Sayın
@tiesay hocam sizden alıntı yaptım ama sakın üzerinize alınmayın konuyu başından beri takip ettiğim için aşağıda genel bir serzenişte bulunacağım.
Ben de arabasının ve bisikletlerinin temizliği hakkında titiz olan birisiyim.
92 model Tempra'mızı benzinliklerdeki dönen silindirli makinelerde yıkattığımı hatırlayıp kendime hem gülüyor hem kızıyorum.
Artık benzinlikte köpük, hortum ve bezle yıkıyorum diye kendimi tebrik ediyordum fakat bu da mı gol değil yani

Kuyu suyunun ne günahı var? Saf suyla mı yıkayacağız?
Evin önünde kendim yıkayayım dedim birkaç defa; bu sefer de çok su harcıyormuşum gibi geldi... Benzinlikte süresi belli, sıra baskısı vs derken anında yıkayıp bitiriveriyor insan
Sonra kenara çekip camsille camları cam gibi yapıyorum, varsa bulduğum en ucuz lastik parlatıcıyı sürüyorum bitti gitti.
-------------
Herkes aracını sever, değer verir fakat sizleri tenzih ederim ülkemizde bu konunun abartıldığı gibi (bakınız alım satım ilanları, fiyatlar, marka modelin statü göstergesi olması) temizlik/yıkama konusunun da abartıldığını düşünüyorum.
Birçok ülkede bulundum bizdekinin yarısı kadar oto yıkamacı görmedim; ''detailing''ci hiç görmedim ya da dikkat etmedim. Millet benzinlikte ya da benzinlikteki gibi yan yana araç yıkama düzeneklerinde aracını yıkayıp geçiyor.
Yahu araba bu. Yeri geliyor yağmurda, çamurda, karda sürüyoruz. Üzerinde su kaldı, silerken bez çizdi de ne demek; ben anlayamıyorum. Arabaları kapalı garajlara koyup kitleyelim üstü açık nostalji arabaları gibi sadece güneşli günlerde sürelim o zaman... Bisiklet ve teknolojik eşya konusunda daha titiz olduğum için onlarla bir bağlantı kurup empati yapmaya çalışacağım ama yine olmuyor
Neyse, otomobil forumundayız, tabii ki bu işi hobi veya terapi gibi yapan arkadaşlar var, saygı duyuyorum. Elinize sağlık fakat bu da benim bakış açım.
İyi forumlar
@SCC Hocam bilakis benim bu konudaki "acaba ben mi fazla umursamazım" şeklindeki hislerime +1 destek çıkmışsınız.
Öncelikle konudaki profesyonel arkadaşların hakkını sonuna kadar vermek lazım, araba temizlemek bir "iş" ise Detailing tam bir "zanaat" hatta "sanat"! Üstelik sonu olmayan, her zaman daha iyisinin olduğu bir uğraş. (Geçen gün zymol marka ufacık bir wax gördüm, fiyatı 1600usd / 11000TL :O )
Bu uğraşın biraz yetişme/aile ortamı ve çevre faktörlerine bağlı olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki ben çocukluğumda babamla araç yıkadığımı hiç hatırlamam, çevremde de araçlarının detailing boyutunda titizliği konusunda hassas insanlar da olmadı. Ancak elektronik, teknoloji, bilgisayar donanımları gibi konularda hep çok meraklıydım. (Sanırım bunda en bariz sebebin 35 yıl öncesinde dahi evde IBM 286dx model bilgisayarımızın olması... Annem in " Baban araba parasına bilgisayar aldı" sözlerini hatırlarım, bunda komik olan arabamız yokken babamın böyle bir atılım yapması.

)
İşin bu sosyolojik kısmını bir kenara bırakıp, konumuza dönersek:
Koronadan mütevellit 2 aydır home office modunda, düşük yoğunlukta çalışma nedeniyle forumda hayli okuyacak / yazacak vakit bulur oldum. Detailing, retrofit derken bütün konuları okur ve araştırır oldum, bir nevi kitap okumak gibi diyebilirim. Dün gece de mesala
@silvershadowhocanın yazmış olduğu eski konularını okudum, resmen arşiv niteliğinde bir ansiklopedi serisi. (Sanıyorum kendisi emekli olmuş, artık vakit ayırmıyor bu konulara ama keşke tecrübelerini halen aktarmaya devam etse. )
Detailing mevzusu ise yine uykusuz bir gece okumaya başladığım ve kendimi bir anda aliexpress de ürün araken bulduğum bir konu,. Üstelik ben ki arabasını elle dahi hiç yıkamamış birisi için bambaşka bir alem. (Neyse ki bu yeni aracıma henüz fırça sürdürmedim

) Okudukça keyif aldım, videoları izledim derken - derken iş bu havlu konu başlığına geldi. Yine bir teknoloji saplantısı ile kendi kendime uğraş buldum "Arkadaş bu twisted pile nasıl bir teknolojiymiş, havluyu koyuyorsun 1lt su döksen emiyor!" Sonra evdeki bornozuma baktım, 2 yıl oldu alalı halen kurulanırken tek tük hav bırakıyor, üstelik marka olacak bir de... Vay be dedim, adamlar yapmış. En nihayetinde saat olmuş gecenin 4:00 ü ve ben aliexpress den 1200-1300gms havlulara bakarken buldum kendimi.
İşin özeti maalesef hiç bir zaman buradaki arkadaşlar kadar detaycı olamadım, dedim ya benzinlikten kuyu suyu kullanmanın ötesine geçemedik. Ancak 1 haftadır havaların da ısınması sonucu kanım kaynadı sanırım, 3-5 parça araç şampuanı, kuzu postu eldiven, jant temizleyici ıvır zıvır aldım. (Bu konuda destek olan
@Gökhan Bilgin kardeşim tekrar teşekkür ederim)
Diğer bahsettiğiniz konularda da atıfta bulunmak isterim. Benim de işim gereği 30a yakın ülke gezdim, corona sağolsun 3 aydır kımıldamıyoruz o ayrı. Tabi iş amaçlı olunca bu geziler, haliyle hep güzel yerleri de görmedik. Araç bakımı (detailing, retrofit) konusunda Türkiye ile benzer yerler var hocam ancak boya takıntısı konusunda hiç böylesi bir yere denk gelmedim. Avrupa ve Amerika da aracını satmadan önce kusurlarını boyatanlara teşekkür ediyorlar. Kuzey afrika özellikle Mısır da mesela araç kaskosu diye bir olay pratikte yok. Yeni kasa bir 7.40 aracın sağlı sollu her yerinin ezik, göçük olduğunu görünce kalbim sıkılmıştı. 20 milyon nüfuslu kahire'de 5km/h hızla saatlerce araç kullanırken tepeden güneşin inmesiyle cinnet geçirirken, 7/24 kornaların da susmadığı bir trafikte yandaki aracın BAMM diye size vurması sonrası iki tarafın arabadan inip "hebele, hübele" diye bağırışıp tekrar arabalarına binip ilerlemesi çok enteresan gelmişti. İşte o gün istisnasız neden bütün arabaların sağı solu çarpık, göçük olduğunu anladım. Çünkü kimse yaptırmıyor ancak! bizim gibi değer kaybı endişesiyle değil, tam tersi yarın tekrar trafikte kaza yapacağı gerçeği nedeniyle yaptırmıyor.
Velhasıl kelam bizde sıfır arabaya çarpan adama üstüne bir de değer kaybı davası açıyoruz, el mahkum.
Selamlar.