Merhabalar,
Baştan belirteyim uzunca bir yazı oldu
Foruma yeni katıldım. 2016 Aralık çıkışlı Golf 7 1.4 TSi 125bg / DSG - Comfortline sahibiyim. Araç ayrıntılarını özellikle veriyorum ki benzer araç sahipleri ile karşılaştırma imkanı olsun. Bağımsız süspansiyonun konfora etkisini tartışmadan önce bu konularda dıştan içe gitmenin (lastik, cant, bağlantı elemanları ve süspansiyon, şasi gibi..) doğru olacağını düşünerek, hangi aracı alırsak alalım, ne tür özellikleri olursa olsun, 0 araç alınırken lastik basıncının ilk kontrol etmemiz gereken değer olduğunu belirtmek isterim. Aşağıda bununla ilgili bir deneyimimi ve bağlı olarak konfor durumunu aktarmak isterim.
Aracımı teslim alıp Doğuş Şaşmaz'dan (Ankara) çıktım ve temiz bir asfaltta yol aldım. Bu esnada yol düzgün olduğu için pek hissetmedim ancak şehir içine girdiğimde çok derin çukurları olmayan, yer yer bozuk asfaltlarda dahi aracın resmen zıpladığını ve takır tukur gittiğini hissettim. Açıkçası bir an acayip moralim bozuldu, ciddi para harcayıp tam bir takoz aldığımı düşündüm. Halbuki test sürüşü yapmış ve aracı denemiştim. Daha önce sürdüğüm Golf'ler de bu derece sert değildi. Neyse ki aklıma hemen lastik havalarını kontrol etmek geldi ve o an bomba patladı "ön-arka 44 psi!!"
Hemen kullanım kılavuzunu açtım ve tavsiye edilen değeri bulup 35psi'ye indirdim. Bu konuda da lütfen benzinlikteki arkadaşlara güvenip kafadan Türkiye standardı olan 32psi'ye ayarlamayın, her aracın kendi ölçtüğü ideal bir değer var, bilmeyenler için sürücü kapısı için de veya kullanma kılavuzunda bu değer mevcut. Daha sonra kılavuzu tekrar ve dikkatli okuduğumda konfor için 31-32 PSI tavsiye edildiğini gördüm ancak yeni nesil araçlar emisyon değerlerini tutturmak için sanırım daha fazla hava ile tavsiye ediliyor, üzerindeki düşük sürtünme dirençli Michelin Energy Saver+ lastikler de bu yüzden veriliyor diye düşünüyorum. Basıncı düşürdükten sonra haliyle konforda ve yol gürültüsünde çok ciddi fark oldu. Hemen servisi aradım ve durumu ilettim, aldığım yanıt "bazen araçlar uzun süre depoda sabit yatıyor, bu arada lastik basınçları düşebiliyor, o yüzden fazla hava basıyoruz" oldu. Peki hadi o ara bastın havayı müşteriye teslim ederken genel bir kontrol yapmaz mı insan? Şans eseri sert bir fren yapsam veya viraja hızlı girsem muhtemelen metrelerce giderdim 44 psi lastiklerle. Ayrıca lastiğe bu kadar hava basmanın yapısını da zedeleyebileceğini düşünüyorum, kamyonet değil bu neticede.
Özetle; bağımsız süspansiyonun konfor etkisini tartışmadan önce lastik marka/model ve hava basınç değerlerinin bu konuda çok daha öncelikli olduğunu belirtmek isterim. Aracıma kışlık lastik taktırırken ekteki fotoğrafı çekmiştim çünkü onca forum sayfası ve VW'nin kendi sitesinde bile malesef aracımın süspansiyon sistemine ilişkin net bir bilgi bulamadım. Dedim bari altını göreyim bağımsız mı yoksa torsiyon çubuğu mu var anlamış olurum.
Sürüş deneyimine gelince; yaklaşık 2-3 yıl kadar ortalama her hafta sonu farklı araçlar kiraladım ve rahatlıkla diyebilirim ki düşük segmentten (yanlış anlaşılmasın) (Hyundai i10-Nissan Micra) orta-üst segmente kadar (Focus-Megane-Corolla-Golf-Jetta-Passsat-Mercedes C Serisi-Bmw 3 serisi) birçok farklı araç kullandım. Golf'ün yol tutuşu, yolda stabil duruşu, sürerken yola yapışma hissi ve verdiği güven emin olun kendi VW markası için de bile oldukça üst sırada (Jetta'dan çok daha iyi, Passat'a yaklaşır). BMW 3 serisi bana havada gidiyormuş hissi verirken GOLF'te yere daha yakın ve güvende hissediyorum. Tabi ki bu durum sürücüden sürücüye değişir ancak viraja girdiğiniz anda (nasıl girdiğinizde önemli) aracın ne kadar yattığı, ne kadar dışarı kayma eğiliminde olduğu, kayıp kaymadığı gibi durumları gözetince GOLF 7 bence segmentinin üzerinde bir performans sergiliyor. Bir kaç kere ters eğim ve hafif bombeli yol yüzünden fark etmeden hızlı girdiğim virajlarda tekerlerin yerden kesilme noktasında, aracın çok ufak bir dalgalanma ile yola oturup kendi nasıl topladığına açıkçası şaşırdım. Özellikle XDS sisteminin bu konuda çok etkin olduğunu düşünüyorum.
Bağımsız süspansiyon ve torsiyon arasında konfor açısından fark "kesinlikle var" ama bu dağlar gibi bir fark değil kanımca. 1.2 TSi ve Leon FR'da (125 BG manuel) ile yaptığım sürüşlerde virajlarda gayet stabil, çukur vs konularda da beklediğimden iyi sonuçlar olduğunu gördüm. Bağımsız süspansiyonun etkisini çok bozuk zeminlerde mutlaka hissediyorsunuz, gövde daha az sarsılıyor veya daha az sağa sola yatıyor, ancak VW belli standartlarda ve orta segmentin hafif üst sıralarına uygun teknolojiler kullanıyor. Bu nedenle iki sistem arasında dağlar kadar fark yok ve aynı segmentteki bir çok araçtan daha iyi bir sürüş keyfi var. Gönül ister ki bu tür standartları aynı model araçlar içerisinde değiştirmesin, tüm araçlarında aynı standartları uygulasın ancak firma politikası, tercih bizim.
Sürüş hissiyatının ergonomi, ağırlık merkezi vb bir sürü parametresi var ancak her aracın kendine has sürüş özellikleri olduğunu unutmamak gerek. Bağımsız süspansiyon tek başına etkili bir eleman iken süspansiyon sisteminin sertliğinden şaşi bağlantısına, aracın genel olarak gövde ve şaşi uyumu-esnemesine kadar bir çok etken sürüşü etkiliyor.
Bazı arabalara bu kadar para verilmesi çok eleştirilen bir konu. Ben aksesuar manyağı biri değilim, bir çok aracın üzerinde hiç kullanmadığımız tonlarca özelliği yüzünden fiyatı aşırı şişiyor. Tamamen kendi görüşüm ancak şu anda Highline bir Golf TDİ'a 120.000 TL civarı para vereceğime 1-2 yaşında BMW 1 serisi bir araç alır seviye atlarım. Yada daha eski bir E-Classe Mercedes veya BMW-5 serisi. Malumunuz bahsettiğim arabaların ölüsü bile 3 tane VW grubu araba eder, sanırım bunları tartışmaya gerek yok ancak tamamen tercih meselesi. O yüzden kimin hangi arabaya ne kadar ödemek istediği kendi sorunu. Araç fiyatlarını bence segmentleri içerisinde kıyaslamak lazım. Ben aracımı alırken aynı fiyata Megane Dizel Otomatik Icon, veya dolu bir Peugeot 308 alabiliyordum.
Ancak gidip araçları incelediğimde ne malzeme kalitesini ne detay işçiliğini ne de sürüşlerini beğenmedim, o yüzden halen Golf'ün kendi segmenti içerisine parasını en çok hak eden araç olduğunu düşünüyorum.
Bir de VW tarihinde Golf'ün farklı bir yeri var, tabiri caiz ise VW markasının armadasıdır Golf. Bir aracı 7 nesildir üretip sürekli geliştirmek ve marka içinde ona özel bir yer ayırmak ayrıcalıklı bir durumdur. Markanın 1970'ler ortasında satış rekorları kırdığı sırada Beetle konseptinden sonra tanıttığı ilk 3 modeli Golf, Passat ve Scirocco'dur. Daha sonra Passat ve Scirocco bir şekilde durgunluk dönemine girmiş, arada üretimleri durmuş, 80'lerin başında taze kan olarak Golf Mk3 ile birlikte Jetta konsepti tanıtılmıştır. Arada "Bora" gibi görünüp kaybolan modeller de mevcut. Dikkat edin diğer modellerinde nesil kodları "Mk I" "Mk II" şeklinde gitmez. Bu araç "kaplumbağa" dediğimiz klasik VW'nin yerini alan araçtır ve Hatchback tasarımının ya ilki ya da ilklerindendir.
Şimdi bu kadar güzel şeyler yazınca VW'de çalıştığımı filan düşünebilirsiniz
ancak ben araba konusunda titiz ve araştırmacı biriyim, ayırca satın almacı olduğum için çok fazla araştırır, incelerim. Doğrudan kulaktan dolma bilgiler, bütçesel nedenler veya kedi-ciğer yaklaşımı ile forumlarda düşünülmeden yazılmış yazılar oluyor. Bu konular teknik konulardır, duygusal konular değildir. Aracınız hurda dahi olsa sizin için manevi değeri olabilir, ona kimsenin lafı olmaz ancak yiğidi öldürünce de hakkını vermek lazım.
Mevcut düzende kar maksimizasyonları kaliteden ödün vermeden yapılamaz hale gelmiştir. En büyük markaların bile eski ve yeni araçları arasında malzeme ve işçilik açısından büyük farklar varken özellikle Golf için konuşuyorum ben geriye giden bir durum görmedim , genelde hep daha iyiye gidiyor ve aracın özellikle iç kalitesi artıyor. Sadece daha fazla plastik aksamdan kaynaklı trim sesinin arttığını düşünüyorum. Fırsatınız olursa 98 model bir E kasa ve 2015 modeli inceleyin, 2015 yılının getirdiği teknolojik, albenili, süslü tasarımı yanında eski tasarımın ne kadar sade ve ağırbaşlı durduğunu, ağaç görünümlü plastik değil gerçek gül ağacı detayları ve ön kapı içleri dahil her köşesinin kaya gibi olduğu görürsünüz. Artık araçlar motor teknolojileri ile kapışıyor, malzeme kalitesi genellikle kullanıcıların 2. aşamada baktığı veya incelediği konular. Bu nedenle orta segmentte bile son derce yakışıklı ama teneke kaportalı araçlar görüyoruz. Forumları gezin yeni araçlarda bahsedilen şikayetlerin çoğu kaliteli 10-15 yıllık araçlarda yoktur.
Kusura bakmayın uzunca bir yazı oldu ancak bir çok forumda değinilen bu konuyla ilgili başka yazıları da okuyup genel bir cevap yazmak istedim. Yine belirtmek isterim ki araba seçmek tamamen tercih meselesidir, kimi parasına göre kimi zevkine göre alır, mesele aldığımız şeyle ilgili yeterince bilgi sahibi değil isek burada karalama yapmayalım, atıp tutmayalım. Birilerini veya araçlarını hor görmek, onların seçim kriterlerini bilmeden yargılamanın ve yakıştırma yapmanın çok cahilce bir davranış olduğunu düşünüyorum.
Kazasız, belasız, keyifli sürüşler dilerim.