MESLEK SEÇİMİ


@maniax murat hocam keyifle okudum yazınızı, ellerinize sağlık. Bende yeri gelmişken birkaç birşey karalayım. Bizim ailede ben hariç neredeyse herkes tıpla ilgili bölümleri okudular. Bende lise yıllarında mühendisliğe takık bir şekilde dolanıyordum bu sebeplede ailem her ne kadar tıp okumamı istesede ben makine mühendisliğini okudum. Şu an için mutusuz muyum mühendislik okumaktan? hayır ancak ülkemizin şartları doğrultusunda mühendislik okumak yetmiyor. Dil için yurt dışında eğitim almak gerekiyor. Eğer imkan varsa yüksek lisans ve doktorayı yurt dışında yapmak lazım. Bunlara ek olarak da okuduğunuz mühendislik alanıyla ilgili teknik alanda da kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. Ayrıca benim şahsi olarak fikrim mühendislik okununca mühendis olunmuyor mühendislik okuyan kişiye  bir bakış açısı kazandırıyor. Benim tavsiyem genç arkadaşlarımıza bi bölüme girmeden önce iyice araştırmaları eğer girdikleri bölümde mutlu olacaklarsa  okumaları. Son olarak eğer imkan varsa lisansıda yurt dışında okumayı şiddetle tavsiye ederim.

 

@kimi-emdHocam çok doğru bir noktaya parmak bastınız. Yazılım Mühendisi olarak yüksek lisansımı yapmadan önce iş yerleri aramayı bile tenezzül etmiyordu, görüştüğüm bir kaç yerde pek kale almadılar, hatta çoğu askerlik ve deneyimsizliği bahane etti , hayır anlamadığım yeni mezun nasıl deneyimli olabilir düşünemiyor mu bu adamlar ? . 

Ben de İngilitere'de yüksek lisansımı yaptım , hemen arkasından askerliği tamamlamamın 1 hafta sonrasında 2 tane tanınmış  İT firmasıyla iş görüşmesine gittim, her 2 sine de mülakatta İngilitere'de yüksek lisans yaptığımı bahsedince, işler bir anda değişti ve hemen işe başlamamı istediler. Sadece Türkiye'de lisans mezunu olmak yetmiyor artık. Ayrıca yurt dışındaki yüksek lisans diploması iş değiştirirken de çok işime yaradı.

 
@kimi-emdHocam çok doğru bir noktaya parmak bastınız. Yazılım Mühendisi olarak yüksek lisansımı yapmadan önce iş yerleri aramayı bile tenezzül etmiyordu, görüştüğüm bir kaç yerde pek kale almadılar, hatta çoğu askerlik ve deneyimsizliği bahane etti , hayır anlamadığım yeni mezun nasıl deneyimli olabilir düşünemiyor mu bu adamlar ? . 

Ben de İngilitere'de yüksek lisansımı yaptım , hemen arkasından askerliği tamamlamamın 1 hafta sonrasında 2 tane tanınmış  İT firmasıyla iş görüşmesine gittim, her 2 sine de mülakatta İngilitere'de yüksek lisans yaptığımı bahsedince, işler bir anda değişti ve hemen işe başlamamı istediler. Sadece Türkiye'de lisans mezunu olmak yetmiyor artık. Ayrıca yurt dışındaki yüksek lisans diploması iş değiştirirken de çok işime yaradı.
Ahh hocam yurt dışında yüksek lisans diyince akan sular duruyor. Bende bundan 3 sene önce amerikada bi imkan yakalamıştım ancak nasip olmadı gidemedim. Ondan dolayıda türkiyede y lisansa devam etmek zorunda kaldım.  Şimdi açık konuşmak gerekirse yurt dışında yapılan y lisan ve doktoranın getirisi çok onu bıraktım yurt dışında  bi dil eğitimi bile alsan firmaların takibine giriyorsun. 

 
Kimya yüksek mühendisiyim, eğer oğlum da isterse onu da mühendislik okuması için teşvik edeceğim. İyi üniv. den mezun olursanız rahat iş bulabiliyorsunuz. Çalışma alanları çok geniş, otomotiv, yansanayisi, plastik, petrokimya vd. ve bu alanlarda kalite, üretim, satış birimlerinde çalışabilirler.İş hayatı bana şunu öğretti. Univ., diploma, dil vd işe giriş için önemli ama gerisi kişiye kalmış. Karşınıza çalışma hayatınız boyunca bir hadi bilemediniz 2 fırsat çıkar bunları cesur olup değerlendirmek önemli. Bir de isterseniz global bir şirkette çalışın mıtlaka arkanız sağlam olmalı ve sizi destekleyen biri. Yoksa ağzınızla kuş tutsanız bir yerlere gelemezsiniz. Ha vardır kendi çabalarının karşılığını görmüş kişi ama çok çok azdır.

Gördüğünüz dersler sonrası piyasaya çıktınız ama onların çoğunu kullanmayacaksınız eğer kendi alanınızla ilgili kendi işinizi yapmayacaksanız veya bir petrokimya tesisinde çalışmayacaksanız. Sorun değil en azından mühendisliğin size kazandırdığı bakış açısı ve disiplin kârınız olur.

Tekrar kimya müh. okurmuydum evet okurdum

 Benim de kısa yorumum bu olsun :)

 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Kimya yüksek mühendisiyim, eğer oğlum da isterse onu da mühendislik okuması için teşvik edeceğim. İyi üniv. den mezun olursanız rahat iş bulabiliyorsunuz. Çalışma alanları çok geniş, otomotiv, yansanayisi, plastik, petrokimya vd. ve bu alanlarda kalite, üretim, satış birimlerinde çalışabilirler.İş hayatı bana şunu öğretti. Univ., diploma, dil vd işe giriş için önemli ama gerisi kişiye kalmış. Karşınıza çalışma hayatınız boyunca bir hadi bilemediniz 2 fırsat çıkar bunları cesur olup değerlendirmek önemli. Bir de isterseniz global bir şirkette çalışın mıtlaka arkanız sağlam olmalı ve sizi destekleyen biri. Yoksa ağzınızla kuş tutsanız bir yerlere gelemezsiniz. Ha vardır kendi çabalarının karşılığını görmüş kişi ama çok çok azdır.Gördüğünüz dersler sonrası piyasaya çıktınız ama onların çoğunu kullanmayacaksınız eğer kendi alanınızla ilgili kendi işinizi yapmayacaksanız veya bir petrokimya tesisinde çalışmayacaksanız. Sorun değil en azından mühendisliğin size kazandırdığı bakış açısı ve disiplin karınız olur.

Tekrar kimya müh. okurmuydum evet okurdum

 Benim de kısa yorumum bu olsun :- )
Hocam meslektasmisiz. Yuksek lisansinizi kimyasal teknolojiler a.b.d da yaptiysaniz oda aynı sayılır. Kendi meslegimi yaptim birsure yalniz hayat iste iyi bir firmadan teklif gelince kacirmamak gerekiyor suan planlama ve koordinasyon biriminden sorumluyum çalıştığım firmada. Beni Ankara"ya getirecek kadar iyi bir teklifti sehir değiştirdim. Yaptiginiz sectiginiz meslekten bence daha cok, o ise yaklasiminiz, problem cozme yetiniz ve is bitiriciliginiz de onemli ozel sektörde.

Yeni baslayan muhendislerde gözlemliyorum. ışık vaad edenler yaptiklari islerle kendilerini belli ediyorlar hemen. Sonuc olarak soyle ozetliyim. Meslek secimi onemli ama yaptiginiz iste en iyisi iseniz yada o donanimlara sahipseniz , isterseniz en dusuk is kotasina sahip bolumden mezun olun yine is sıkıntısı cekmezsiniz.

SM-N910C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

 
Cok degerli ve de tecrubeli hocalarimin aktardiklari deneyimler ve bilgiler yaninda haddim olmayarak ben de bir seyler anlatmak istiyorum. Yukarida cok isabetli bir sekilde insanin sevdigi isi yapmasi severek yapacagi bir meslegi secmesinden bahsettiniz. Siz abilerim yaninda hayat karsisinda tecrubesiz sayilacak bir yastayim yasim 26 hukuk fakultesi son sinif ogrencisiyim son vize donemindeyim bu hafta insallah nasip olur da mezun olursam mezuniyetimden 2-3 ay sonra 27 yasinda olucam. Peki neden bu yasta hala ogrenciyim. Benim hikayem de bu olsun.

Lise sinavlarinda universite sinavlarinda cok sukur istedigim liseyi istedigim universiteyi kazanacak dereceler yaptim. Sinava girdigim donemde kendini tanimayan bir cocuk olarak okul ve dersanedeki hocalarimin yanlis yonlendirmesi sebebiyle fen lisesine kaydoldum. Sayisal derslerini sevmememe ragmen "yapabildigim" icin mecburi sayisalci oldum. Okulumu cok sukur guzel bi dereceyle bitirdim oss de de sayisalda istedigim universitenin istedigim bolumune girebilecegim bir puan aldim. Tabi sayisalci olunca onumde o kadar guzel puanla sadece iki bolum sunuldu. Muhendislik mi tip mi... cevremdekilerin tum arzu ve baskilarina ragmen doktor olmak istemedim. Okulunu okuyabilecegimden emindim ama en onemlisi kan tutan biri olarak ve de hastaneleri hic sevmeyen biri olarak secmek istemedim. Pisman miyim kesinlikle hayir.
NAoXdQ.jpg
 Peki nasil bir muhendis olacaktim. Ince is yapmayi cizim yapmayi sevmeyen biri olarak elektrik elektrinik makina vs somut muhendislikleri eledim. Geriye bilgisayar ve endustri kalmisti. Bilgisayari da lisedeyken kafamin bir turlu almadigi programlama yuzunden eledim. Geriye tek bir bolum kaldi endustri muh. Hem end. Muh. Is sahasinin genisligi yonetici vs. Olmalari teknik hususlarin daha azligi gibi gerekceler de bana digerlerine nazaran daha uygun oldugundan onu sectim. Egitim kalitesi tartismali olmakla beraber konum ve  Turkiyenin manzara olarak en guzel universitesinde end. Muh kazandim ve okumaya basladim. Ilk sene hazirlik rahat ve eglenceli gecti. Sonra benim icin en sancili donem lisans egitimiyle birlikte basladi. Ogrenim hayatimin basindan beri sevmedigim ama yapabildigim matematik dersleri kimya fizik(gerci fizigi severdim) vs burda da vardi. Ama bu sefer daha zor bir sekilde caba gerektirecek sekilde.Ekstradan teknik resim, programlama dersleri.. ne kadar da guzel..  Insan sevmeyince ugrasamiyor. Haliyle sonuc husran... uc sene lisansta da okudum ama daha hic ucuncu sinif dersi alamadan okulumu iki sene uzatinca bunun boyle gidemeyecegini anladim bos kagit verecegim olasilik dersinin sinavinda radikal bir karar alarak pilimi pirtimi toplayip izmire geldim ve tekrar sinava hazirlandim. Bu sefer alandisi tercihte puanim kesilmeyecekti o kural kalkmisti. Ben de insan yapmayi sevdigi bir seyi ders olarak okursa hem mutlu olur hem de okulunu da bitirebilir meslek sahibi olur: benim sevdigim seyse okumak. Bu sebeple hukuk okumaya karar verdim. Okudum da cok sukur. Hala okuyorum. Sirf bugun uc bucuk saatte 140 sayfalik yer okumam gerekti yetismedi 120 okudum 8D  ama hayatimdan memnunum mutluyum. 26 yasindayim en uzunundan ingilizce + 6 yil tip okuyan arkadasim bile gecen sene mezun oldu uzmanligini yapiyor su an. Lisede sinif arkadasim o zman fen lisesini birakip anadolu lisesine gecmisti hukuk okudu. Su an doktora yapiyor ve de asistan da olsa hocam oldu. Ayni okuldayiz o hocaa ben ogrenci  s=s20  onlari gorunce az da olsa uzuluyorum hayata biraz gec atildigim icin. Ama sonra dusunuyorum hic sevmedigim bir meslegi sadece yapabildigim icin omrum boyunca yapmak zorunda da kalabilirdim. Bu sebeple gec de olsa istedigim alanda sevdigim seyi yapmis olmaktan dolayi mutluyum huzurluyum. Uzun lafimin hasili insan sevdigi isi yapmali en basindan o ise yoneltilmeli. Baya icimi doktum kusura bakmayin  s=aman s=aman s=aman s=aman s=aman s=aman s=aman

BPdnjj.jpg


 
Moderatör tarafında düzenlendi:
ben de elektrik-elektronik mühendisiyim gerçi sadece 1 yıl çalıştım şimdi bambaşka bir mesleğim var.

Elektrik-Elektronik mühendisli güzel bölümdür ama ne istediğini bilir ve o alanda uzmanlaşabilirsen. 

Açıkcası benim hiç elektroniğe falan merakım olmadı. Yazılım hep dikkatimi çekti ama maymun iştahlılığım sayesinde herşeyden biraz hiçbirşeyden tam olmadı :)  En sonundada hep istediğim bir fırsatı yakalayınca da komple mesleği bıraktım. 

Açıkcası demek istediğim gerçekten yapmak istediğin mesleği seç, şu meslek daha iyiymiş, iş olanakları daha çokmuş vs. gibi sebeplerle seçim yaparsan o işten mutlu olamazsın. Sonra kendini meslek değiştirmek için fırsat kollarken bulursun kendini :)  

 
Merhaba Arkadaşlar Bende kendimce bir kaç yorum ekleyeyim.

Etrafınızdaki insalarla iş konusunda konuşurken hep aynı şeyi duyarsınız.

Bir kişi arkadaşına " Sizin işiniz kebap ,çok para var.Bizde sürünüyoruz " der

İşi kebap olan kişi bir başkasına " abi senin iş süper,bizimkinin parası iyi ama stresi çok " der

İşi süper olan kişi bir arkadaşına " Abi iş rahat,parası güzel ama bana göre değil " der.

Sonuç olarak Kişiyi tatmin eden Para mı , Yaptığı iş mi , Hayal ettiği yaşam tarzımı vs vs ?

Şimdi Gençlere yol göstereceğiz ama bunu neden yapamayız şöyle anlatmaya çalışacağım.

Hepimiz çocuk olduk yada çocuğumuz var. Çocuğunuza ilk kez bir yiyeceği tadacağı bir yemek sunacaksınız.Çocuğunuz yemeğe garip bir şekilde bakıyor ve kararsız.

Sizde ona yol göstereceksiniz.Onu yemesi için teşvik edeceksiniz fakat bunu yaparken kendi deneyimlerinizden yola çıkarak tecrübelerinizi aktararak bir yol gösterme şekli olacaktır.

Örneğin :" Tadı çok güzel en azından bir kez dene sevmezsen yemezsin." derler anne babalar

Tadının güzel olması kişiye göre göreceli bir kavramdır.Sizin için güzel olan bir başkası için kötü olabilir.Her bireyin tat alma duyusu farklı olduğu için yaşacağı deneyimde sizinkinden farklı olacaktır.Nereye varmak istiyorum.

Şimdi birisinin geleceği için onu doğru yönlendirmek istiyoruz değil mi ?

Sizin zevk aldığınız yada iyi olduğunu düşündüğünüz bir meslek yönlendirceğiniz kişi için iyimi veya kötümü bilemeyiz.Her canlı bir şeyi tecrübe ettikten sonra onun kendi için iyimi , kötümü olduğuna karar verir ve bundan sonraki yaşamında bu tecrübe ile hareket eder.

Doktor olsun dedik örneğin evet kötü bir meslek değil ama doktor olurken yada olduktan sonra bunun iyi bir tercih olmadığını fark ettiğinde ne olacak.Geri dönüşü zor olan bir süreç.Sonra yukarıdaki örnekte olduğu için başkasının işinin daha iyi olduğunu düşünecek.

Kişi sabah işe gitmek için yataktan kalkerken offluyorsa

İşe gittiğinde verilen görevi yaparken sıkılıyorsa ,yapmak istemiyorsa

Ay sonunda aldığı paranın yeterli olmadığını ,yaşamak istediği hayat için az geldiğini düşünüyorsa 

Başkalarının işlerini duyunca bende öyle bir işte çalışsam diyorsa 

SEVDİĞİ İŞİ YAPMIYOR demektir.

Kişi zevk aldığı ,heyecan duyduğu , yaptığı işle gurur duyduğu,kazandığı paranın kendisi için yeterli olacağını düşündüğü işi yapmalı.Bu her türlü meslek olabilir.Çobanda olabilirsiniz Genel Müdür de.

Diyeceğim o dirki tavsiyelerde bulunurken kişilerin zevklerine hayallerine köstek olmayalım.Onları mutlu olacakları mesleği seçerken destek olalım.Ne yapıcan o işi demiyelim, bu işş daha iyi onu seç demiyelim.

SAYGILARLA

 
Ben gemi elektrik teknisyeniyim meslek lisesi elektrik bölümünü bitirdim ve meslek yüksek okuluna sınavsız geçiş yaptım ama bitirmeden askere gittim askerden hemen sonra Tuzla bölgesinde tersanelerde gemi elektriği üzerine işe başladım. Çok zor şartlarda uzun süreli mesailer yaptım ve meslek öğrenmekten başka hiçbirşey kazanamadım. Sıfırdan bu mesleğe girdikten 4-5 yıl sonra kalfa olabildim. Sonrasında gemilerde elektrik zabiti olarak çalışmaya başladım ve para kazandım. Kısacası denizciyim.. Çok kişi maddi durumumun orta seviyede olduğunu gördüğünde kendi çocuklarının denizcilik fakültelerini tercih etmeliler mi diye sorularla karşılaştım. Hiç kimseye denizciliği tavsiye etmiyorum! 7 yıldır Deniz 5 yıl tersane tecrübem var. Deniz'de çalışan para kazanır. 4 yıl okul, okula devam ederken staj yapabilme imkanı ve zabit olma yani en fazla 5-6 yıl sonra direkt para kazanmaya başlar. Fakülte mezunu bir zabit en az 2500$ işe başlar 60 ay hizmetten sonra en az 8000$ maaş alır. Ama para herşey değildir..

Amerika'da yaşayan gurbetçilikten çıktı artık bin uçağa 15 saat sonra evindesin ama denizci düğün olur, doğum olur, ölüm olur, hasta olur gelemezsin gemi limana varmadan..

Bir denizci olarak bildiklerimi anlatmaya çalıştım dilim döndüğünce, kusur varsa af ola..

Sent from my iPhone using Tapatalk

 
@KB

pilotluğa geçiş yaptım hocam. madem konusu açıldı pilotluk hakkındada kısaca bir iki bilgi vereyim.

Açıkcası her meslek gibi pilotluğunda artı ve eksileri var. Fakat biraz daha keskin bu artılar ve eksiler. Yani seviyorsanız çok mutlu olarak çalışabilirken, sevmiyorken nefret edebilirsiniz.

Gökyüzünde olmak çok güzel bir his, bulutların üzerinden güneşin doğuşunu seyretmek.  Hava açıkken gökyüzünden piramitleri, tuna nehrini aramak, hep alttan gördüğümüz şimşekleri aynı hizadan ve hatta üstten görmek, farklı şehirleri ve ülkeleri tanımak her uçuşta farklı mesai arkadaşlarınızın olması, ve bir uçağı kullanmanın verdiği his bu işin temel artıları benim için.

tabi sadece artıları yok bir gün gece 11'de başka gün sabah 4'te bir başka gün öğlen 2'de işe gitmeyi, herhafta başka başka günlerde izin yapmayı doğum gününüzü bir otel odasında geçirmeyi doğal olarak neredeyse hiç bir plan yapamadan yaşamayı kabullenmek gerekiyor. Gökyüzünden etrafı seyrederken aslında ciddi miktarda radyasyona maruz kaldığınızı kokpitte saatlerce hareketsiz oturmanın ve kaybettiğiniz düzenli uyku ve yemek alışkanlıklarınında bir bedeli oluyor tabii. Tüm bu sağlıksız koşullara rağmen her yıl sağlık kontrolünden geçmek, ve mesleği kaybedebilme riskide bu işin temel olumsuzlukları. 

şu anda saat 02:10 ve ben ankarada bir otel odasında üniformamı giyinmiş servis bekliyorum örneğin. Peki pişmanmıyım? kesinlikle değilim, Tekrar geçmişe gitsem tekrar seçerim pilot olmayı. 

 
llgiyle okuyorum yazılanları, hukuk okuyan, pilot, denizci arkadaşlar var. Zor meslekler bazıları, fedakarlık gerektiriyor. İşin güzelliği de böyle geniş bir yelpazeden insanların bu forumda buluşmuş olması. Bu harika:)

 
bir palyaçonun acıklı hikayesi

Sene 1984,  Liseye başlayacağım… 3 yaşındayken götürdükleri doktorun “bu çocuk dahi” dediğini tesadüfen duyalı 2-3 sene olmuş, bunun bende yarattığı özgüvenle zaten hiç sevmediğim evde ders çalışma işini hepten boşlamışım, nitekim o testleri yapamıyorum, Anadolu lisesini falan zaten kazanamamışım, annem beni götürüp normal bir liseye yazdımış, Babam da aynı anda endüstri meslek lisesi elektrik bölümüne, bari liseyi bitirir bitirmez bir mesleğim olsun, sonra yükseğini okuyayım… hesap doğru doğru olmasına, babamın dediği de olmuş ben meslek lisesindeyim, ama elektrik diye bir ilgi alanım yok maalesef…

3 yıl öyle böyle geçmiş, o azaltılmış kültür dersleriyle üniversite hayal, boş senemde dershaneye gidiyorum, zeka devreye girmiş 3500 kişilik dershanede deneme sınavlarında birinci çıkıyorum ama ne gam! Ders çalışma vs yok, temel eğitim yok, biraz farklı soru gelse çuvallıyorum, nitekim 13.tercihim 2 yıllık itü turizm otelcilik… anca… o doktor gelse de görse keşke beni…

Yüksek okul da bitiyor ben seyahat acentasında çalışmaya başlıyorum tam 20 yaşımdayım, para kazanmak güzel, ama bende yabancı dil yok, üstelik öğrenme arzum yok, yeteneğim hiç yok… tabi olmuyor, sonra askerliği mecburen ertelemek için açık öğretim iktisat, o sırada banka sınavları... bankaya giriş... yıllar geçmiş 46 yaşında bir bankacıyım (o ne demekse)…

Halbuki…

17 yaşındayken dershanenin yaptığı "alan ilgisi" testlerinde: açık hava, turizm, radyo-televizyon, tiyatro-sahne sanatları, müzik vs çıkıp dururdu… 25 senedir iş arkadaşlarım hep mutludur, hep gülerler çünkü bana, güldürükçü bir adamım yani… güldürükçü bir bankacı… yerimde oturamam, hep bahaneler bulup kalkarım ayağa, ona buna sataşırım, en ciddi meseleden gülünecek bir şey çıkarırım, öte yandan içimde kopan fırtınalar, bu ciddi mesleğin ruhuma astığı prangalar (bir palyaçonun yüzü hep güler ya, ağlarken bile.. aynen öyle …)

Yani sevgili dostlar, yanisi şudur işin: yaş 17-18 ise neyi seviyorsan onu hedefle, bu mümkünse bir “meslek” olsun, sonra o mesleğe yönelik ne varsa oku, kendini geliştir ve o konuda uzmanlaş… babam hep “bir” şeyi bileceksin ama en iyisi sen olacaksın derdi, ben onu dinlemedim her şeyi azar azar bilmeye kalktım, iyi bir mesleğim olmadı maalesef…

Haaa bir de şu dahilik meselesi, zeka sizi belli bir amacınız varsa oraya giderken destekler, ancaaak, amacınız yoksa, doğru yeri/mesleği de bulamadıysanız olsa olsa sevilen bir insan yapar sizi başka bir halta da yaramaz, ona sakın güvenmeyin…

 
bu konuyu ihmal etmeyelim :000074-medium:

mühendislerimiz, avukatlarımız, mimarlarımız, öğretmenlerimiz... yok mu benim gibi acıklı hikayeleriniz ya da tam tersi "başarı" hikayelerimiz ?

@HaK hocam sorularımız vardı yukarıda ;)

her konuda fikirlerine güvendiğimiz @silvershadow üstadımız, bu konuyla ilgili de bir şeyler yazar mutlaka ;)

 

doktorluk konusunda bi kaç bişey karalayayım;

aslında 4 yaşımdaki bir fotoğrafın bilinç altıyla başladı herşey muhtemelen. evdeki sehpanın üzerine koyulmuş üçgen bir kağıt parçası..

dr murat :)

ilkokul ve ortaokulda ne meslek seçeceğim konusunda en ufak bi fikrim yoktu aslında. gazoz kapağı, tasolar, futbolcu kartları ve arabalarla geçen yıllar...

lisede aldı beni bir elektronik mühendisliği sevdası. o motivasyonla hazırlandım üniversite sınavına. elektronik alet manyağı olmuştum. tabi sınava girmeden az süre önce mühendislik bölümlerinde ileri derecede matematik vb derslerin okutulduğu bilgisi bana iletilince hayallerim suya düşmüştü biraz. ilginç şekilde biyoloji, kimya ve fiziğim çok iyiydi.

son bir kaç ayda tıp okumaya karar vermiştim, doktor olan ablamın da gazıyla...

eli yüzü düzgün bir puan alınca da yolculuğum başlamış oldu.

beklediğimden az zorlanarak bitirdim aslında fakülteyi. bir kaç dersten bütünlemeye de kaldığım oldu ama kayıpsızca bitirdim. okuması çok çok zor bir bölüm değil bence. ya da eskiden daha zormuştur bilemiyorum.

tus denen nane karşıma dikildiğinde, yıllardır kitap yüzü açmamış olduğum için yerlerde gezinen bir puan alınca yaptıklarımı sorgulamaya başladım.

tus sınavının hemen ardından gelen ağrı devlet hastanesine atandığım haberini aldığımda, bugüne kadar evinden en fazla 500 km uzak kalmış ben, ankara 7.caddede bir kaldırımda sigaramı içerken "ne yapacağım şimdi" diye düşündüm saatlerce...

babamı akşam aradım ve dedim ki;

"baba senden son kez birşey istiyorum. ben ağrı'ya gitmeyeceğim. kurs paramı gönderirsen ne yapıp edip o 38 puanı yükseklere çıkartıcam. sonra da senden bir daha para istemeyeceğim ne olursa olsun"

"nasıl istersen oğlum" dedi sadece...

7-8 ay dünyadan koptum ben. doktor olabilmiş ama halen para kazanamamanın verdiği ağırlıkla çalıştım sınava tekrar.

2010 nisan ayında sonuçlar açıklandığında, gazi üniversitesi ortopediyi kazandığımda hayatımda hiç hissetmediğim bir rahatlık duygusu yaşıyordum...

ortopedi nasıl diye sorarsanız, somut bir bölüm olduğu için ben zevk alıyorum. yani hastanın bir şikayeti varsa mekanik bir sebebi mutlaka var bizde. farazi bir tanımız yok. ayrıca ameliyatlarımız marangozhaneden hallice. matkap, vida, çekiç, çivi, tornavida... bunlardan da acayip haz alıyorum

doktorluk derseniz, eskiden o ilahlaştırılmış profil şu an kesinlikle yok. kalifiye bir devlet memurusunuz sadece. malesef fazlaca şiddet haberi alıyoruz.

belki de milletçe tahammülsüz olduk. meslektaşlarımın da bazı hareketlerini hiç tasvip etmiyorum. bazen olaylara davetiye çıkabiliyor. ben Allah'a şükür bugüne kadar kötü bir olay yaşamadım.

tıp eğitimi alınırken bir o kadar da diyalog ve doktor-hasta ilişkisi dersi verilmeli bizlere. karşımıza gelen kişi normal değil çünkü. bizim açımızda basit bir kist ya da tendinit, hastanın hayat kalitesini mahvetmiş olabiliyor. ona göre davranmak lazım

özet olarak, "zor be dostlar" diyorum, ama verdiği manevi hazzın ötesinde maddi kaygılarla çok da yapılacak iş değil :)

şu satıra kadar sabredip okuduysanız da teşekkürler

saygılar...
Degerli Murat Hocam;

Beş kez ve her birinde  ayrı bir zevk duyarak ve duygulanarak okudum...

Bu güzel yürekten satırlar için teşekkür ederim 

 

Geri
Üst Alt