Eşekten ata geçmek: Megane'dan Volvo XC70'e


SCC

Katılımcı Üye
 
Katılım
8 Kas 2018
Mesajlar
869
Tepkime puanı
3,164
Konum
Samsun
İsim
Serhat C
Araştırma ve Karar

2 yılda 52.100 km yol yaptığım 322.000 kilometredeki 2006 model Megane 2 SW herhangi bir sorun çıkarmasa da ve ekonomik olsa da; şartların da olgunlaşmasıyla 4x4 bir SW arayışına girmiştim Ağustos civarında...
(Megane'ın konusu: https://www.golftutkusu.com/topic/19109-megane-ii-wagon/)

Manuel, dizel, SW ve 4x4 arayınca seçenekler daralıyor ve yaklaşık 80.000 km sürdüğüm Golf 6'dan sonra VAG'a tekrar dönmek için Audi A4 Allroad, Audi A6 Allroad, Skoda Octavia ve Superb SW dört çeker bakmaya başladım (zaten az olan bu araçların çoğunluğu yüksek kilometreli, ağır hasarlı veya hava yastığı açmış olduğu için arada Passat Variant'lara da baktım. Passat Alltrackler ateş pahasıydı).

Arkaplanda aklımın hep bir köşesinde olan hayâlimdeki Volvo XC70'lere de bakıyordum. Fakat bu segmentten önce bir geçiş arabası olarak üstte saydığım VAGlar vardı; fakat temizini bir türlü bulamadım.

XC70'i araştırmaya başladıkça 2.4 litre 185 beygirlik 5 silindirli D5 motorlarının neredeyse ölümsüz olduğunu ve şanzıman sorunu da pek yaşanmadığını okudum, duydum. Daha fazla inceleme yazısı okuyup videoları izledikçe ve olumlu kullanıcı yorumlarını da okuyunca XC70'te karar kıldım (V90 alanlar dahi XC70'lerini arıyormuş; onların yalancısıyım).

Ne de olsa dünyaya bir kez geliyoruz ve benim için gerçekten her şeyimi karşılayacak diye başladım sınırlı sayıdaki ilanlarla iletişime geçmeye (birkaç ayda genelde 20 küsür civarında gezen XC70 ilanlarını ezberledim).

Gözüme kestirdiğim 1-2 aracı Megane'ı satamadığım için kaçırdım fakat neyse ki öyle de olmuş zira bu araçlar 300.000 km bandındaydı.


Acayip bir Satıcı: Alış Veriş

IMG_5374.jpg

Istanbul'da ilk sahibinden, evin ikinci aracı olup kapalı garajda muhafaza edilen, yetkili servis bakımlı ve 156.000'de 2008 model 2.4 Dizel D5 bir araç buldum. Otomobil sektöründen bir arkadaşım sağolsun akşamında gitti baktı. Elinden 30 küsür araba geçen ve çok zor araba beğenen bu arkadaşım arabaya tabiri caizse aşık oldu :) Satıcı sitedeki en düşük kilometreli ve en diri aracın kendisinde olduğunu bildiği için burnundan kıl aldırmayıp neredeyse hiç pazarlık yapmasa da anlaştık ve kaporayı gönderdim.

Anlaştığımız güne neredeyse bir hafta kala satıcı, aracın ücretinin neredeyse %80'ini hesabına istedi. Böyle bir şeyin mümkün olmadığını fakat dilerse ikinci bileti alıp yıllık izin de alarak sabah orada olabileceğimi belirttim ve öyle de yaptık.

Eksperde buluştuk ve kaputun açılmadığını fark ettik. Satıcı "yetkili servis bunu bekletir" diyip pek yaptırma taraftarı olmadı fakat üsteledim. Ayrıca hiç bahsetmediği "direksiyon kutusunda bir ağırlık var; yetkili servis 100.000 TL fiyat çıkardı" bilgisini de orada yeni paylaştı, öndeki 5 yıllık bitik lastikleri de orada gördüm. Bu masrafları yarı yarıya bölüşelim teklifimi de direkt "kaporanı ve masrafını karşılayayım kendine iyi bak" şeklinde karşıladı 65 yaşındaki abimiz :) Nuh diyor peygamber demiyor. Ama sabırlıyım; çünkü aradığım arabayı bulmuşum ve elim boş dönesim hiç yok.

Kaputu ve eksperi hâlledince notere geçiyoruz. Araç eşinin adına kayıtlı olduğu için O da geliyor. Satıcı, burada yaptığının yanlış olduğunu belirterek "aracı satmaktan vazgeçtim ve para gönderme mevzusunu da direksiyon kutusu vs. de hepsi seni aracı almaktan vazgeçirmek içindi" diyip eşinin ve oğlunun kendisini empati yapmasını tavsiye ederek ikna ettiğini belirtiyor. 17 yıllık araçtan ayrılmanın zor olacağını anlamaya çalışıp hak verecekken bagaja mindercide yaptırdığı bagaj havuzumsu şeyi de alınca ne diyeceğimi bilemedim açıkçası... :)


İlk İzlenimler

Istanbul - Bartın - Samsun yaptım ve 1000 kilometre kadar yeni evlatı tanıdım. Arabadan güvenlik, tokluk, malzeme kalitesi ve rahatlık bekliyordum ve bu beklentilerimin fazlasıyla karşılandığını belirtmeliyim. Yolda "kilometreleri görelim" konusunda paylaşılacak cinsten bir kare de yakaladım :)

IMG_5381.jpg

Beni asıl şaşırtan ve müthiş etkileyen 2 şey var: Ses yalıtımı ve motorun gücü. Bunlarda muhakkak 80 beygirlik 1.5 dCi 2006 model Renault Megane 2'den geçişin etkisi de olacaktır fakat bu nasıl bir izolasyon ve bu nasıl bir güç? (Elmayla hindistan cevizi karşılaştırması)

Istanbul trafiğinden çıkıp aracın genişliğine ve yüksekliğine biraz alıştıktan sonra otoyolda 140-150 ile sabit gidiyorken biraz gaz vermek istedim ve yüzümde acayip bir gülümseme belirdi. O hızlardeyken dahi pedala dokunduğun an araba kulağa müzik gibi gelen tok bir motor sesiyle hiç zorlanmadan ileri fırlayıveriyor (büyük motorun keyfinin ne demek olduğunu 33 yaşımda anlamış oldum).
Ve bunu yaparken bitik lastiklere rağmen ne yoldan bir ses geliyor ne de rüzgâr sesi geliyor...

IMG_5395.jpg

Bartın'da bâkir bir koya ulaşmaya çalışırken heyelan sonucu çamurlu bir yerden geri geri çıkmak zorunda kalıyorum ve 4x4 kabiliyetini de az da olsa ilk kez test etmiş oluyorum; bunun verdiği haz da çok acayip. Ve araba toprak yolda kendi doğasına kavuşup yine süzüle süzüle gidiyor; amortisörler pamuk gibi.

IMG_5497.jpg

Megane ile ezberlediğim Bartın - Samsun arasını sürünce gerçek karşılaştırmayı yapabiliyorum: Ben araba sürmüyormuşum; tüm yolu arabanın içinde hissediyormuşum ve rampalarda geberiyormuşum bunca zamandır :) Volvo ile rampalar çocuk oyuncağı, soğuk asfaltta dahi konforlu ve sessiz bir sürüş ile eve yorulmadan varmamı sağlıyor.
Hem de bunu yaparken aynı sürüş stiline rağmen Megane 5.7 litre yakarken Volvo bunu 7.7 litre olarak yapıyor. 2 tonluk 4x4 araç için bence gayet makul bir tüketim. Deposu 70 litre bu arada.

IMG_5501.jpg

2+1 salon gibi olmasının yanı sıra konsoldaki az ve öz, kullanımı çok basit tuşlar, ses sisteminin kalitesi, ısıtmalı ve elektrikli rahat gerçek deri koltuklar, gizli ve orijinal subwoofer, vites geçişlerinin yumuşaklığı ise diğer artılar.

Hepsini geçtim, araç sizi resmen sarıp sarmalıyor; öyle güvende hisettiriyor. Ve yolda, dalgalı bir denizde dalgaları yara yara hiç hissettirmeden ilerleyen ağır bir gemi gibi hissettiriyor.

IMG_5503.jpg

Başımı ağrıtmazsa gerçekten uzun yıllar binme planım var. Büyük konuşmak doğru olmaz ama hatta son arabam dahi olabilir.
Daha iyileri sizlerin olsun dostlar...​
 
Son düzenleme:

Serhat hocam hayırlı uğurlu olsun, tam sizin tarzınızı yansıtan bir araba almışsınız. :) (y)
Böyle temizinin denk gelmesi de çok iyi olmuş, okurken kendim araba almış gibi mutlu oldum.
Volvo kullanıcıları -sözüm meclisten dışarı- biraz gariptir, özellikle ilk sahipleri. :)
Eski sahibi amca için üzgünüm ama hikayenin sizin adınıza mutlu sonla bitmesine sevindim. (y)

Yeni arabanızın tadını çıkarın, Allah ağız tadıyla binmeyi nasip etsin.
 
Araştırma ve Karar

2 yılda 52.100 km yol yaptığım 2006 model Megane 2 SW herhangi bir sorun çıkarmasa da ve ekonomik olsa da; şartların da olgunlaşmasıyla 4x4 bir SW arayışına girmiştim Ağustos civarında...

Manuel, dizel, SW ve 4x4 arayınca seçenekler daralıyor ve yaklaşık 80.000 km sürdüğüm Golf 6'dan sonra VAG'a tekrar dönmek için Audi A4 AllRoad, Audi A6 AllRoad, Skoda Octavia ve Superb SW dört çeker bakmaya başladım (bunların çoğunluğu yüksek kilometreli, ağır hasarlı veya hava yastığı açmış olduğu için arada Passat Variant'lara da baktım).

Arkaplanda aklımın hep bir köşesinde olan hayâlimdeki Volvo XC70'lere de bakıyordum. Fakat bu segmentten önce bir geçiş arabası olarak üstte saydığım VAGlar vardı; fakat temizini bir türlü bulamadım.

XC70'i araştırmaya başladıkça 2.4 litre 185 beygirlik 5 silindirli D5 motorlarının neredeyse ölümsüz olduğunu ve şanzıman sorunu da pek yaşanmadığını okudum, duydum. Daha fazla inceleme yazısı okuyup videoları izledikçe ve olumlu kullanıcı yorumlarını da okuyunca XC70'te karar kıldım (V90 alanlar dahi XC70'lerini arıyormuş; onların yalancısıyım).

Ne de olsa dünyaya bir kez geliyoruz ve benim için gerçekten her şeyimi karşılayacak diye başladım sınırlı sayıdaki ilanlarla iletişime geçmeye (birkaç ayda 20 küsür civarında gezen XC70 ilanlarını ezberledim).

Gözüme kestirdiğim 1-2 aracı Megane'ı satamadığım için kaçırdım fakat neyse ki öyle de olmuş zira bu araçlar 300.000 km bandındaydı.


Acayip bir Satıcı: Alış Veriş

Ekli dosyayı görüntüle 82750

Istanbul'da ilk sahibinden, evin ikinci aracı olup kapalı garajda muhafaza edilen, yetkili servis bakımlı ve 156.000'de 2008 model 2.4 Dizel D5 bir araç buldum. Otomobil sektöründen bir arkadaşım sağolsun akşamında gitti baktı. Elinden 30 küsür araba geçen ve çok zor araba geçen bu arkadaşım arabaya tabiri caizse aşık oldu :) Satıcı sitedeki en düşük kilometreli ve en diri aracın kendisinde olduğunu bildiği için burnundan kıl aldırmayıp neredeyse hiç pazarlık yapmasa da anlaştık ve kaporayı gönderdim.

Anlaştığımız güne neredeyse bir hafta kala satıcı, aracın ücretinin neredeyse %80'ini hesabına istedi. Böyle bir şeyin mümkün olmadığını fakat dilerse ikinci bileti alıp yıllık izin de alarak sabah orada olabileceğimi belirttim ve öyle de yaptık.

Eksperde buluştuk ve kaputun açılmadığını fark ettik. Satıcı "yetkili servis bunu bekletir" diyip pek yaptırma taraftarı olmadı fakat üsteledim. Ayrıca hiç bahsetmediği "direksiyon kutusunda bir ağırlık var; yetkili servis 100.000 TL fiyat çıkardı" bilgisini de orada yeni paylaştı, öndeki 5 yıllık bitik lastikleri de orada gördüm. Bu masrafları yarı yarıya bölüşelim teklifimi de direkt "kaporanı ve masrafını karşılayayım kendine iyi bak" şeklinde karşıladı 65 yaşındaki abimiz :) Nuh diyor peygamber demiyor. Ama sabırlıyım; çünkü aradığım arabayı bulmuşum ve elim boş dönesim hiç yok.

Kaputu ve eksperi hâlledince notere geçiyoruz. Araç eşinin adına kayıtlı olduğu için O da geliyor. Satıcı, burada yaptığının yanlış olduğunu belirterek "aracı satmaktan vazgeçtim ve para gönderme mevzusunu da direksiyon kutusu vs. de hepsi seni aracı almaktan vazgeçirmek içindi" diyip eşinin ve oğlunun kendisini empati yapmasını tavsiye ederek ikna ettiğini belirtiyor. 17 yıllık araçtan ayrılmanın zor olacağını anlamaya çalışıp hak verecekken bagaja mindercide yaptırdığı bagaj havuzumsu şeyi de alınca ne diyeceğimi bilemiyorum açıkçası... :)


İlk İzlenimler

Istanbul - Bartın - Samsun yaptım ve 1000 kilometre kadar yeni evlatı tanıdım. Arabadan güvenlik, tokluk, malzeme kalitesi ve rahatlık bekliyordum ve bu beklentilerimin fazlasıyla karşılandığını belirtmeliyim. Yolda "kilometreleri görelim" konusunda paylaşılacak cinsten bir kare de yakaladım :)

Ekli dosyayı görüntüle 82751

Beni asıl şaşırtan ve müthiş etkileyen 2 şey var: Ses yalıtımı ve motorun gücü. Bunlarda muhakkak 80 beygirlik 1.5 dCi 2006 model Renault Megane 2'den geçişin etkisi de olacaktır fakat bu nasıl bir izolasyon ve bu nasıl bir güç? (Elmayla hindistan cevizi karşılaştırması)

Istanbul trafiğinden çıkıp aracın genişliğine ve yüksekliğine biraz alıştıktan sonra otoyolda 140-150 ile sabit gidiyorken biraz gaz vermek istedim ve yüzümde acayip bir gülümseme belirdi. O hızlardeyken dahi pedala dokunduğun an araba kulağa müzik gibi gelen tok bir motor sesiyle hiç zorlanmadan ileri fırlayıveriyor (büyük motorun keyfinin ne demek olduğunu 33 yaşımda anlamış oldum).
Ve bunu yaparken bitik lastiklere rağmen ne yoldan bir ses geliyor ne de rüzgâr sesi geliyor...

Ekli dosyayı görüntüle 82748

Bartın'da bâkir bir koya ulaşmaya çalışırken heyelan sonucu çamurlu bir yerden geri geri çıkmak zorunda kalıyorum ve 4x4 kabiliyetini de az da olsa ilk kez test etmiş oluyorum; bunun verdiği haz da çok acayip. Ve araba toprak yolda kendi doğasına kavuşup yine süzüle süzüle gidiyor; amortisörler pamuk gibi.

Ekli dosyayı görüntüle 82747

Megane ile ezberlediğim Bartın - Samsun arasını sürünce gerçek karşılaştırmayı yapabiliyorum: Ben araba sürmüyormuşum; tüm yolu arabanın içinde hissediyormuşum ve rampalarda geberiyormuşum bunca zamandır :) Volvo ile rampalar çocuk oyuncağı, soğuk asfaltta dahi konforlu ve sessiz bir sürüş ile eve yorulmadan varmamı sağlıyor.
Hem de bunu yaparken aynı sürüş stiline rağmen Megane 5.7 litre yakarken Volvo bunu 7.7 litre olarak yapıyor. 2 tonluk 4x4 araç için bence gayet makul bir tüketim...

Ekli dosyayı görüntüle 82749

2+1 salon gibi olmasının yanı sıra konsoldaki az ve öz, kullanımı çok basit tuşlar, ses sisteminin kalitesi, ısıtmalı koltuklar, gizli ve orijinal subwoofer ise diğer artılar.

Hepsini geçtim, araç sizi resmen sarıp sarmalıyor; öyle güvende hisettiriyor. Ve yolda, dalgalı bir denizde dalgaları yara yara hiç hissettirmeden ilerleyen ağır bir gemi gibi hissettiriyor.

Ekli dosyayı görüntüle 82752

Başımı ağrıtmazsa gerçekten uzun yıllar binme planım var. Büyük konuşmak doğru olmaz ama hatta son arabam dahi olabilir.
Daha iyileri sizlerin olsun...​


Serhat hocam merhaba…
Uzun süredir hem şaşkınlığı hemde mutluluğu hissettim…
Sanki bu araçtan bende almışım sen anlattıkça gülümsüyorum…
Bu arada aracın fiyatınıda belirtirsen belki birgün bu genç:) adam düşünür…
Kazasız belasız sürüşler diliyorum…
 
  • Beğen
Tepkiler: SCC
Maşallah.

Ne kadar da Leon ST Octavia wagon deseniz de hep bi Volvo köşede duruyordu değil mi?
Ne yapıp ne ettiniz Volvo aldınız.

Hayırlı uğurlu olsun.
Tekerinize taş değmesin. (Gerçek anlamda bu araç sizde olduğu sürece değmeme ihtimali yok)

Geleneksel olarak bu çok yakar diyenler olacaktır. Sonra dağılıp giderler, boşverin..

Keyilfi sürüşleriniz olsun.
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: SCC
Çok sevindim sizin adınıza, doya doya keyifle kullanacağınıza eminim. Hayırlı uğurlu olsun.
 
  • Beğen
Tepkiler: SCC
@SCC
Çok güzel araba hayırlı olsun 🧿
Son aracınız olmasın daha iyilerini nasip etsin.:)
 
  • Beğen
Tepkiler: SCC

Başımı ağrıtmazsa gerçekten uzun yıllar binme planım var. Büyük konuşmak doğru olmaz ama hatta son arabam dahi olabilir.
Daha iyileri sizlerin olsun...​
Öncelikle hayırlı uğurlu olsun kazasız belasız kullanın çok güzel yazmışsınız. Volvo ile tabi Renault’nun herhangi bir tarihinde urettigi araç kıyaslanmaz da :)
Serhat hocam hayırlı uğurlu olsun, tam sizin tarzınızı yansıtan bir araba almışsınız. :) (y)
Böyle temizinin denk gelmesi de çok iyi olmuş, okurken kendim araba almış gibi mutlu oldum.
Volvo kullanıcıları -sözüm meclisten dışarı- biraz gariptir, özellikle ilk sahipleri. :)
Eski sahibi amca için üzgünüm ama hikayenin sizin adınıza mutlu sonla bitmesine sevindim. (y)

Yeni arabanızın tadını çıkarın, Allah ağız tadıyla binmeyi nasip etsin.
Ailemizin ilk arabası, 1983-84 yılı, Trabzon Volvo 144S.Uzun yıllar Karadeniz bölgesinin Volvo otomobil kullanıcısı neredeyse tek bizim aile oldu. Volvo, özellikle o zamankiler .. Sahipleri de iyi insanlar olurdu genelde :)
 
Hayırlı uğurlu olsun.

Bazı araçların eskileri bile yenilerle yarışabilecek seviyede. Bu da onlardan biri.

Keyifli sürüşler.
 
Ağacım öyle bir yazmışsın ki arabayı satıp volvo alasim geldi. Hayırlı uğurlu olsun nazar değmesin inşallah
 
  • Beğen
Tepkiler: SCC
Allah mutluluğunuzu daim etsin. Maşallah barekallah. Çok beğendim aracı
 
  • Beğen
Tepkiler: SCC
Hayırlı olsun hocam güle güle kullanın
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
  • Beğen
Tepkiler: SCC


Geri
Üst