hiç klavye kullamamış olan daha hızlı öğreniyor.
Neden derseniz? Daha önce öğrendiklerimiz daha sonra öğreneceklerimizi ne yazık ki olumsuz anlamda etkiliyor ve hatta deyim yerindeyse engelliyor. Çünkü öğrenme esnasında harcanan efor esnasında kas hafızamız birbirine bağlı hareketleri omuriliğe yükler ve her bir hareketi tekrar tekrar düşenerek yapmak yerine omuriliğimize işlenen kodlar uyarınca kas hafızamız yapılan tüm işleri devralır. Şöyle düşünün ilk araba kullanmayı öğrendiğiniz günleri hatırlayın. Onlarca kilometre koşmuş kadar yorgun argın biçimde direksiyondan kalkardık.. Sonra sonra azap olmaktan çıkıp keyif haline dönüştü araba kullanmak işte bu bahsini ettiğim mekanizma sayesinde.
Her neyse diyeceksiniz ki bunların ACT ile ne ilgisi var?
İşte buraya kadar bağımsız bu öğrenme kuramı Golf kullanıcılarına da uyarlanabilir.
Şöyle ki;
Öğrenmekte en zorlandığımız şeyler bildiğimizi sandığımız şeylerdir ve kabul etmekte en zorlandıklarımız doğruluğunu çoğu zaman sorgulamadıklarımızdır.
Herkes araç kullanmayı bildiğini ve sürücü olduğunu biliyor ve ön kabul olarak alıyor cüzdanındaki ehliyetin kanıt olmasına bakarak.
Fakat işin aslı pek öyle göründüğü gibi değil.
Ben araba kullanmayı öğrenmeden önce Onno Usta ve Demir BÜKEY ile benzeri üstadların yazılarından okuduklarımdan öğrendiğim bir doğru vardı.
1. Araçta normal yük ve eğim yada zemin koşullarında 2500 devir dakikada vites değiştirilir. Bunu devir göstergesine bakarak veya o zamanlar lüks sayıldığından devir göstergesine sahip araçlarımız olmayıp onun yerine analog saat bulunan araçlara araba sanıp bindiğimizden motora kulak verirdik.
Şöööyle bağıttırdık mı atardık vitesi bir üst vitese... Halen forum sayfalarımızda bu öğrenilmiş çaresizlik diyebileceğim acı deneyimi doğru kabul ederek doğru araç kullanmanın ölçütleri arasında sayan dostlarımı kırmamak için susup sadece gülümsüyorum. Ama madem ki yeri geldi yeri gelmişken söyleyeyim.... Bu koşulsuz doğru bildiğimiz şey maalesef koskoca bir "Yanlış"... Neden derseniz Turbolu araçlarımızda 1500 devir civarı devreye giren turbo, 1700 devir civarına gelip artık bir üst vitese attığımızda motorun bayılmasına müsaade etmeyecek denli yüksek bir torka ulaşmıştır zaten.Daha yüksek devirde vites büyütmek; gereksiz yakıt tüketimi ve yanızdakine ne kadar güçlü bir araba olduğunu göstermek için hava atma gayretindeyseniz, karizmatik bir adama oluşturulacak güçlü araba fonundaki güçlü araba efekti verir o kadar. Aksi halde yanınızdaki bensem mesela "az sonra fren yapacağını bile bile yapacağın frenin şiddetini arttırmak ve daha hızlı hızlanmak adına havaya savrulan karbonmonoksit, kükürtle birlikte buhar olup uçan paranızdır..
Hatta dahası
ister, gençliğin verdiği kan kaynamasının verdiği akıl almaz cesaretle;
isterseniz, gözünüz görmese de aklın görebileceği bir gerçek olan her düzlük bir virajla her viraj da bir düzlükle bölünür elbet şeklindeki yolların filozofunu o da ne biliyormuş, çok yaşayan değil çok gezen bilir diyerek bunun verdiği abartılı özgüvenle;
isterseniz de, hızla yaklaşan orta yaş bunalımı virajına gençlikte bolca yaşadığınız adrenalinin damarlarınızı çatlatırcasına pompalamasını simüle etmeye çalışırken ve fizik kurallarını size öğreten yılların tecrübesini inkar ve gaza birazcık daha basmanın omuriliğinizde yarattığı ürpertinin tahrikinin eseridir deyin...
bunu makul bulmam mümkün değil...
İkincisi; eskiden kalma mecaz-ı mürsellerin çoğu hurafedir....
Söz gelimi;
gaza basmakla motor açılmaz; ancak olsa olsa daha fazla ısınır ve ısındığında optimal performansına ulaştığı için gaza bastığınızda atılır.
Gaza basmayınca motor sağır kalmaz.... Çünkü motorun kulakları yoktur Aslında vardır ama o da motorun şasiye bağlanma çıkıntılarıdır. Espri bir yana yeteri kadar ısınan her motor aynı benzer tepkileri verir. Yüksek devirler gören motorun tutacağı kurumla düşük devirdeki aracın tutacağı kurum sadece kullanılan yakıt türü ile elektronik ateşleme ve bujilerinin kalitesiyle yakından ilgilidir.
vs. vs.
Üç..
Bize her zaman öğretilen araç manuelse ışıkları kırmızı mı gördün boşa atarsın... araba da süzüle süzüle ışıklara kadar yavaş yavaş gelir ve minimum frenlemeyle durursun ki hem yakıt tasarrufu hem de balatalatın disklerin ömrünü uzatmış olasın.
Yanlış...
Golf'te fren enerjisi geri kazanım teknolojisi var.. Bu nedenle;
Yapılması gereken Kırmızı ışığı veya durmamız gereken yeri ileride gördük ve varsayalım kaçış yok..
Bir alt viteste ve yaklaştığımızda mümkün olduğunca fren enerjisi geri kazanımını kullanmak için 1300 devrin altına düşürmeden biraz daha sert frenleme yapmamız gerekecek. Böylece hem fren enerjisi geri kazanımını hem de start stop'u bir arada kullanarak yakıt tasarrufu artacaktır.
Dört...
Biz gaz pedalını eze eze debriyaj pedalıyla senkronize halde birine basarken diğerini çekmeye o denli alışmışız ki başka türlü kullanılmaz diye düşünüyoruz.
Hatalı...
Golf'te gaz pedalı "drive by vire" tabir edilen; klasik olarak araçlarda bulunan telli gaz pedalından yani "drive by cable"dan farklı olarak bir kablo aracılığıyla aracın fonksiyonlarını kontrol eden bir merkeze iletilen ve bu merkezden verilen karara görev tepki gerçekleştiren yapıdadır. yani sizin gaza basış hızınızı, sertliğinizi izler tespit eder ve ona göre tepki verir. Araçlar bunu standart olarak yaparlar ancak bir de opsiyonel olarak DCC Sürüş profili seçimi ile süspansiyonun, gaz pedalının, şanzımanın, motorun, direksiyon tepkilerinin, konfor tüketicilerinin, ACC varsa araçlar arasındaki mesafenin kontrolünü seçilen Comfort, Normal, Sport, Eco veya kişiselleştirilmiş Moda göre yapar.
CC olan araçlarda gaz pedalı olmayan araçlara göre farklıdır. CC devreye girdiğinde aracın hızını ayarlamak üzere elektrikli ekstra bir sisteme sahip bir üst versiyon pedal kullanılır.
Kısacası bu pedal bizim basış alışkanlıklarımızı takip eder ve ona göre tepki hızını belirler.
Böylece ilk gazda hemen almayıp, yanlışlıkla basılması veya bir kazaya sebebiyet vermeyi engellemek için faka aynı zamanda ekonomik kullanımı teşvik için "eminsen devam et" tarzında kısa bir duraksamayla dip gaz yapmanızı sağlar.
Ben gaza basmaktan çok dokunarak o rekor değerleri elde ettim. Zaten göreceksiniz ki basmaya da gerek yok ne ilk kalkışta ve de hızlanırken, hafifçe dokunmak dahi yeterli..
Aslında bu liste uzatılabilir ancak bütün bunları okuyarak veya deneme yanılma veya merak edip araştırarak Amerika'yı yeniden keşfettim..
Bu sayfalar arasında CC kullanmaktan tutun, tek hamlede kapı kapatmak kadar ilk duyduğunuzda size saçma gelecek bütün konuların yanıtlarını başlıklar halinde derledim. herkes aynı yollardan bu denli güçlüklerle geçmesin diye..