silvershadow
Emekli
- Katılım
- 6 May 2015
- Mesajlar
- 8,996
- Tepkime puanı
- 1,340
- İsim
- Murat İNCİ
BÖLÜM (2)
TASARIM:
İlk olarak, bu araç bir sedan değil bunu önemle belirtmeli; aslen kendisi sedan görünümlü bir hatchback yani daha doğru isimlendirmeyle otomotiv terimleriyle gövde tipi " liftback"'tir.
Bir önceki MK2 Superb'te eksik bir şeyler vardı. Sanki ilkokul öğrencisi tarafından çizilmiş otomobil resmini eskiz olarak kullanmış hissi oluşturdu bende hep nedense ya da Honda’nın City’si gibi hilkat garibesi ve oransız ya da asimetrik tasarıma sahip içimde bakmaya dayanamadığım bir boşluk hissi doğuran görünüşe sahipti. Kısacası ısınamamıştım. Fakat bu tasarımdan vazgeçilmiş ve bambaşka bir tasarım ve bambaşka bir anlayışa yönelinmiş.
Eskiye göre oldukça maskülen, karizmatik ve güçlü bir görünüşe sahip bu tasarımın ipuçları 2014 yılında Vision C konseptiyle markanın yeni tasarım anlayışıyla verilmişti.
Skoda genel müdürü her ne kadar %95 oranında bu tasarıma sadık kalındığını söylese de, sanırım tasarımı yapanlar çalışmaları esnasında akıllarındaki araçlardan parçalar eklemişler veya zaten tutan araçların zaten tutan kısımlarından esintilerle işi garantilemek istedikleri kolaja dönüştürmüşler.
En basit örneğiyle Petek tasarımlı radyatör ızgarası dersem ilk akla ne gelir?
Elbette Golf GTI.
Aracın ön kısmının altında GTI’ın radyatöründen esintiler var.
Bu gösterişli konseptten ağır başlı bir sedana dönüşüm gerçekleşti ve hayallerle gerçeklerin ne kadar farklı olduğunun kanıtlarından biri olarak sayılabilir bu durum
Vision C konseptinin üretim versiyonuna en yakın modeli olan yeni Superb'de eğik tavan çizgisi ve ince sütunlar ile coupe otomobilleri hatırlatıyor ve LED aydınlatmalı farlar, güçlü omuz çizgisi ile şişkin çamurluklar modelin başlıca tasarım detayları. Fakat tavan çizgisinin eğilme noktası arka koltuklarda oturanları rahatsız etmeyecek denli geride başlıyor.
MQB-B platformuna sahip olan bu araçta Golf'te tavan yapan Passat'ta da görebileceğimiz; kaput, tampon, far ve radyatör grubundan oluşan ön yüzünde belirgin, tripezoid (bu İngilizce terim geometrideki ismiyle, ‘yamuk’tan başka bir şey değildir.) formunda bir ön yüz bizi karşılamakta.
Kaputtaki form karşıdan baktığınızda kaput birleşme çizgilerini yok ediyor tıpkı Golf gibi... ve şu kaputtaki farın üzerindeki oval çizgi Golf'ün bire bir aynısı.
Kaputun tam ortasında musclecar araçlarda görmeye alışık olduğumuz türden hani kaputuna altına sığdıramadığımız motorun varlığını işaret eden ve Yandaki dışarı taşan çamurluklarla bir araya gelerek gücün simgesi olan bir kabartı var.
Kaputun ortasındaki kabartının tam başlangıcına yerleşmiş Skoda amblemi oldukça güzel konumlandırılmış ve bu güçlü araç ile markanın bilinç altında kaynaşması sağlanmış.
İçlerinde kristal kesimli aydınlatma öğeleri bulunan Led Gündüz farları ve Bi-Xenon farlar lüks bir hava veriyor.
Tasarımdaki köşeli, geometrik ve keskin hatlı çizgiler gücün vurgulanmasında çok etkili.
Arka stop grubu:
Yatay çizgilere vurgunun devam ettiği arka kısımda değerli taşları andıran stop lambaları standart LED aydınlatmalara sahip
Golf'te, Passat'ta görmeye alışık olduğumuz derin omuz çizgisi hem araca maskülen bir güçlülük katıyor hem de aracın yandan görünüşünde farklı renklerle hareketlendiriyor ve derinlik algısı oluşturuyor. Sadece bu değil yanal rüzgarları da bu farklı açı ve yüzeylerle dağıtmak ve etkisini azaltmak da mümkün oluyor.
Skoda'da bu omuz çizgisine tornado çizgisi adı verilmiş. Tornado çizgisi en arkadaki camların bitiminde arka stoplarda sonlanıyor. Golf'teki C sütunu gibi modele özgü bir karakteristik katıyor ve hem Tornado çizgisinin bitimine yakın yükselişi hem de en arkadaki kelebek camının yukarıya doğru verdikleri kavis uçakların arkalarındaki kuyruk dikmelerine veya kanatlarının ucundaki wingletleri andıran bu detay, modele özgü karakteristiklerden biri olmaya aday.
Bu tornado çizgisine paralel hatlardan oluşan keskin kenarlı geometrik elektrikli katlanır yan aynalar yine Passat esintisi de taşımakla birlikte oldukça uyumlular.
Bi-Xenon Farların ledli gündüz farları:
Kristal gibi kesilmiş farların iç detayları:
Üstten görünüşü
Arka kısmı:
Ön kısmı:
Radyatör ızgarasındaki dikey çizgilerin 3 boyutlu bir illüzyonla farların içerisinde de devam ettiklerini görmek mümkün.
Son olarak boyutlar oldukça önemli elbette.
Aracın boyutları sınıfının üstünde imkanlar tanıyor ve limuzin denen uzun şasi tasarımlı L segmentine göz kırpıyor ben geliyorum diye..
TASARIM:
İlk olarak, bu araç bir sedan değil bunu önemle belirtmeli; aslen kendisi sedan görünümlü bir hatchback yani daha doğru isimlendirmeyle otomotiv terimleriyle gövde tipi " liftback"'tir.
Bir önceki MK2 Superb'te eksik bir şeyler vardı. Sanki ilkokul öğrencisi tarafından çizilmiş otomobil resmini eskiz olarak kullanmış hissi oluşturdu bende hep nedense ya da Honda’nın City’si gibi hilkat garibesi ve oransız ya da asimetrik tasarıma sahip içimde bakmaya dayanamadığım bir boşluk hissi doğuran görünüşe sahipti. Kısacası ısınamamıştım. Fakat bu tasarımdan vazgeçilmiş ve bambaşka bir tasarım ve bambaşka bir anlayışa yönelinmiş.
Eskiye göre oldukça maskülen, karizmatik ve güçlü bir görünüşe sahip bu tasarımın ipuçları 2014 yılında Vision C konseptiyle markanın yeni tasarım anlayışıyla verilmişti.
Skoda genel müdürü her ne kadar %95 oranında bu tasarıma sadık kalındığını söylese de, sanırım tasarımı yapanlar çalışmaları esnasında akıllarındaki araçlardan parçalar eklemişler veya zaten tutan araçların zaten tutan kısımlarından esintilerle işi garantilemek istedikleri kolaja dönüştürmüşler.
En basit örneğiyle Petek tasarımlı radyatör ızgarası dersem ilk akla ne gelir?
Elbette Golf GTI.
Aracın ön kısmının altında GTI’ın radyatöründen esintiler var.
Bu gösterişli konseptten ağır başlı bir sedana dönüşüm gerçekleşti ve hayallerle gerçeklerin ne kadar farklı olduğunun kanıtlarından biri olarak sayılabilir bu durum
Vision C konseptinin üretim versiyonuna en yakın modeli olan yeni Superb'de eğik tavan çizgisi ve ince sütunlar ile coupe otomobilleri hatırlatıyor ve LED aydınlatmalı farlar, güçlü omuz çizgisi ile şişkin çamurluklar modelin başlıca tasarım detayları. Fakat tavan çizgisinin eğilme noktası arka koltuklarda oturanları rahatsız etmeyecek denli geride başlıyor.
MQB-B platformuna sahip olan bu araçta Golf'te tavan yapan Passat'ta da görebileceğimiz; kaput, tampon, far ve radyatör grubundan oluşan ön yüzünde belirgin, tripezoid (bu İngilizce terim geometrideki ismiyle, ‘yamuk’tan başka bir şey değildir.) formunda bir ön yüz bizi karşılamakta.
Kaputtaki form karşıdan baktığınızda kaput birleşme çizgilerini yok ediyor tıpkı Golf gibi... ve şu kaputtaki farın üzerindeki oval çizgi Golf'ün bire bir aynısı.
Kaputun tam ortasında musclecar araçlarda görmeye alışık olduğumuz türden hani kaputuna altına sığdıramadığımız motorun varlığını işaret eden ve Yandaki dışarı taşan çamurluklarla bir araya gelerek gücün simgesi olan bir kabartı var.
Kaputun ortasındaki kabartının tam başlangıcına yerleşmiş Skoda amblemi oldukça güzel konumlandırılmış ve bu güçlü araç ile markanın bilinç altında kaynaşması sağlanmış.
İçlerinde kristal kesimli aydınlatma öğeleri bulunan Led Gündüz farları ve Bi-Xenon farlar lüks bir hava veriyor.
Tasarımdaki köşeli, geometrik ve keskin hatlı çizgiler gücün vurgulanmasında çok etkili.
Arka stop grubu:
Yatay çizgilere vurgunun devam ettiği arka kısımda değerli taşları andıran stop lambaları standart LED aydınlatmalara sahip
Golf'te, Passat'ta görmeye alışık olduğumuz derin omuz çizgisi hem araca maskülen bir güçlülük katıyor hem de aracın yandan görünüşünde farklı renklerle hareketlendiriyor ve derinlik algısı oluşturuyor. Sadece bu değil yanal rüzgarları da bu farklı açı ve yüzeylerle dağıtmak ve etkisini azaltmak da mümkün oluyor.
Skoda'da bu omuz çizgisine tornado çizgisi adı verilmiş. Tornado çizgisi en arkadaki camların bitiminde arka stoplarda sonlanıyor. Golf'teki C sütunu gibi modele özgü bir karakteristik katıyor ve hem Tornado çizgisinin bitimine yakın yükselişi hem de en arkadaki kelebek camının yukarıya doğru verdikleri kavis uçakların arkalarındaki kuyruk dikmelerine veya kanatlarının ucundaki wingletleri andıran bu detay, modele özgü karakteristiklerden biri olmaya aday.
Bu tornado çizgisine paralel hatlardan oluşan keskin kenarlı geometrik elektrikli katlanır yan aynalar yine Passat esintisi de taşımakla birlikte oldukça uyumlular.
Bi-Xenon Farların ledli gündüz farları:
Kristal gibi kesilmiş farların iç detayları:
Üstten görünüşü
Arka kısmı:
Ön kısmı:
Radyatör ızgarasındaki dikey çizgilerin 3 boyutlu bir illüzyonla farların içerisinde de devam ettiklerini görmek mümkün.
Son olarak boyutlar oldukça önemli elbette.
Aracın boyutları sınıfının üstünde imkanlar tanıyor ve limuzin denen uzun şasi tasarımlı L segmentine göz kırpıyor ben geliyorum diye..
Moderatör tarafında düzenlendi: