Kaçak göçek değilse ithalatçı şirketin dev deposuna gider, oradan bayilere sevk edilir. Genelde bayi yolunda ve bayide murdar olur yakıtlar.
Hesapta hepsi aynı standarda göre üretilse de farklı üreticiye ait yakıtlar arasında, hatta üretim partileri arasında fark vardır. En nihayetinde bir dünya kompleks hidrokarbon karışımı.
Rafine ürün ok, ama benzin-dizel falan saflaştırılmış bir ürün değil neticede. Bir çok fark normal limitler dahilindedir ve ölçülebilir değildir ama bazen birileri farkı fark edebilir.
İşyerimizdeki ürünlerden örnek vereyim. Değişik dönemlerde yapılmış beş tane hat var. Üretim prosesi tamamen aynı. Hammadde de aynı. Fark kullanılan ekipmanın modelinde, ebatında falan. Sonuç olarak ürün %99,90 saf ve kimyasal olarak aynı olsa da, hatların birindeki ürünün tane boyut dağılımı daha dar bir aralıkta çıkıyor, tozu az oluyor. Topaklanma eğilimi çok az. Başka bir hattaki daha bir kristal oluyor. Bir diğerindeki ppm seviyesindeki safsızlık bariz daha düşük oluyor. Kullanımda esasen bir zararı yok ama işi bilen ve/veya belli kullanım alanları olan müşteriler spesifik bir hattın ürününü istiyor. Hammaddedeki varyasyonlar da çok minik şekilde nihai ürüne yansıyor. Yapacak bir şey yok
Dizelde de durum aynı. Rus petrolü ile Arap petrolü aynı değil, rafineriler, prosesler, teknolojiler başka, katkıların etken maddeleri, karışım oranları, safsızlıklar falan farklı. Sonuçta hepsi aynı standartta olsa da kiminin setanı fazladır kiminin diğer bir bileşeni. Yahut, istasyona bir gün Tüpraş ürünü gelir, bir gün Rus ürünü, bir gün karışık. Yanma parametreleri sürekli değişiyor yani. Buna göre motorun sesinde değişiklik olabilir. O da enjektör tekrar trimlenince geçer.
Düzgün ve temiz istasyondan standarda uygun yakıt alıyorsak çok da takılmayalım. Hepsi olabildiğince aynı. Hileli hurdalı kaçak yakıt, pis, sulu ve bayat yakıt başka.