MESLEK SEÇİMİ


@magic Amin, Allah razı olsun hocam Allah kimseyi evladıyla ve sağlık sıkıntılarıyla sınamasın.

 

Imkani olan , farkli dunyalari seven arkadaslar okullarini yurtdisinda okusunlar yada en azindan mstr yapsinlar. Birans olarak bilgisayarla ilgili ne olursa olsun.

Uniyi baska brans uzerine okudum ama devamli IT icerikli islerinde calistim. Bosu bosuna 4 senemi heba ettim uni icin.

Iyi bir IT ci olmak icin illahi okul gerekmiyor. Kendinizi gelistirmeye bakin derim.

Kendi adima artilari

is arama derdiniz olmaz hatta size gelir teklifler

Evden , plajdan , kafeden nereden isterseniz calisirsiniz. ( sirketler 3 gune kadar evden calismayi pek sikinti etmezler - ben max 2 gun yapiyorum )

Bol bol sirket ici egitim su bu bahanesiyle seyahat etme sansiniz olur

Kimse tepenizde dinelip su is bittimi, bunu yaptinmi demez . Is temponuzu kendiniz yonlendirirsiniz

Calisma saatleri flex dir ;  istediginizde gelirsiniz , istediginizde gidersiniz

Sikinti  su : ileride TR 'ye donucek olursak mecburen ( maas farklarindan dolayi )  Istanbul'da yasamam gerekicek ama ben Izmir , Mugla , Aydin disinda diger illerin yasamini sevmiyorum. Istanbul 4 gunden sonra ustume ustume gelmeye basliyor.

 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Imkani olan , farkli dunyalari seven arkadaslar okullarini yurtdisinda okusunlar yada en azindan mstr yapsinlar. Birans olarak bilgisayarla ilgili ne olursa olsun.

Uniyi baska brans uzerine okudum ama devamli IT icerikli islerinde calistim. Bosu bosuna 4 senemi heba ettim uni icin.

Iyi bir IT ci olmak icin illahi okul gerekmiyor. Kendinizi gelistirmeye bakin derim.

Kendi adima artilari

is arama derdiniz olmaz hatta size gelir teklifler

Evden , plajdan , kafeden nereden isterseniz calisirsiniz. ( sirketler 3 gune kadar evden calismayi pek sikinti etmezler - ben max 2 gun yapiyorum )

Bol bol sirket ici egitim su bu bahanesiyle seyahat etme sansiniz olur

Kimse tepenizde dinelip su is bittimi, bunu yaptinmi demez . Is temponuzu kendiniz yonlendirirsiniz

Calisma saatleri flex dir ;  istediginizde gelirsiniz , istediginizde gidersiniz

Sikinti  su : ileride TR 'ye donucek olursak mecburen ( maas farklarindan dolayi )  Istanbul'da yasamam gerekicek ama ben Izmir , Mugla , Aydin disinda diger illerin yasamini sevmiyorum. Istanbul 4 gunden sonra ustume ustume gelmeye basliyor.
yurtdışında okumak bambaşka bir şey, buradaki standart bir öğrenciye göre vizyon farkı inanılmaz, dolayısıyla iş imkanı da...

"bilgisayarla ilgili bir meslek" son gelinen aşamada çok genel bir başlık olur, spesifik olarak yazılım uzmanlığından bahsedersek, o zaman yazılım mühendisliği okumak mı buna ulaşmanın en doğru yolu olur?

 
makine mühendisi, inşaat mühendisi, elektrik mühendisi arkadaşlarımız var mı içimizde, genel olarak mühendislik tavsiye ediyorlar mı, iyi/kötü tarafları neler?

 
bir de endüstri mühendisliği var ki, diğer mühendisliklerden ayrı bir yere koymak gerekir, dersler epey farklılık gösteriyormuş diye duydum...

belki bu mesleği de @HaK Hasan hocamız anlatır bize...

 
@olimpioHocam Türkiye'de bilişim alınında çalışıp flex çalışma şartları olan çok az şirket var , geri kalanı mecbur sabah 9 akşam 6 çalıştırıyorlar. 7 ay öncesine kadar Avea'da Oracle DBA (veritabanı yöneticisi) olarak çalışıyordum, kusura bakmayın biraz ayıp olacak ama adamlar çalışanların ağzına sı...yorlar. Bir daha asla telekom firmalarında çalışmayı düşünmüyorum. İşten ayrılmadan önce stres kaynaklı bel , sırt ağrıları ve karpal tünel sendromundan dolayı kendime gelemedim uzun bir süre. 7 aydır büyük bir sigorta firmasında görev yapmaktayım ve gün içerisinde oturmama rağmen o eski sağlık sorunlarımdan eser kalmadı , çünkü stres yok , yoğun çalışma yok ve maaş olarak da beni tatmin ettiği için çok mutluyum. 

Genelde DBA'ler diğer IT çalışanlarına göre daha rahattır, gündüzleri çok yoğun olmaz, sadece bazı hafta sonları geceleri biraz yoğun çalışırlar, fakat bu durum Avea, Turkcell, Vodafone gibi firmalar için geçerli değil.

 
Moderatör tarafında düzenlendi:
@skysoblue85 benimde bir onceki sirket telekom sirketiydi. Stres cok fazla yasamadim ama sirkulasyon cok oluyor telekom sirketlerinde. Yasca buyuk olanlar pek bulunmaz. Avantajlarida gordum tabiki yalan yok. Turkiye'nin calisma sartlarina cok fazla hakim degilim. Sadece sunu biliyorum kategoriler arasi gelir farkliliklari cok fazla. Oracle DBA olarak yurtdisinda da rahatlikla is bulabilirsiniz ( tabiki boyle bir tercihiniz varsa ) Evli vs degilseniz tavsiyede ederim. Gerci ben gibi buralara alisip donememekte var isin ucunda.

SQL calisiyorum bende 1-2 aydir. Onerebiliceginiz kaynak , site varsa yollarsaniz sevinirim.

 
@olimpio Eşim ve ben, yüksek lisansımızı İngiltere'de yaptık, fakat o dönem İngilitere'de kriz olduğu için iş görüşmelerimiz olumsuz geçti, sonra da Türkiye'ye gelip askerliği aradan çıkardım, askerlik bitimin 1 hafta sonrasında iş görüşmesi ve 1 ay sonrasında işe başlayınca yurt dışından uzak kaldım. Yurt dışına çıkmayı geçen ay  eşimle tekrar konuştuk fakat yurt dışındaki maddi olarak şartlar Türkiye'deki şartlarımı (ev, araba, maaş(yurt dışıyla hemen hemen aynı))  , bir kaç yıl orada çalışarak ancak eşitliyebileceğimizi görünce şimdilik vazgeçtik. Ama arada iş fırsatlarını kolluyorum. 

 
Bende genç arkadaşlarımıza bir öneride bulunabilirim. Ben bilgisayar mühendisliği bölümünden mezunum.

Önümüzdeki yıllarda bu bölümde okumayı planlayan/okuyan arkadaşlar var ise Siber Güvenlik alanında kendilerini yetiştirebilirler.

Öncelikle kendilerine ilk önerim siber güvenlik ile ilgili olarak buldukları tüm etkinliklere katılsınlar. Belki daha çok ilgilerini çeker.

Günümüzdeki savaşlar artık kaba güç ile değil, direk ülkeler seviyesinde siber saldırılar için elemalar yetiştiriliyor. Çin, Rusya ve Finlandiya bunların örnekleri. 

Sevgiler + Saygılar.

 
makine mühendisi, inşaat mühendisi, elektrik mühendisi arkadaşlarımız var mı içimizde, genel olarak mühendislik tavsiye ediyorlar mı, iyi/kötü tarafları neler?
hocam mühendisliği bölüm olarak değilde hep bir yaklaşım ve prensip olarak görüyorum. oldum olası dummy işleri otomatize etmeyi severim. birşeyi manual yapmayı sevmem ve çok sıkıcı gelir. 

 
peki yazılım için bilgisayar mühendisliği okumak mı yoksa herhangi bir mühendislik okurken yazılıma kurs vs ile ayrıca zaman ayırmak mı?
Hocam bilgisayar mühendisliği okursanız 1 adım önde olursunuz. Matematik mühendisliği de yakın bir bölüm. Yazılım mühendisliği de var. Diğer mühendisliklerden de gelenler var. İşletme okuyup analizci olan da var. Bu meslekte mesele kendini geliştirmek. 

 
bir de endüstri mühendisliği var ki, diğer mühendisliklerden ayrı bir yere koymak gerekir, dersler epey farklılık gösteriyormuş diye duydum...

belki bu mesleği de @HaK Hasan hocamız anlatır bize...
Dediğiniz gibi @magic Emre Hocam, Endüstri Mühendisliğinin farklı bir mühendislik olduğunu daha üniversiteye başladığımız ilk gün hemen farketmiştik. Sadece Biz değil, diğer Mühendislik bölümü öğrencileri de farketmiş olacaklar ki, o kıskanç :)  dolu bakışlar hala gözümün önündedir. Bir sınıf düşünün ki, 2, bilemediniz 3 kız öğrenci ya var ya yok, ve yine bir sınıf düşünün ki, kız öğrenciler erkek öğrencilerden fazla, bundan daha güzel farklılık olur mu Sizce? :)

Şaka bir tarafa, şuraya gelmek istiyorum, Endüstri Mühendisliği, gerek eğitim sürecinde, gerek alınan dersler bakımından gerekse çalışma hayatında en sosyal, en dışa dönük mühendisliklerden biri. Kötü tarafı var mı? Evet var, okulu bitirdiğinde dünyadaki mükemmeliyetçi insan sayısına +1 ekliyorsun.
Kafa sürekli optimum kar, optimum verimlilik, optimum fayda, ..... için çalıştığından en mükemmel çözümleri aramak, bulmak istiyorsun. Ama iş hayatı "%60'ı kabulümdür" diyor aslında...Daha sonrası iyileştirme... iyileştirme... iyileştirme... Yani mükemmeli yakalama çabası...

Kendime göre şöyle bir anonim tanımını yapayım isterseniz;
Endüstri Mühendisliği, diğer mühendislik dallarından da aldığı derslerle o "mühendisliklerin cehennemi"nin farkında olan, gerektiği yerde kendi mesleki eğitim teknikleri ile birleştirerek geliştirdiği yöntemleri, insan, makina, zaman ve paranın olduğu her alanda, daha verimli, daha karlı hedeflere ulaşmak ve çalıştığı şirketin vizyonuna uygun gelişimi sağlamak yönünde kullanabilen, orta ve üst düzey yönetici ihtiyacını karşılamak amacıyla geliştirilmiş bir Mühendislik dalıdır.

İş alanı en geniş ve hele yan dallar alındığında en performanslı, en verimli, en aranan (işverene sağladıkları yönünden) mühendisliklerden biri olması tercih edilmesi için yeterli sebeptir. Tabii seçilecek mesleğin sevilmesi ve ona ilgi duyulması da olmazsa olmazdır.

Peki Endüstri Mühendisliği ile hangi yan dalları almamız daha uygun olur?
Alınacak yan dal, kişinin ilgi duyduğu bir alan/sektör ile ilişkili olmalıdır.
Mesleki performansına ve meslek geçerliliğine maksimum fayda sağlamalıdır.
İş ararken rekabet avantajı yaratmalıdır.
Belli bir yerde ikamet etme zorunluluğu varsa bölgedeki sektörlere uygun olmalıdır.
Birkaç faydalı yan dal vereyim,
İşletme/Finans
Bilgisayar Müh.
Yazılım Müh.
Elektronik Müh.
Şu anki düşünceme göre hangisini seçerdim yan dal olarak? Büyük olasılıkla Yazılım'ı.
Bence burada bırakayım yazmayı, devam ettim mi konu geniş, uzar gider, önünü alamam sonra.
Nasıl yapalım? Şöyle yapalım, soru-cevap şeklinde.
İlgili olan ya da meslek olarak seçmeyi düşünen (varsa) kafasındaki soruları sorabilir. Yaşanmışların da katkısıyla bildiklerimi ve düşüncelerimi aktarır, yardımcı olmaya çalışırım dilimin döndüğünce...
Şu bilgiyi de ekleyim Emre Hocam, bir kız babasıyım ve kendisi Endüstri Mühendisliği 2. sınıf öğrencisi. :)  
Saygılar...

 
Dediğiniz gibi @magic Emre Hocam, Endüstri Mühendisliğinin farklı bir mühendislik olduğunu daha üniversiteye başladığımız ilk gün hemen farketmiştik. Sadece Biz değil, diğer Mühendislik bölümü öğrencileri de farketmiş olacaklar ki, o kıskanç :)  dolu bakışlar hala gözümün önündedir. Bir sınıf düşünün ki, 2, bilemediniz 3 kız öğrenci ya var ya yok, ve yine bir sınıf düşünün ki, kız öğrenciler erkek öğrencilerden fazla, bundan daha güzel farklılık olur mu Sizce? :)

Şaka bir tarafa, şuraya gelmek istiyorum, Endüstri Mühendisliği, gerek eğitim sürecinde, gerek alınan dersler bakımından gerekse çalışma hayatında en sosyal, en dışa dönük mühendisliklerden biri. Kötü tarafı var mı? Evet var, okulu bitirdiğinde dünyadaki mükemmeliyetçi insan sayısına +1 ekliyorsun.
Kafa sürekli optimum kar, optimum verimlilik, optimum fayda, ..... için çalıştığından en mükemmel çözümleri aramak, bulmak istiyorsun. Ama iş hayatı "%60'ı kabulümdür" diyor aslında...Daha sonrası iyileştirme... iyileştirme... iyileştirme... Yani mükemmeli yakalama çabası...

Kendime göre şöyle bir anonim tanımını yapayım isterseniz;
Endüstri Mühendisliği, diğer mühendislik dallarından da aldığı derslerle o "mühendisliklerin cehennemi"nin farkında olan, gerektiği yerde kendi mesleki eğitim teknikleri ile birleştirerek geliştirdiği yöntemleri, insan, makina, zaman ve paranın olduğu her alanda, daha verimli, daha karlı hedeflere ulaşmak ve çalıştığı şirketin vizyonuna uygun gelişimi sağlamak yönünde kullanabilen, orta ve üst düzey yönetici ihtiyacını karşılamak amacıyla geliştirilmiş bir Mühendislik dalıdır.

İş alanı en geniş ve hele yan dallar alındığında en performanslı, en verimli, en aranan (işverene sağladıkları yönünden) mühendisliklerden biri olması tercih edilmesi için yeterli sebeptir. Tabii seçilecek mesleğin sevilmesi ve ona ilgi duyulması da olmazsa olmazdır.

Peki Endüstri Mühendisliği ile hangi yan dalları almamız daha uygun olur?
Alınacak yan dal, kişinin ilgi duyduğu bir alan/sektör ile ilişkili olmalıdır.
Mesleki performansına ve meslek geçerliliğine maksimum fayda sağlamalıdır.
İş ararken rekabet avantajı yaratmalıdır.
Belli bir yerde ikamet etme zorunluluğu varsa bölgedeki sektörlere uygun olmalıdır.
Birkaç faydalı yan dal vereyim,
İşletme/Finans
Bilgisayar Müh.
Yazılım Müh.
Elektronik Müh.
Şu anki düşünceme göre hangisini seçerdim yan dal olarak? Büyük olasılıkla Yazılım'ı.
Bence burada bırakayım yazmayı, devam ettim mi konu geniş, uzar gider, önünü alamam sonra.
Nasıl yapalım? Şöyle yapalım, soru-cevap şeklinde.
İlgili olan ya da meslek olarak seçmeyi düşünen (varsa) kafasındaki soruları sorabilir. Yaşanmışların da katkısıyla bildiklerimi ve düşüncelerimi aktarır, yardımcı olmaya çalışırım dilimin döndüğünce...
Şu bilgiyi de ekleyim Emre Hocam, bir kız babasıyım ve kendisi Endüstri Mühendisliği 2. sınıf öğrencisi. :)  
Saygılar...
Hasan hocam, benim de oğlum liseye yeni başladı, lisede kafalar çok karışık, gerçekten seveceği, başarabileceği mesleği bulmak, yönelmek büyük iş, siz de yaşadınız bu süreçleri,

ben konunun ilk yazısında da belirtiğim gibi illa ki bir "meslek" sahibi olarak bitirmesini istiyorum üniversiteyi, yoksa 5-6 yıl okuduktan sonra başka sınavlara, başka eğitimlere ihtiyaç duyulan da çok meslek var ve bunlar çocuklarda hayal kırıklığı yaratıyor maalesef...

endüstri mühendisleri mezun olduklarında böyle sıkıntılar yaşıyorlar mı? mutlaka yüksek lisans okumak gerekiyor mu? iş bulma süreçleri, başvurdukları pozisyonlar nelerdir? spesifik bir alan içeren diğer mühendisliklere göre pozitif ve negatif yönleri nelerdir?

soru sayısını abarttım kusura bakmayın...

 
@magic ben endüstri mühendisliğini ortak bir mühendislik olarak görüyorum. Mühendis olmak istiyorsun ama karar veremiyorsan uygun bir bölüm olabilir. Orada karar verir alan değiştirirsin. Ama bir hedefin varsa kesinlikle oraya gidilmemeli. Orada hepsinden biraz var ama hiçbiri tam değil... Gideceğin yan dal belli ise boşa diğerleri ile vakit kaybetmeye gerek yok.

 

doktorluk konusunda bi kaç bişey karalayayım;

aslında 4 yaşımdaki bir fotoğrafın bilinç altıyla başladı herşey muhtemelen. evdeki sehpanın üzerine koyulmuş üçgen bir kağıt parçası..

dr murat :)

ilkokul ve ortaokulda ne meslek seçeceğim konusunda en ufak bi fikrim yoktu aslında. gazoz kapağı, tasolar, futbolcu kartları ve arabalarla geçen yıllar...

lisede aldı beni bir elektronik mühendisliği sevdası. o motivasyonla hazırlandım üniversite sınavına. elektronik alet manyağı olmuştum. tabi sınava girmeden az süre önce mühendislik bölümlerinde ileri derecede matematik vb derslerin okutulduğu bilgisi bana iletilince hayallerim suya düşmüştü biraz. ilginç şekilde biyoloji, kimya ve fiziğim çok iyiydi.

son bir kaç ayda tıp okumaya karar vermiştim, doktor olan ablamın da gazıyla...

eli yüzü düzgün bir puan alınca da yolculuğum başlamış oldu.

beklediğimden az zorlanarak bitirdim aslında fakülteyi. bir kaç dersten bütünlemeye de kaldığım oldu ama kayıpsızca bitirdim. okuması çok çok zor bir bölüm değil bence. ya da eskiden daha zormuştur bilemiyorum.

tus denen nane karşıma dikildiğinde, yıllardır kitap yüzü açmamış olduğum için yerlerde gezinen bir puan alınca yaptıklarımı sorgulamaya başladım.

tus sınavının hemen ardından gelen ağrı devlet hastanesine atandığım haberini aldığımda, bugüne kadar evinden en fazla 500 km uzak kalmış ben, ankara 7.caddede bir kaldırımda sigaramı içerken "ne yapacağım şimdi" diye düşündüm saatlerce...

babamı akşam aradım ve dedim ki;

"baba senden son kez birşey istiyorum. ben ağrı'ya gitmeyeceğim. kurs paramı gönderirsen ne yapıp edip o 38 puanı yükseklere çıkartıcam. sonra da senden bir daha para istemeyeceğim ne olursa olsun"

"nasıl istersen oğlum" dedi sadece...

7-8 ay dünyadan koptum ben. doktor olabilmiş ama halen para kazanamamanın verdiği ağırlıkla çalıştım sınava tekrar.

2010 nisan ayında sonuçlar açıklandığında, gazi üniversitesi ortopediyi kazandığımda hayatımda hiç hissetmediğim bir rahatlık duygusu yaşıyordum...

ortopedi nasıl diye sorarsanız, somut bir bölüm olduğu için ben zevk alıyorum. yani hastanın bir şikayeti varsa mekanik bir sebebi mutlaka var bizde. farazi bir tanımız yok. ayrıca ameliyatlarımız marangozhaneden hallice. matkap, vida, çekiç, çivi, tornavida... bunlardan da acayip haz alıyorum

doktorluk derseniz, eskiden o ilahlaştırılmış profil şu an kesinlikle yok. kalifiye bir devlet memurusunuz sadece. malesef fazlaca şiddet haberi alıyoruz.

belki de milletçe tahammülsüz olduk. meslektaşlarımın da bazı hareketlerini hiç tasvip etmiyorum. bazen olaylara davetiye çıkabiliyor. ben Allah'a şükür bugüne kadar kötü bir olay yaşamadım.

tıp eğitimi alınırken bir o kadar da diyalog ve doktor-hasta ilişkisi dersi verilmeli bizlere. karşımıza gelen kişi normal değil çünkü. bizim açımızda basit bir kist ya da tendinit, hastanın hayat kalitesini mahvetmiş olabiliyor. ona göre davranmak lazım

özet olarak, "zor be dostlar" diyorum, ama verdiği manevi hazzın ötesinde maddi kaygılarla çok da yapılacak iş değil :)

şu satıra kadar sabredip okuduysanız da teşekkürler

saygılar...

 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Geri
Üst Alt