silvershadow
Emekli
- Katılım
- 6 May 2015
- Mesajlar
- 8,996
- Tepkime puanı
- 1,342
- İsim
- Murat İNCİ
Değerli Serdar Hocam;Orijinalden alıntı: ex-kuzeyarkadaşlar herkese günaydın,
dün bacanakla birlikte foruma gittik. migrosun oyuncak kampanyası için. hava sıcak olduğundan giderken ön camları açtık. akşam da, saat 16:00 gibi akşam yemeği için lahmacun alıp eve doğru yola koyulduk. bu yolculuk sırasında iki durum dikkatimizi çekti.
1. aracın süspansiyonları fazla sert ve darbeleri çok iyi emdiğini söyleyemem. avm otoparkından çıkarken hız kesicilerden geçişimizde, camların da açık olmasıyla, süspansiyonlardan gelen tak tuk sesleri rahatsızlık veriyor. bu anlamda araçlarımızın konfor konusunda sınıfta kaldığını düşünüyorum.
2. lahmacunların araç içinde kokusunu en aza indirmek için sürücü tarafı arka camı sonuna kadar indirdim ki indirmez olaydım. bir anda kendimi uzay filmine düşmüş gibi hissettim acayip acayip sesler çıkmaya başladı, tuhaf ses efektleri oluştu , aracın dengesinin bozulduğunu hissettim, arka cam açıldığında basınç alanı mı oluşuyor tam anlamadım kulaklarım tıkandı, başım ağrımaya başladı. hemen camı kapattım. lahmacun kokuları eşliğinde yolu tamamladık bu ses ve basınç olayı araçtaki tasarım hatasından mı kaynaklanıyor acaba? çok acayip birşey.
Uykumdan uyandım, ilk işim yazdıklarınızı okumak ama ardından tekrar ve tekrar dikkatle okumak oldu....
İçimdeki Sharlock Holmes uyandı ve uyumadı bir daha... araştırmacı, soruşturmacı ve her şeyi bir diğeriyle kavuşturucu yanım depreşti ve Hocalarımın basit kısa güzelim açıkalmaları yerine "Bak sen hele" den başlayıp "Yok daha neler"'e ve ardından "Ohaa!" ve forumda ceza almama neden olacak başka ünlem ve nidaların yelpazesinden seçip beğenip almanız dileğiyle.... Anlayışınızın enginliğini, içine düştüğünüz yeisin sığlığını umarak söze başlıyorum:
Seyahat saatiniz: akşam üstü saat 16:00 civarı
Seyahatte yanınızdakiler: Siz, bacanağınız, migrostan alınmış oyuncaklar ve sıcak lahmacunlar
Seyahat aracı: 2013 Model Volkswagen Golf 1.6 TDI Highline manuel beyaz araç
Seyahatinizde Şikayete konu durumlar ve şeyler:
1. Adına hız kesici de denebilen kasisler den geçerken rahat ve huzur yerine ses veren ve rahat vermeyen süspansiyonlar...
2. Kasisler den geçerken rahat ve huzur yerine ses veren ve rahat vermeyen süspansiyonlar nedeniyle aracınızın konfor ve keyif aracı olduğuna dair kaybolan inancınız
3. Ses veren ve rahat vermeyen süspansiyonlar nedeniyle aracınızın konfor ve keyif aracı olduğuna dair kaybolan inancınız nedeniyle kaçan keyfiniz
4. süspansiyonlar nedeniyle aracınızın konfor ve keyif aracı olduğuna dair kaybolan inancınız ve kaçan keyfiniz nedeniyle sıkılan canınızın yarattığı baskıyla yanan içinizi serinletmek için arka camları açtığınızda çıkan cehennemi sesler
5. Tıpkı arka camlarınızı açtığınızda aracın içine girmeye çalışan ve aynı zamanda çıkmaya çalışan havanın kulaklarınızda yarattığı basınca koşut kaybolan inancınız ve kaçan keyfinizin içinizde yarattığı derin boşluğu acı, ağrının doldurması.....
6. Kulaklarınızın zonklaması, cehennemi sesler nedeniyle aracın tasarımında bir hata olduğu.
Aslında bahsini etmiş olduğunuz konu insanlık tarihi kadar olmasa bile camı keşfeden insanın onu bir bardak olarak kullanmanın anlamsızlığını keşfedene kadar, daha doğrusu içerisinde sudan başka birşey olup olmadığını görmeden içmeyen ve içerisindeki zehiri gösterecek billur berraklığına, kristal haline geldiğinde ondan kadeh ya da bardak yapmayı akledecek denli çılgın ve paranoyaya sahip bir imparatorun gözlerindeki yansıma kadar eski tarihinde, nispeten daha yeni ve ancak ebedi bir sorunundan kaynaklanmakta aslında:
Bardağın yarısı boş mu yoksa dolu mu?
Elbette bardağın dibini görenler için olduğu kadar insanlık aleminin büyük bir çoğunluğu umursamayacaklardır bu sorunu ve sormayacaklardır bu soruyu..
Ama aslına bakarsanız sizi her dilemmayla karşı karşıya bırakan yerde aklın düşürülmek istendiği akıllıca bir dehliz; onca para ödeyerek aldığımız tam otomatik ve iki tarafı için iki ayrı ısıtma soğutma seçeneği sağlayan araçtaki klimtronic sistem yerine içeriye ses, toz ve bolca egzoz almanızı sağlayacak, fizik kuralları gereği daha fazla yakıt tüketmenizle sonuçlanacak eski yöntemi tercih etmenizi alışkanlıklarınızın dehlizinin derinliğine düşmek olarak da bahsetmek mümkündür.
Bana göre; tabiat boşlukları sevmez, sadece akıl hariç her durumda bir şeyin yokluğu bir başkasıyla derhal doldurulur. tıpkı aracın içerisindeki havanın bir kısmı çıkarken dışarıdaki havanın çıkmasına imkan vermemesi durumu kulak boşluğunuzun içerisinde de gerçekleşmiş anlaşılan.... Ancak anlaşılmaz olan bu hızlı basınç değişiminin orta kulağa yaptığı ani basınç değişimleri ve bu değişimlerin biteviye olmasından mütevelli iç kulağınızdaki denge organının sarsıntısının yarattığı denge kaybı, baş dönmesi, bulanık görme ve nihayet baş ağrısıdır. Benzer durumları havasız kaldığımızda, alkol aldığımızda, derine daldığımızda ve asansör veya uçakta olduğu gibi ani irtifa kaybı ya da artışı yaşadığımızda da gözlemleyebiliriz...
Ancak baştan söyleyeyim "aracınızın donanım modeli zaten Highline, yani yüksekliği DNA sında var.. Hah haaa" tarzı reklam kokan ya da " aracınızın donanım modeli zaten Highline, High yani yüksek, line yani çizgi, seviye olduğundan irtifa probleminiz hep yaşanacak, ha ha ha.. tarzında zevksiz, snob, tavuk döneri chicken translate olarak çevirecek denli derin fluently ve aksanlı ingilizce yoksunu espriler yapmayacağım elbette...
O esnadaki hava sıcaklığının amortisör sistemine etkisi gibi deli saçması şeyler de değil elbette.
Bunun yerine temel fizik, teknik ve eminim aklınızın ucuna dahi gelmemiş ayrıntılarla dikkatiniz çekmeye çalışacağım.
Atalet yasası gereği; gidene dur kalana git denmeyeceğinden, yani ki bir şey sürtünmesiz bir ortamda hareketini sonsuza kadar sürdürmeye meyilli olduğundan önüne çıkan engele çarpacaktır. Gerçekleşecek çarpmanın kepler yasası gereği büyüklükleriyle doğru, aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı olduğu yolundaki deli saçması tabiat yasalarından bahsederek canınızı sıkmak değil niyetim.
Kasisler, plastik, kauçuk materyallerden maluldürler...
Ancaaak asfalttan, betondan yapılmış çıkarken ya da inerken aracın burnunu,altını, arkasını sürtmek suretiyle içinizin sızlamasına; yukarıda bahsini ettiğim gibi uçakta kalkarken ya da inerken olduğu gibi ya da bir dağın zirvesinden hızla indiğinizde kulaklarınızda yarattığı basınç farklılığına benzer durumlar yaşatan; hatta üzerinden geçmeden önce zirvelerinde kar ve buzlanma olabileceğinden sağa çekip zincir takmanız gerekecek denli yüksek olan 600 rakımlı tepe kıvamında olanlarını tepe olarak adlandırılmayı ve de yapan, azmettiren, yaptıran, yapılmasına göz yuman yardım eden bilumum zatları "teamülden cinayet suçlamasıyla" dava etmeyi öneriyorum...
Hatta bunların üzerinde tıpkı yola eğilen ağaçların çarpmalar, sürtmeler sonucu oluşan yara bereleri taşımalarına benzer şekilde inip bakarsanız üzerinin araçların motor karter muhafazası, karter, rot başı, rotil, süspansiyon kolu, bacağı çarpma ve sürtmelerinden mütevelli savaş yaralarını taşıdığı ama aşılmaz bir dumanlı dağ edasıyla vakur bir şekilde duradurduğunu görebilirsiniz.
Hakikaten bunlar sizi yavaşlatmak ve belli bir hızın altına düşürmek için ekteki mühendislik hesaplamaları gereği imal edilmişlerdir. Elbette lastik çapı, yük durumu, araç yüksekliği bu hesaplamalarda ortalama değerler gözetilerek hesap edilmiştir.
Sık karşılaşılanlar 30- 40 km/h hızla üzerinden geçtiğinizde süspansiyonunuzun salınımı ile sarsıntısı tamamen absorbe edilebilen ve sadece tık tık diye lastiklerinizin üzerinden nazikçe geçişine izin verdiği örnekler insaflı olanlarıdır. Birinci fotoğraftakinden sakınmak mümkün değil her an her yerdeler.... Hatta insanlar evlerinin önünden araçların hızlı geçmelerini istemediklerinden alıp yola çaktıkları örnekleri de vardır.
Her bir türün, cinsin belli bir hızda seyri,veya geçişi mümkün kılacak şekilde olduğunu bilmeyenler için vurguluyorum ki; tıpkı, "Murat 124 de araba, Mercedes de araba, neticede dört teker değil mi?" demek suretiyle (Basite indirgeme hatası) Mantıkta, Formel Olmayan Yanlışlar başlığı adı altında geçen Batılıların yüzyıllar önce adına, safsata, fallacy dedikleri şey aslında bin yıllar önce kadim olanlarca sofistik deliller olarak adlandırılmış, inanılmaz bir evrim sonucu 'sofistik aldatmacalar' ya da 'sofistik deliller' olumlu bir anlama bürünüp "sofistike" kelimesine etimolojik özüne ihanet olmak suretiyle köken oluşturmuş, galat-ı meşhur olmuş, herkesçe kabul edilegelen doğru bilinen yanlışlardan olmuştur....
Konumuza dönersek;(Neden ayrıldıysak...)
İkincisi daha keskin kenarlı olması hasebiyle 20 km/h gibi daha yavaş hızlarda geçişe imkan vermekte, dinlemeyenleri lastiklerin ya da süspansiyon kollarının söküldüğü hissini yaşatacak bir sarsıntı ve sesle cezalandırmaktadır.
Sonuncusu evlerden uzak,Allah aracınızın süspansiyon ve lastiklerini sakınsın neredeyse aracınızın kapaklanıp düşmesine, lastiklerin topallamasına hatta sakat kalmasına yol açabilecek denli katı keskin kenarlı ve vicdan yoksunu olanlardır. (Bir arkadaş vardı lastikleri balans vuruntusuna benzeyen titreşim yapan. Bana balans demeyin demişti hatta. bir türlü fırsat bulup yanıt verememiştim. Şimdi verdim. İnşallah okumuştur. Amin)Eğer umursamayıp ya da boş bulunup 10 km/h nin üstündeki hızlarda geçmek gafletinde bulunmanız halinde lastikleriniz kaymak asfaltta uzun yolda lap lap diye balans vuruntusuna benzer ancak düşük hızlarda dahi anlaşılan sesler çıkartıp içindeki kord bezinin yırtıldığı ve çelik tellerin kırıldığı ya da koptuğu semptomlarıyla karşılaşabilirsiniz. Hatta daha beteri tümsek ya da çukurlardan geçişte süspansiyon sisteminden gelen vuruntu sesiyle artık süspansiyonlarınızın yaşamıyor olduğunu anlayabilirsiniz ki bu yüzden bunlara lastik ve süspansiyon katili de demek uygun olur kanaatindeyim. Hatta tüm bu canice işlediği cinayetlere karşın orada ööööle usul usul yatmasından dolayı, Dexter'vari soğukkanlılığına bakarak seri katil, tüm lastik ve süspansiyonları din dil ırk gözetmeden katlini amaçladığından ötürü de insanlık suçu işlemiş soykırım suçlusu ilan edilmelidir.
Ben aracında akan, kokan bulaşan her şeyi sınırın dışında tutan bir sınır devriyesi misali disiplinli, çamurlu ayaklarıyla gelenlere galoş uzatacak denli centilmen,her türlü gıda ve su hariç tüm içecekleri aracına kabul etmeyecek denli ilkeli birisi olarak; (ki kimileri tüm bu nitelikleri "kıl herifin teki" diye özetleyebilir. )Kulak sağlığınız için, göz sağlığınız için, piano black yüzeylerin parıltısının uzuuun yıllar sürebilmesi için zorunlu olmadıkça camlarınızı açmanızı önermiyorum...
Hele hele bu durumda yapılacak zorlama akıl yürütmenin sonucunda denmelidir ki "Lahmacun sağlığa zararlıdır..."
Highline araç sahibi olmanıza karşın sadece ve sadece 17 beygir daha düşük diye bağımsız süspansiyonu bize çok gören ve bizi onun güzelliklerinden mahrum bırakan Volkswagen mühendislerine de saygı ve sevgilerimi sunarım... Ki, onlar anlamazlar beni; çünkü Porsche'lerinde keyif çatıyor vicdansızlar....