İkinci el piyasasında "genç kız öpüşürse hamile kalır" mantığı hakim.
Potansiyel alıcıların, ki burada ticari nitelikte olanlar başı çekiyor, "malı öldürme" çabası var. Ve bu da bütün araç sahiplerini had safhada paranoyak hale getiriyor. Aklı başında pek çok tanıdığım arabanın orası burası çizik göçük geziyor. Neymiş efendim boyalı çıkarsa para etmezmiş. Geçiniz.
Şimdi de tartıştığımız Hans'ın vidayı sıkması. Ne malum robotun işini iyi yapmayıp işi Hans'a (ya da şansa) bırakmadığı. Arkadaş bir tane vidam sıkılsa ne olur, bu niye canımı sıksın ki, görünen o ki piyasada zaten tüm vidalar gevşek.
Böyle eftikleyen alıcı gelirse de ona kapıyı gösteririm. Kusura bakmasın.
Bence herkes bir durup bu tuhaf durumun bir ruhsal etkilenme sonucu oluğunu hatırlasın. Kaputun vidalarının sıkılması ve hatta fabrikada değişmesi aracın sağlamlığını, kullanışlılığını ve ömrünü ve dolayı ile değerini etkilemez, etkilememeli. Biz buna prim vermeye devam ettikçe alıcıların değersizleştirme eğilimi artıyor.
Burada bir ayırım yapmak lazım, kalite kontrol sürecinde iyileştirmeye gidilen ile fabrikadan çıktıktan sonra darbe almış ve tamir görmüş aracı birbirinden ayırmak lazım. İkinci durum da müşteri mutlaka sözlü ve yazılı olarak bilgilendirilmeli ve alışverişi cazip hale getirecek bir teklif sunulmalı.
Potansiyel alıcıların, ki burada ticari nitelikte olanlar başı çekiyor, "malı öldürme" çabası var. Ve bu da bütün araç sahiplerini had safhada paranoyak hale getiriyor. Aklı başında pek çok tanıdığım arabanın orası burası çizik göçük geziyor. Neymiş efendim boyalı çıkarsa para etmezmiş. Geçiniz.
Şimdi de tartıştığımız Hans'ın vidayı sıkması. Ne malum robotun işini iyi yapmayıp işi Hans'a (ya da şansa) bırakmadığı. Arkadaş bir tane vidam sıkılsa ne olur, bu niye canımı sıksın ki, görünen o ki piyasada zaten tüm vidalar gevşek.
Böyle eftikleyen alıcı gelirse de ona kapıyı gösteririm. Kusura bakmasın.
Bence herkes bir durup bu tuhaf durumun bir ruhsal etkilenme sonucu oluğunu hatırlasın. Kaputun vidalarının sıkılması ve hatta fabrikada değişmesi aracın sağlamlığını, kullanışlılığını ve ömrünü ve dolayı ile değerini etkilemez, etkilememeli. Biz buna prim vermeye devam ettikçe alıcıların değersizleştirme eğilimi artıyor.
Burada bir ayırım yapmak lazım, kalite kontrol sürecinde iyileştirmeye gidilen ile fabrikadan çıktıktan sonra darbe almış ve tamir görmüş aracı birbirinden ayırmak lazım. İkinci durum da müşteri mutlaka sözlü ve yazılı olarak bilgilendirilmeli ve alışverişi cazip hale getirecek bir teklif sunulmalı.
Moderatör tarafında düzenlendi: