Orijinalden alıntı: seastar76Murat Hocam,
izninizle hoca diyorum/Golf profesörü ))
yıl sonuna kafar karar vermem lazım.
40.yaşıma Golfle girmek istiyorum.
bir yandan seri araç istiyor insan(1.4 tsi), diğer yandan daha ağirbaşli ve ekonomik (1.6 tdi Bluemotion).
ACT tam bana görede DSG büyük risk.
paketlere ilavelerden; Dinamik cruise control(Adaptive) aklıma yatıyor.Ne dersin?
Navigasyon lükse kaçar.telefonla idare ediyorum.Camları karartmalı mutlaka.
stepne konusunda hak veriyorum.bugün döndüm Izmirden. buzlu yolda lastik gitse yandım diye aklımdan geçirdim.
Benim 1.2 TSI'ı tercih etmemdeki ana nedenlerden biri geçmişte kendisinden bahsetmekten pek de gurur duymadığım karanlık günlerim...
Otobanda basmanın delikanlılığa halel getireceğinden protesto ederek 132 km'lik sınırını aşmadığım
fakat henüz bölünmüş yollarımız yokken sanırım acil durumlarda savaş uçaklarının inişi için yapılmış nadir güzellikteki düzlükte maksimum 4 araç genişliğindeki yolda;
arkasından gelene bakmadan sollamaya çıkan 1972 Renault TSI sürücüsüne çok da kızamıyorum...
Hayal meyal bir hayalet kadar görünmeyecek hızda olduğumdan hoş baksa da göremeyeceği için...
Ama passat TDI'ın hız göstergesinin sağa devrilip sanırım o sıralar sağ ayağımın ayarı henüz olmadığı için kalkamadığı sırada...
Aynı anda karşı şeritte hatalı sollayan bir kamyon sürücüsüne karşı aynı affedicilikte olamayacağım...
Gördüğümde aslında her şey için çok geçti... son bir kararla en solda düşük olmayan bankete iki tekeri indirip 3 arabayı aynı anda solladığı için sollama rekorunu kırmış olabilirim
fakat aynı zamanda kendi hayatını yerde görüp eğilip almaya değer bulmadığınız 1 kuruş misali ucuza harcadığı için değil de; diğer insanların hayatını hiçe saydığı için cehaletin verdiği cesaretin kararttığı gözlerimle seçemeyip kahranmanlık sandığım ama aslında tecrübe ettiğimin "dallamalığın dibi" olduğunu anlamayacak kadar tecrübesizliğimi tecrübe ettiğim günlerdi.
Ve o günler ki;
İzmir'den sabaha karşı 05:00'te çıktığımda saat 09:15'teki sabah kahvaltısına bir depodan bir çeyrek depo eksik benzin yakarak yol aldığım günlerdi.
Hatta sonraki yaşantımı mümkün kılan, Hikayesini yazdığım hız sevdamın katiliyle müşerref olduğum, İzmir/Antalya istikametinde 6-7 km yarıçaplı solunda çakıl ocakları olan sağa geniş tatlı virajın olduğu yollardır onlar.
Tecrübemle sabittir...
Altında varsa basarsın...
Arada bir şeytan mı dürtüyor diyelim kan mı kaynıyor diyelim artık ne derseniz..
ama yoksa da sadece yazıklanırsın ama daha az risk alırsın Hocam.
Olmadı 6. viteste 2500 devirden sonra Bluemotion'un kaçınılmaz olarak artan sesi sana hızlı gidiyormuşsunuz efekti verir veya hızlı gittiğini hatırlatır...
Bluemotion candır..
Ancaak lükse kaçmaktan kaçınan değerli dostumuzu ACC'nin şimdilik DSG'li araçlara alınabildiğini hatırlatır, Doğuş'un manuel araçlara da bir dönem verdiğinden tekrar verebileceği umudunu canlı tutun isterseniz, belki de 2015'te verebilir bile;
ancak aslen dur kalk trafikte işe yaradığı ve manuel şanzımanda 30 km/s hızların altında otomatik olarak devreden çıkacağından düşük hızlardaki sürüşleri ve ani fren ihtiyaçlarını karşılama işlevini yerine getiremeyeceğinden asıl alınış amaçlarından ikisini yerine getiremeceğinden alınmasının ne kadar mantıklı olacağını siz değerli hocama aktarmak zorundayım... Kısacası DSG ile ACC ikisinin bir arada olduğunda anlamlı ve çok işlevli..
%65 karartılmış arka ve arka yan camlar opsiyonel olarak alınabiliyor ve fiyatı da çok uygun. Pek de bahsi geçmez ama karartılmış camlar aracın iç ısısının yükselmesini engellediğinden soğutma/havalandırma ihtitacını azalttığından ekonomik olduğu da bilinmelidir....
Son sözünüzle beni üzüntüye sevk ettiniz.
DSG büyük risk değil hocam..
Bu algıyı yaratan;
bizim algıda seçiciliğimiz olduğu kadar "şikayetim var." diyen isyankarların, mağdur edebiyatının klasiklerini yazan yazarların bulunduğu yerlerde okunanları tebrik etmeli...
belki de bu söylentileri çıkartan diğer markaların pazarlama stratejisi yöneticilerini.
Ben sorun yok demiyorum..
Ancak abartıldığı kadar yok diyorum.
Forumda tanıdıklarımdan başkasının yok arkadaşımın DSG'si patladı yok kuzenimin DSG'si çatladı diyenleri ciddiye almıyorum.
Allah aşkına bir tanesi servis faturasını mesajına eklesin de biraz ikna edici olsun..
Çamur at izi kalsın atasözünü hatırlıyorsanız burada gerçekleşen durumun en güzel özeti olduğunu söylememe bilmem gerek var mı?
Ben kendilerine yalan söylüyorlar demiyorum diyemiyorum onlar kadar rahat değilim ithamda bulunmak konusunda ve bunu kendime yakıştıramıyorum.
ama her söylenene inanmayın diyorum karalama politikası da olabilir.
Bu konuda çok yazdım çizdim. Ama şu kadarını söylemeliyim..
Nasıl ki edepli terbiyeli olanlar toplumda çoğunluktaysa ama bu çoğunluk yine karakterleri gereği sessizdir.
Ancak kusurdan hatadan medet umanlar sus payı verirler diye sağa sola diş ve tırnaklarını geçiren vahşi, saldırgan kişilerin azınlık olduğunu bilmeli...
Fakat sesi çıkartan veya sesi çıkan her şey haklı veya doğru değildir.
Bu şanzımanların hangi koşullarda kullanıldığını bilmiyoruz... Çok kötü kullanılmış da olabilirler, eğer bilinçsiz ve kıymet bilmez kişilerin elindeyseler..
Söz gelimi yokuş yukarı sıkışık trafikte yarım debriyaj manuelde kavramanın, otomatikte DSG'nin katilidir.
Sırf bunun için geliştirilmiş Auto Hold teknolojisini kullanmak yeterli...
Ama bunun için emniyet kemeri takılı olmalı.
Şimdi soruyorum size; bir çoğunda kafaya takılmayacak denli önemsiz ama bir dikkat edin kaç kişide kemer kaç kişide kemer tokası takılı?
Hakkını aramak konusunda son derece bilgi ve deneyim sahibi olan kimselerin pek çoğunun;
aslında bu şanzımanı doğru koşullarda kullandıklarında arıza vermesinin mümkün olmayacağını kullanan büyük ama sessiz çoğunluğa baksalar görebilirler sanıyorum.
Yoksa Volkswagen nasıl olur da bunca yüksek imajını zedeler veya bile bile sürekli sorun çıkartan bir şanzımanı araçlarına takıp dertsiz başına dert ve masraf alır?
Aslında kendi kusurlarını örtmek üzere ve kendisini haklı çıkartmak için ortalığı birbirine kattıklarını da düşünmüyor değilim...
Daha kötüsü kullandıkları kelimelerin seçilişine bakarak kin ve nefretin edebiyatını yapanların bizlerin araçlarımızı araç olarak görmeyip hayatımızda bir değer ve anlam vermek suretiyle yer veren kişilere zarar verebileceklerini düşünüyorum dahası..
Kısacası keyfinizi kaçırmayın, kaçırmalarına da izin vermeyin kolayca...
Benim imkanım olursa DSG alacağım.. Teknoloji ve medeniyetin meyvelerinden... ve ben bu meyvenin tadına baktıktan sonra kararım verdim..ilk fırsatta ona sahip olmalıyım.