silvershadow
Emekli
- Katılım
- 6 May 2015
- Mesajlar
- 8,996
- Tepkime puanı
- 1,342
- İsim
- Murat İNCİ
Neden Golf Aldım?
39'umun bitimine günler şu iç muhasebeyi yapmıştım.
elimdeki peşinatla bir ev taksidine girip on yıl sonra ev sahibi mi olayım?
Sonra geçip giden gençliğimin peşinden yazıklanıp 50 yaşımdan sonra bir araba sahibi mi olayım?
Yoksa Elimdeki peşinatla araba taksidine girip önümdeki üç-dört yılı çalışıp borcunu ödedikten sonra birikim yapıp emekliliğimde alacağım ikramiyeye ekleyerek ev mi alabilirim?
Ben geçip giden yaşanacak tek bir ömrü uzun vadeli yatırım için tüketmeyi seçmeyenlerdenim.
Özel sektörde ancak büyük bir şirkette çalışıyorum. Yani nispeten iş güvencesi sorunum yok.
7 yıllık evliyim, çocuğumuz yok ve benim de eşimi ikna etmem oldukça güç oldu.
Malum, kulağımıza söylene söylene aklımızda çakılı kalmış klişeleri, dilimize pelesenk olmuş söylemleri aşmaktan bahsediyorum.(Önce ev alın, sonra çocuk vs.vs.)
Daha önce yaptığım iş gereği şehir şehir denetim için gezerken bir hayli marka ve bir hayli modelle de tanışıklığım oldu.
Uzuuun yıllar boyu otomobil dergileri alıp okuyarak açlığımı gidermeye çalıştım.
Taa ki hayatın geçip gittiği ve keşkelerle dolmuş bir hayatım olduğunu anlayana kadar....
Kendime bir iyilik yapıp hayallerimden birini gerçekleştirmeye karar verdim.
Önce teorik araştırmalar sonrasında test sürüşleri. Alfa, Honda, Seat, Opel vb. pek çok markayı test etme imkanım oldu. Eminim herkesin bir araçtan beklentileri farklı farklıdır.
Ancak hayatımda kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim Golf VII'nin direksiyonuna oturduğumdaki gibi. O kadar ki, test aracından dahi ayrılmak istemedim.. Bu araca ne bir yatırım ne güvenlik ne bir hız makinesi ne de prestij aracı olarak baktım ama bir de dönüp baktım ki bunların hepsinin bir arada olduğu muhteşem bir harmoniyle karşı karşıyayım..
Hani sloganı olan bir söz var ya "Das Auto" diye... ben onu şuna dönüştürdüm. Eğer bir şey sizin hayal ettiğinizden ve beklentilerinizden fazlasını içeriyorsa o şey hayalden daha mükemmel ve dahası gerçektir. Çünkü eğer o şey beklentilerinizin tamamını içeriyor olsaydı yalnızca hayalinizin tezahür ettiğinden bahsedebilirken fazlasını içerdiğinden sizin hayaliniz olamaz anlamına gelir ki slogan şuna dönüşür. "Hayal ötesi"
ben benimkini fırtınalı bir araştırma, sipariş, sonra siparişin iptali ve son olarak hazır bir araç bularak almak biçiminde izdivacımı 13 Ocak 2013'te evliliğe benzer biçimde arabalılıkla sonuçlandırdım.
Mutluyuz.....
Buradaki forumun sayfalarını görmeden önce pek çok yerde pek çok şey okudum elbette...
Elbette pek çok marka ve model aracı kullanmışlığım vardır 1993 yılında ehliyetimi aldığımdan bu yana...
Almaya en çok yaklaştığım model seat leon'du ama bir şeyler eksikti adını koyamadığım...
Sonra Volkswagen tutkunu bir ağabeyimin verdiği cesaretle, Volkswagen Bayiinin yolunu tuttuk.
Showroom'da merakımı giderecek araç bulmayınca arkadaki servis alanına sızma harekatımız servis görevlisinin "bu araçlar teşhir için değildir" diyerek bizi püskürtme gayretleri bizi daha da galeyana getirdi.
"Yahu nasıl olur da araç satmak için kurulan bir yerde araç olmaz?"
sorusunu
" gören alıyor demek ki... hatta teşhir aracını bile"
diye içimden yanıtlayıvermiştim.
Neyse ki gelen test aracı servise gelen araçları elimizden kurtarmıştı...
içimizdeki merak yangınını söndürür diye umarken daha da körükledi insafsızca deneyimlerim.
Hayatımda Renault, Ford,Tofaş, Opel gibi pek çok markanın yanısıra Volkswagen'in Bora ve Passat modellerini de kullanma imkanım olmuştu.
Evet evet bir milat olmalıydı bu... Golf'ten önce ve Golf'ten sonra diyebileceğim bir nirengi noktası....
Bundan sonra geriye kalan araçlar daha güçlü, daha karizmatik, daha sportif, daha ekonomik, daha ergonomik, daha ve daha herhangi bir şey olabilirdi;
elbette aklı başında hiç kimse bunun aksini reddedemezse de bu benim tercihim olarak yaşantımın bir parçası oldu....
Kendimi ve sevdiklerimi içerisinde rahat ettirdiğim, güvende hissettirdiğim, yani kısacası kendini iyi hissettirdiğim başka bir araç yok....
Aldığım kararı almamda, hayallerime doğru yaklaşırken yardımı geçen dostlarıma ne kadar teşekkür etsem azdır.
Ama aslında minnettarlığım bana karşılıksız olarak sundukları içtenlikleri, hesapsızca paylaştıkları tecrübeleriydi, bilgileri, zamanları ve en önemlisi, tutkuyla paylaştıkları yürek dolusu aşkları....
39'umun bitimine günler şu iç muhasebeyi yapmıştım.
elimdeki peşinatla bir ev taksidine girip on yıl sonra ev sahibi mi olayım?
Sonra geçip giden gençliğimin peşinden yazıklanıp 50 yaşımdan sonra bir araba sahibi mi olayım?
Yoksa Elimdeki peşinatla araba taksidine girip önümdeki üç-dört yılı çalışıp borcunu ödedikten sonra birikim yapıp emekliliğimde alacağım ikramiyeye ekleyerek ev mi alabilirim?
Ben geçip giden yaşanacak tek bir ömrü uzun vadeli yatırım için tüketmeyi seçmeyenlerdenim.
Özel sektörde ancak büyük bir şirkette çalışıyorum. Yani nispeten iş güvencesi sorunum yok.
7 yıllık evliyim, çocuğumuz yok ve benim de eşimi ikna etmem oldukça güç oldu.
Malum, kulağımıza söylene söylene aklımızda çakılı kalmış klişeleri, dilimize pelesenk olmuş söylemleri aşmaktan bahsediyorum.(Önce ev alın, sonra çocuk vs.vs.)
Daha önce yaptığım iş gereği şehir şehir denetim için gezerken bir hayli marka ve bir hayli modelle de tanışıklığım oldu.
Uzuuun yıllar boyu otomobil dergileri alıp okuyarak açlığımı gidermeye çalıştım.
Taa ki hayatın geçip gittiği ve keşkelerle dolmuş bir hayatım olduğunu anlayana kadar....
Kendime bir iyilik yapıp hayallerimden birini gerçekleştirmeye karar verdim.
Önce teorik araştırmalar sonrasında test sürüşleri. Alfa, Honda, Seat, Opel vb. pek çok markayı test etme imkanım oldu. Eminim herkesin bir araçtan beklentileri farklı farklıdır.
Ancak hayatımda kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim Golf VII'nin direksiyonuna oturduğumdaki gibi. O kadar ki, test aracından dahi ayrılmak istemedim.. Bu araca ne bir yatırım ne güvenlik ne bir hız makinesi ne de prestij aracı olarak baktım ama bir de dönüp baktım ki bunların hepsinin bir arada olduğu muhteşem bir harmoniyle karşı karşıyayım..
Hani sloganı olan bir söz var ya "Das Auto" diye... ben onu şuna dönüştürdüm. Eğer bir şey sizin hayal ettiğinizden ve beklentilerinizden fazlasını içeriyorsa o şey hayalden daha mükemmel ve dahası gerçektir. Çünkü eğer o şey beklentilerinizin tamamını içeriyor olsaydı yalnızca hayalinizin tezahür ettiğinden bahsedebilirken fazlasını içerdiğinden sizin hayaliniz olamaz anlamına gelir ki slogan şuna dönüşür. "Hayal ötesi"
ben benimkini fırtınalı bir araştırma, sipariş, sonra siparişin iptali ve son olarak hazır bir araç bularak almak biçiminde izdivacımı 13 Ocak 2013'te evliliğe benzer biçimde arabalılıkla sonuçlandırdım.
Mutluyuz.....
Buradaki forumun sayfalarını görmeden önce pek çok yerde pek çok şey okudum elbette...
Elbette pek çok marka ve model aracı kullanmışlığım vardır 1993 yılında ehliyetimi aldığımdan bu yana...
Almaya en çok yaklaştığım model seat leon'du ama bir şeyler eksikti adını koyamadığım...
Sonra Volkswagen tutkunu bir ağabeyimin verdiği cesaretle, Volkswagen Bayiinin yolunu tuttuk.
Showroom'da merakımı giderecek araç bulmayınca arkadaki servis alanına sızma harekatımız servis görevlisinin "bu araçlar teşhir için değildir" diyerek bizi püskürtme gayretleri bizi daha da galeyana getirdi.
"Yahu nasıl olur da araç satmak için kurulan bir yerde araç olmaz?"
sorusunu
" gören alıyor demek ki... hatta teşhir aracını bile"
diye içimden yanıtlayıvermiştim.
Neyse ki gelen test aracı servise gelen araçları elimizden kurtarmıştı...
içimizdeki merak yangınını söndürür diye umarken daha da körükledi insafsızca deneyimlerim.
Hayatımda Renault, Ford,Tofaş, Opel gibi pek çok markanın yanısıra Volkswagen'in Bora ve Passat modellerini de kullanma imkanım olmuştu.
Evet evet bir milat olmalıydı bu... Golf'ten önce ve Golf'ten sonra diyebileceğim bir nirengi noktası....
Bundan sonra geriye kalan araçlar daha güçlü, daha karizmatik, daha sportif, daha ekonomik, daha ergonomik, daha ve daha herhangi bir şey olabilirdi;
elbette aklı başında hiç kimse bunun aksini reddedemezse de bu benim tercihim olarak yaşantımın bir parçası oldu....
Kendimi ve sevdiklerimi içerisinde rahat ettirdiğim, güvende hissettirdiğim, yani kısacası kendini iyi hissettirdiğim başka bir araç yok....
Aldığım kararı almamda, hayallerime doğru yaklaşırken yardımı geçen dostlarıma ne kadar teşekkür etsem azdır.
Ama aslında minnettarlığım bana karşılıksız olarak sundukları içtenlikleri, hesapsızca paylaştıkları tecrübeleriydi, bilgileri, zamanları ve en önemlisi, tutkuyla paylaştıkları yürek dolusu aşkları....
Moderatör tarafında düzenlendi: